Sentence view
Universal Dependencies - Turkish - Kenet
Language | Turkish |
---|
Project | Kenet |
---|
Corpus Part | dev |
---|
Annotation | Kuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi |
---|
showing 1001 - 1100 of 1646 • previous • next
Burası senin bildiğin parti ocaklarından değil , kahve ocağı .
s-1001
8700.train
Burası senin bildiğin parti ocaklarından değil , kahve ocağı .
Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu .
s-1002
8701.train
Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu .
İşlemeyen demir paslanır .
s-1003
8702.train
İşlemeyen demir paslanır .
Affedersiniz ; galiba patavatsızlık ettim , böyle konuşmamalıydım .
s-1004
8703.train
Affedersiniz ; galiba patavatsızlık ettim , böyle konuşmamalıydım .
İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez .
s-1005
8704.train
İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez .
Bizim minnet ve şükranlarımızın ne kadar payansız olduğunu hatırlamaktan derin bir teselli bul !
s-1006
8705.train
Bizim minnet ve şükranlarımızın ne kadar payansız olduğunu hatırlamaktan derin bir teselli bul !
Bununla beraber muhtar , bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir .
s-1007
8706.train
Bununla beraber muhtar , bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir .
Uşak'a kadar yirmi beş otuz esir de bizim payımıza düştü .
s-1008
8707.train
Uşak'a kadar yirmi beş otuz esir de bizim payımıza düştü .
Biz yaklaşınca kaz daha fazla paytaklaştı .
s-1009
8708.train
Biz yaklaşınca kaz daha fazla paytaklaştı .
Bunlar analarına , babalarına pay vermişler de böyle taş kesilmişler .
s-1010
8709.train
Bunlar analarına , babalarına pay vermişler de böyle taş kesilmişler .
Ne olacak efendim !
s-1011
8710.train
Ne olacak efendim !
Bir insana bir şey öğrettiğiniz , ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya , hocanın en büyük mükâfatı budur .
s-1012
8711.train
Bir insana bir şey öğrettiğiniz , ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya , hocanın en büyük mükâfatı budur .
Aslan bir pençe atarak soysuz köpeğin kemiklerini kırmış .
s-1013
8712.train
Aslan bir pençe atarak soysuz köpeğin kemiklerini kırmış .
Tiyatro topluluğu ' Kaos ' adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı .
s-1014
8713.train
Tiyatro topluluğu ' Kaos ' adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı .
1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı .
s-1015
8714.train
1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı .
Öteki doktor bizi perhize çekerken öldürmüş de haberimiz olmamış .
s-1016
8715.train
Öteki doktor bizi perhize çekerken öldürmüş de haberimiz olmamış .
Ana oğul Leman'ın gözlerini sildiler , kızcağızın başında pervane kesildiler .
s-1017
8716.train
Ana oğul Leman'ın gözlerini sildiler , kızcağızın başında pervane kesildiler .
Köpek gözlerinin akını çıkararak yan yan baktıktan sonra pes perdeden hırladı .
s-1018
8717.train
Köpek gözlerinin akını çıkararak yan yan baktıktan sonra pes perdeden hırladı .
Üftade Hanım'ın peşine takılmış olan şamatalı , gösterişli ve her yaştan , her cinsten bir kalabalık .
s-1019
8718.train
Üftade Hanım'ın peşine takılmış olan şamatalı , gösterişli ve her yaştan , her cinsten bir kalabalık .
Ambarda , tavana tutturulmuş cılız ışıklar ; arada sönecekmiş gibi pırpırlanıyordu .
s-1020
8719.train
Ambarda , tavana tutturulmuş cılız ışıklar ; arada sönecekmiş gibi pırpırlanıyordu .
Seksenini aştıktan sonra da pili bittiği için doğal bir ölümle öldü .
s-1021
8720.train
Seksenini aştıktan sonra da pili bittiği için doğal bir ölümle öldü .
Kafaları bu işe yatmazsa müşavir beylerle müdür beylerinizin , devlet kapısında pireyi deve yaparlar .
s-1022
8721.train
Kafaları bu işe yatmazsa müşavir beylerle müdür beylerinizin , devlet kapısında pireyi deve yaparlar .
İşi döndürüp dolaştırıp hicviyelere getiriyor ve onları pişmiş kelleler gibi sırıta sırıta okuyorlardı .
s-1023
8722.train
İşi döndürüp dolaştırıp hicviyelere getiriyor ve onları pişmiş kelleler gibi sırıta sırıta okuyorlardı .
Feti Bey , piyadece gezen azgın bir çete gibi hareket hâlindeydi .
s-1024
8723.train
Feti Bey , piyadece gezen azgın bir çete gibi hareket hâlindeydi .
Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış , plan kuruyordu .
s-1025
8724.train
Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış , plan kuruyordu .
Bir halk çocuğu olarak popülarite kazanmış , önce elinizde , sonra partinizde basamakları çıkmış , parlamentoya girmişsiniz .
s-1026
8725.train
Bir halk çocuğu olarak popülarite kazanmış , önce elinizde , sonra partinizde basamakları çıkmış , parlamentoya girmişsiniz .
Araba şehre günde üç posta yapar .
s-1027
8726.train
Araba şehre günde üç posta yapar .
Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi .
s-1028
8727.train
Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi .
Sabiha Hanım'ı eğlendirmek bahanesiyle konağa postu sermiş .
s-1029
8728.train
Sabiha Hanım'ı eğlendirmek bahanesiyle konağa postu sermiş .
İşinize bağlı değilsiniz .
s-1030
8729.train
İşinize bağlı değilsiniz .
Devlet adamları her ülkede projektör ışığında kişiler olarak davranışlarına , sözlerine , görünümlerine dikkat etmek zorundadırlar .
s-1031
8730.train
Devlet adamları her ülkede projektör ışığında kişiler olarak davranışlarına , sözlerine , görünümlerine dikkat etmek zorundadırlar .
Psikanalistler , insanı nasıl itiraf ettirerek içini boşaltmak suretiyle tedavi ederlerse , sanat eserleri de aşağı yukarı aynı rolü oynarlar .
s-1032
8731.train
Psikanalistler , insanı nasıl itiraf ettirerek içini boşaltmak suretiyle tedavi ederlerse , sanat eserleri de aşağı yukarı aynı rolü oynarlar .
Fırınlanmış birader , iki yıl sonra pul pul olmaz mı bunun vernikleri ?
s-1033
8732.train
Fırınlanmış birader , iki yıl sonra pul pul olmaz mı bunun vernikleri ?
Anadolu'nun yüksek yaylalarına has , sessiz , pussuz , boz renkli gecelerden biriydi .
s-1034
8733.train
Anadolu'nun yüksek yaylalarına has , sessiz , pussuz , boz renkli gecelerden biriydi .
Sakarya galibiyeti , o güne kadar pek farkına varılmayan korkunç bir düğümün çözülmesine , sinmiş , pusuya yatmış kuvvetlerin meydana çıkmasına yol açmıştı .
s-1035
8734.train
Sakarya galibiyeti , o güne kadar pek farkına varılmayan korkunç bir düğümün çözülmesine , sinmiş , pusuya yatmış kuvvetlerin meydana çıkmasına yol açmıştı .
Orada oturup sigara püfürdetmeyin , iş başına , haydi bakalım .
s-1036
8735.train
Orada oturup sigara püfürdetmeyin , iş başına , haydi bakalım .
Televizyonda radyasyonlu çay içmekle insanları toprağa gömmek farklı olmasa gerek .
s-1037
8736.train
Televizyonda radyasyonlu çay içmekle insanları toprağa gömmek farklı olmasa gerek .
İlk defa huzuruna çıkan herhangi bir kadını derhâl sersemletiyor , iradesini elinden alıp kendine ram ediveriyordu .
s-1038
8737.train
İlk defa huzuruna çıkan herhangi bir kadını derhâl sersemletiyor , iradesini elinden alıp kendine ram ediveriyordu .
Bilmem ki anne , gene o Fahri'yle randevusu olmasın ?
s-1039
8738.train
Bilmem ki anne , gene o Fahri'yle randevusu olmasın ?
İşçileri ariz amik inceleyip rapor edecek .
s-1040
8739.train
İşçileri ariz amik inceleyip rapor edecek .
Çok ani , hemen hiç düşünmeden reaksiyon gösterdim .
s-1041
8740.train
Çok ani , hemen hiç düşünmeden reaksiyon gösterdim .
Tramvay caddesine çıktı , bir eczaneye girdi , reçete yaptırdı .
s-1042
8741.train
Tramvay caddesine çıktı , bir eczaneye girdi , reçete yaptırdı .
Bir dostluk havası içinde bile olsa ferdin şahsi hürriyeti ve şahsi vakarı bundan rencide oluyor .
s-1043
8742.train
Bir dostluk havası içinde bile olsa ferdin şahsi hürriyeti ve şahsi vakarı bundan rencide oluyor .
Falcılık bilhassa işlerin kötüleştiği yerlerde revaç bulur .
s-1044
8743.train
Falcılık bilhassa işlerin kötüleştiği yerlerde revaç bulur .
Sefiremizin tiyatrosever oluşu konuşmalara daha da revnak verdi .
s-1045
8744.train
Sefiremizin tiyatrosever oluşu konuşmalara daha da revnak verdi .
Seslerinin nağmesini rikkatle dinliyor , yarı ışıkta hayalîleşen yüzlerini teessürle seyrediyordum .
s-1046
8745.train
Seslerinin nağmesini rikkatle dinliyor , yarı ışıkta hayalîleşen yüzlerini teessürle seyrediyordum .
Bir de sac ekmek olayı var ki çok rizikoludur .
s-1047
8746.train
Bir de sac ekmek olayı var ki çok rizikoludur .
Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar .
s-1048
8747.train
Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar .
Görgülü rolüne çıkmış zekâsız bir türediye benzeyecek .
s-1049
8748.train
Görgülü rolüne çıkmış zekâsız bir türediye benzeyecek .
Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu .
s-1050
8749.train
Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu .
Aklıma gelmişken otelden ilk çıkarttığımız rölöveyi de kontrol et , ölçüler tutmuyor .
s-1051
8750.train
Aklıma gelmişken otelden ilk çıkarttığımız rölöveyi de kontrol et , ölçüler tutmuyor .
Kızım sen Rufailere karışmışsın , bir doktora görünsen iyi olur .
s-1052
8751.train
Kızım sen Rufailere karışmışsın , bir doktora görünsen iyi olur .
Hepsi örslerinin üzerine birer mum yakmışlar , pederlerinin ruhunu şad ediyorlar .
s-1053
8752.train
Hepsi örslerinin üzerine birer mum yakmışlar , pederlerinin ruhunu şad ediyorlar .
Ancak çoğu sansür görevlisi de rüşvet alabilmek için güçlük çıkarıyordu .
s-1054
8753.train
Ancak çoğu sansür görevlisi de rüşvet alabilmek için güçlük çıkarıyordu .
Rüzgârsızlık motordakilerin sıcağı daha güçlü algılamalarına yol açtı .
s-1055
8754.train
Rüzgârsızlık motordakilerin sıcağı daha güçlü algılamalarına yol açtı .
Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini , daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu .
s-1056
8755.train
Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini , daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu .
İstediği şeyler gelinceye kadar , sevinç ve sabırsızlık içinde sabahları zor ediyordu .
s-1057
8756.train
İstediği şeyler gelinceye kadar , sevinç ve sabırsızlık içinde sabahları zor ediyordu .
Önceden koyduğu teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş .
s-1058
8757.train
Önceden koyduğu teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş .
Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı .
s-1059
8758.train
Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı .
Ah gençliğim , ah sana saçımı süpürge ettiğim gençliğim de diyecek değilim .
s-1060
8759.train
Ah gençliğim , ah sana saçımı süpürge ettiğim gençliğim de diyecek değilim .
Ne ise bunlar hep dedikodu .
s-1061
8760.train
Ne ise bunlar hep dedikodu .
Reha Bey'e de meseleyi biraz çıtlattım .
s-1062
8761.train
Reha Bey'e de meseleyi biraz çıtlattım .
Sağ kalsaydı daha çok kimseye yardımı olurdu .
s-1063
8762.train
Sağ kalsaydı daha çok kimseye yardımı olurdu .
Daha bugünden sağlam durmayı beceremezse kaptan köprüsüne adım atmasın .
s-1064
8763.train
Daha bugünden sağlam durmayı beceremezse kaptan köprüsüne adım atmasın .
Yazarlara yalnız yazarlar sahip çıkıyor .
s-1065
8764.train
Yazarlara yalnız yazarlar sahip çıkıyor .
Türk kızı , orada sahneye çıktı ilk defa .
s-1066
8765.train
Türk kızı , orada sahneye çıktı ilk defa .
Sakalına göre tarak vurdum .
s-1067
8766.train
Sakalına göre tarak vurdum .
Önce sakin olmalıyım , diyorum kendi kendime .
s-1068
8767.train
Önce sakin olmalıyım , diyorum kendi kendime .
Arabanın sallantılı uğultusunda damarlarının atışını duyuyorsun .
s-1069
8768.train
Arabanın sallantılı uğultusunda damarlarının atışını duyuyorsun .
Saman altından su yürüten , ürkek , kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var .
s-1070
8769.train
Saman altından su yürüten , ürkek , kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var .
Onda fassallık yalnız sanatlaşmış değildir , geçim yolu da odur .
s-1071
8770.train
Onda fassallık yalnız sanatlaşmış değildir , geçim yolu da odur .
Onlar bu vehimle ellerinden gelse / Rüyalara sansür koyacaklar bir gün
s-1072
8771.train
Onlar bu vehimle ellerinden gelse / Rüyalara sansür koyacaklar bir gün
Candan arkadaşını bir başına bırakıp kaçıyor musun ?
s-1073
8772.train
Candan arkadaşını bir başına bırakıp kaçıyor musun ?
Biz erkek erkeğe konuşurken biraz kaba dil kullanırız .
s-1074
8773.train
Biz erkek erkeğe konuşurken biraz kaba dil kullanırız .
Karısı anlaşılmayan bir illetle sararıp soldu , birkaç ay içinde ölüp gitti .
s-1075
8774.train
Karısı anlaşılmayan bir illetle sararıp soldu , birkaç ay içinde ölüp gitti .
Ağzına üflediği esrarlı dumanla sarhoşlayan ve uyuklayan kediye küçük bir çakıl fırlattı .
s-1076
8775.train
Ağzına üflediği esrarlı dumanla sarhoşlayan ve uyuklayan kediye küçük bir çakıl fırlattı .
Çünkü bir bakmışım ki hep başkalarının fikirleriyle sarılıp kundaklanmışım .
s-1077
8776.train
Çünkü bir bakmışım ki hep başkalarının fikirleriyle sarılıp kundaklanmışım .
Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor .
s-1078
8777.train
Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor .
Badanalı , balkonları sarmaşıklı , fesleğenli , ortancalı iki sıra evin önünden geçtik .
s-1079
8778.train
Badanalı , balkonları sarmaşıklı , fesleğenli , ortancalı iki sıra evin önünden geçtik .
Bir şeye ad koymak , satışa çıkarılan malın üzerine yafta asmaya benzetilebilir .
s-1080
8779.train
Bir şeye ad koymak , satışa çıkarılan malın üzerine yafta asmaya benzetilebilir .
Yemek kotaracağım diye savuşup gitti .
s-1081
8780.train
Yemek kotaracağım diye savuşup gitti .
Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi .
s-1082
8781.train
Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi .
Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu .
s-1083
8782.train
Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu .
Dünya üzerindeki tüm canlılara sebil edilmiş bir nitelik değildir iğrenmek .
s-1084
8783.train
Dünya üzerindeki tüm canlılara sebil edilmiş bir nitelik değildir iğrenmek .
Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık .
s-1085
8784.train
Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık .
Anası , kardeşi , konu komşu , bilen bilmeyen , polis , jandarma , herkes seferber oldu .
s-1086
8785.train
Anası , kardeşi , konu komşu , bilen bilmeyen , polis , jandarma , herkes seferber oldu .
Ne hoş , ey güzel Tanrı'm , ne hoş / Maviliklerde sefer etmek
s-1087
8786.train
Ne hoş , ey güzel Tanrı'm , ne hoş / Maviliklerde sefer etmek
Sorular sorar ve dersimi sekteye uğratırdı .
s-1088
8787.train
Sorular sorar ve dersimi sekteye uğratırdı .
Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu .
s-1089
8788.train
Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu .
Nitekim bu hummalı faaliyet , semeresini vermekte gecikmedi .
s-1090
8789.train
Nitekim bu hummalı faaliyet , semeresini vermekte gecikmedi .
Mektebin semtine bile uğramamışlar da hangi derse çalışmışlar acaba ?
s-1091
8790.train
Mektebin semtine bile uğramamışlar da hangi derse çalışmışlar acaba ?
Altı ay önce tramvaylar tuhafıma gitmişti .
s-1092
8791.train
Altı ay önce tramvaylar tuhafıma gitmişti .
Bir sepetçik taze yumurta alıyordu .
s-1093
8792.train
Bir sepetçik taze yumurta alıyordu .
Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bıraktık .
s-1094
8793.train
Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bıraktık .
Ülkede serbest ekonomi yok mu yani ?
s-1095
8794.train
Ülkede serbest ekonomi yok mu yani ?
Köyden kopup , yabancı işçi olup , beş altı yılda sermayeyi doğrultup , yurtta özel teşebbüsçü bir yarım yamalak kapitalist olma özlemi görülüyor çoğunda .
s-1096
8795.train
Köyden kopup , yabancı işçi olup , beş altı yılda sermayeyi doğrultup , yurtta özel teşebbüsçü bir yarım yamalak kapitalist olma özlemi görülüyor çoğunda .
Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok , bence eve gitmeniz daha yararlı olur .
s-1097
8796.train
Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok , bence eve gitmeniz daha yararlı olur .
Sesini çıkarmadı .
s-1098
8797.train
Sesini çıkarmadı .
Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından .
s-1099
8798.train
Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından .
Karanlık içinden bir süre fısıltılar geldi , sonra her şey derin bir sessizliğe gömüldü .
s-1100
8799.train
Karanlık içinden bir süre fısıltılar geldi , sonra her şey derin bir sessizliğe gömüldü .
Edit as list • Text view • Dependency trees