Sentence view

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Partdev
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi


showing 1101 - 1200 of 1646 • previousnext


[1] tree
Gönül alıcı , civelek ve sevdacı bir kızdır .
s-1101
8800.train
Gönül alıcı , civelek ve sevdacı bir kızdır .
[2] tree
Makedonya'da savaşmıştı ve Türk köylüsüne karşı büyük sevgi besliyordu .
s-1102
8801.train
Makedonya'da savaşmıştı ve Türk köylüsüne karşı büyük sevgi besliyordu .
[3] tree
Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar , oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı .
s-1103
8802.train
Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar , oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı .
[4] tree
Ağızlarına kenarı antika işlemeli , sıçandişli patiskalar , mermerşahiler bağlanır .
s-1104
8803.train
Ağızlarına kenarı antika işlemeli , sıçandişli patiskalar , mermerşahiler bağlanır .
[5] tree
Batı tiyatrosu Türkiye için yepyeni bir şey olduğu için sıfırdan başlamak gerekiyordu .
s-1105
8804.train
Batı tiyatrosu Türkiye için yepyeni bir şey olduğu için sıfırdan başlamak gerekiyordu .
[6] tree
Halk yorgun düşmüş , yoksullaşmış , düşmanlarının eliyle dış düşmanlara satılmıştır .
s-1106
8805.train
Halk yorgun düşmüş , yoksullaşmış , iç düşmanlarının eliyle dış düşmanlara satılmıştır .
[7] tree
Hava kararmaya yüz tutunca , içine bir daralma geliyor çocuğun .
s-1107
8806.train
Hava kararmaya yüz tutunca , içine bir daralma geliyor çocuğun .
[8] tree
Bir derdi , bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz .
s-1108
8807.train
Bir derdi , bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz .
[9] tree
Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu ?
s-1109
8808.train
Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu ?
[10] tree
Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez , sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar .
s-1110
8809.train
Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez , sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar .
[11] tree
Ara sıra memlekete , sılaya gitmek lazım .
s-1111
8810.train
Ara sıra memlekete , sılaya gitmek lazım .
[12] tree
Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet , filan diyoruz .
s-1112
8811.train
Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet , filan diyoruz .
[13] tree
Bu kolay işi güçleştirme yavrum ; arkadaş ol benimle , sırdaş ol .
s-1113
8812.train
Bu kolay işi güçleştirme yavrum ; arkadaş ol benimle , sırdaş ol .
[14] tree
Fakat bu iki genç henüz bu sırra eremedikleri için sabırsızlanıyorlar , öfkeleniyorlardı .
s-1114
8813.train
Fakat bu iki genç henüz bu sırra eremedikleri için sabırsızlanıyorlar , öfkeleniyorlardı .
[15] tree
Sırtına bir şey almadan sokağa fırladı .
s-1115
8814.train
Sırtına bir şey almadan sokağa fırladı .
[16] tree
Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil .
s-1116
8815.train
Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil .
[17] tree
Sefirlerin az konuşması , ketum olması şarttır derler ya , laf !
s-1117
8816.train
Sefirlerin az konuşması , ketum olması şarttır derler ya , laf !
[18] tree
Üç gün sırtüstü yattım trende .
s-1118
8817.train
Üç gün sırtüstü yattım trende .
[19] tree
Yüksek tahsilli olup olmadığımızı anlamak için bizi kara cümleden bile değil de imladan sıygaya çektiler .
s-1119
8818.train
Yüksek tahsilli olup olmadığımızı anlamak için bizi kara cümleden bile değil de imladan sıygaya çektiler .
[20] tree
Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede .
s-1120
8819.train
Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede .
[21] tree
Bir yandan tütün sararken bir yandan da köyün evlerine bakıyorum .
s-1121
8820.train
Bir yandan tütün sararken bir yandan da köyün evlerine bakıyorum .
[22] tree
Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler .
s-1122
8821.train
Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler .
[23] tree
Bu , nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son ümitlerini de silip süpürmüştü .
s-1123
8822.train
Bu , nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son ümitlerini de silip süpürmüştü .
[24] tree
. çocuğun olmazsa bir gün bu herif seni silkip atar .
s-1124
8823.train
. çocuğun olmazsa bir gün bu herif seni silkip atar .
[25] tree
Kız kardeşim bir sinir buhranı geçiriyordu .
s-1125
8824.train
Kız kardeşim bir sinir buhranı geçiriyordu .
[26] tree
Bombardımanlar asabıma dokunuyordu , sakin bir yere kaçmak istiyordum .
s-1126
8825.train
Bombardımanlar asabıma dokunuyordu , sakin bir yere kaçmak istiyordum .
[27] tree
Çocuğum bu sürekli gözaltından huzursuz oluyor , ben sinir küpüne dönüyorum .
s-1127
8826.train
Çocuğum bu sürekli gözaltından huzursuz oluyor , ben sinir küpüne dönüyorum .
[28] tree
Şimdi soğukkanlı olan amcam , benim ise sinirlerim boşanmak üzere .
s-1128
8827.train
Şimdi soğukkanlı olan amcam , benim ise sinirlerim boşanmak üzere .
[29] tree
Kayaların arasını siper aldım , çevreyi gözetlemeye başladım .
s-1129
8828.train
Kayaların arasını siper aldım , çevreyi gözetlemeye başladım .
[30] tree
Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın
s-1130
8829.train
Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın
[31] tree
Güneş yakmasın diye onun güzel başını / Gördüm siper olurken iki arkadaşını
s-1131
8830.train
Güneş yakmasın diye onun güzel başını / Gördüm siper olurken iki arkadaşını
[32] tree
O da senin gibi sivri fikirli biri ya .
s-1132
8831.train
O da senin gibi sivri fikirli biri ya .
[33] tree
Smokinli başasistan ayakta durmakta .
s-1133
8832.train
Smokinli başasistan ayakta durmakta .
[34] tree
Önce ince manevralar denedi ama soğukkanlı olamadığı için göze çarpıyordu .
s-1134
8833.train
Önce ince manevralar denedi ama soğukkanlı olamadığı için göze çarpıyordu .
[35] tree
Şimdi eski âdetler kalktı ama bu öksüzün kimseciği yok , sokakta kaldı .
s-1135
8834.train
Şimdi eski âdetler kalktı ama bu öksüzün kimseciği yok , sokakta kaldı .
[36] tree
Emirgân iskelesinin oralarda , ansızın sollayan serseri bir kamyondan kıl payı kurtuldu .
s-1136
8835.train
Emirgân iskelesinin oralarda , ansızın sollayan serseri bir kamyondan kıl payı kurtuldu .
[37] tree
Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı .
s-1137
8836.train
Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı .
[38] tree
Görüşmelerden sonuç alınamadı .
s-1138
8837.train
Görüşmelerden sonuç alınamadı .
[39] tree
Üstümüze ağır bir mesuliyet aldık .
s-1139
8838.train
Üstümüze ağır bir mesuliyet aldık .
[40] tree
İlim devamlı oluş hâlindedir , boyuna yeni sorular sorar tabiata .
s-1140
8839.train
İlim devamlı oluş hâlindedir , boyuna yeni sorular sorar tabiata .
[41] tree
Benim sosyal sınıfımdaki hemcinslerinin bakımlı , alımlı ve mutlu olduklarını sanıyordu .
s-1141
8840.train
Benim sosyal sınıfımdaki hemcinslerinin bakımlı , alımlı ve mutlu olduklarını sanıyordu .
[42] tree
Teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye , çamaşırları tamir etmeye gelirdi .
s-1142
8841.train
Teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye , çamaşırları tamir etmeye gelirdi .
[43] tree
Böyle birdenbire kabarmayı , sonra yine birdenbire sönüvermeyi anlıyorum .
s-1143
8842.train
Böyle birdenbire kabarmayı , sonra yine birdenbire sönüvermeyi anlıyorum .
[44] tree
Bir vakitler aralarından su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar , birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı .
s-1144
8843.train
Bir vakitler aralarından su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar , birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı .
[45] tree
Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı .
s-1145
8844.train
Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı .
[46] tree
Oğlunu savunmasını bilir , hiçbir sözün altında kalmazdı .
s-1146
8845.train
Oğlunu savunmasını bilir , hiçbir sözün altında kalmazdı .
[47] tree
Bu yaprakların yoğunluğunu , birbirlerine sürtünmelerindeki gizi , sözcüksüz dillerini merakla düşünüyordum .
s-1147
8846.train
Bu yaprakların yoğunluğunu , birbirlerine sürtünmelerindeki gizi , sözcüksüz dillerini merakla düşünüyordum .
[48] tree
Bu düşünce aklına gelince delikanlı hemen söze başladı .
s-1148
8847.train
Bu düşünce aklına gelince delikanlı hemen söze başladı .
[49] tree
Kaç kere laf işittim bu yüzden , sineye çektim .
s-1149
8848.train
Kaç kere laf işittim bu yüzden , sineye çektim .
[50] tree
Söz sözü açarak bizim oraları konuşmaya başlıyor ve âdeta gurbette bulunduğumuzu unutuyoruz .
s-1150
8849.train
Söz sözü açarak bizim oraları konuşmaya başlıyor ve âdeta gurbette bulunduğumuzu unutuyoruz .
[51] tree
Kız , sözü anasının ağzından alarak : Zaten biz geleli daha kaç gün oldu ? dedi .
s-1151
8850.train
Kız , sözü anasının ağzından alarak : Zaten biz geleli daha kaç gün oldu ? dedi .
[52] tree
Sağ olsun , tanıdıklardan hatırı sayılır , sözü geçer emekli bir millî eğitim müfettişi vardı .
s-1152
8851.train
Sağ olsun , tanıdıklardan hatırı sayılır , sözü geçer emekli bir millî eğitim müfettişi vardı .
[53] tree
Her seferki gelişimde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar .
s-1153
8852.train
Her seferki gelişimde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar .
[54] tree
O tarihten sonra da bir daha görüşmediğimize göre , sözüme hâlâ sadık kaldığım söylenebilir .
s-1154
8853.train
O tarihten sonra da bir daha görüşmediğimize göre , sözüme hâlâ sadık kaldığım söylenebilir .
[55] tree
Birkaç söz daha söyleyip esasa geçmek istediyse de arkada oturanlardan biri onun sözünü kesti .
s-1155
8854.train
Birkaç söz daha söyleyip esasa geçmek istediyse de arkada oturanlardan biri onun sözünü kesti .
[56] tree
Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum .
s-1156
8855.train
Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum .
[57] tree
Ayakkabılarım su alıyor .
s-1157
8856.train
Ayakkabılarım su alıyor .
[58] tree
Bahçesindeki manolya ağaçlarını ve özel subtropik bitkileri sen diktirdin .
s-1158
8857.train
Bahçesindeki manolya ağaçlarını ve özel subtropik bitkileri sen diktirdin .
[59] tree
Ben kesinlikle söyleyemem , öz eleştirinin sadece sudan bahaneler olduğunu , ya siz ?
s-1159
8858.train
Ben kesinlikle söyleyemem , öz eleştirinin sadece sudan bahaneler olduğunu , ya siz ?
[60] tree
Şoförlükten bir senede artırdığım para ile bu bağı almıştım .
s-1160
8859.train
Şoförlükten bir senede artırdığım para ile bu bağı almıştım .
[61] tree
Bu yoğurt su kesmiş .
s-1161
8860.train
Bu yoğurt su kesmiş .
[62] tree
Son vapur iskeleye sular kararırken yanaşırdı .
s-1162
8861.train
Son vapur iskeleye sular kararırken yanaşırdı .
[63] tree
İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı .
s-1163
8862.train
İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı .
[64] tree
Bir hafta , her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi .
s-1164
8863.train
Bir hafta , her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi .
[65] tree
Sade kazada değil , vilayette bile en belli başlı memurları ve eşrafı susta durdurur .
s-1165
8864.train
Sade kazada değil , vilayette bile en belli başlı memurları ve eşrafı susta durdurur .
[66] tree
Bir adam için alın damarı çatlamış , dediler mi su yapan tekneden beterdir .
s-1166
8865.train
Bir adam için alın damarı çatlamış , dediler mi su yapan tekneden beterdir .
[67] tree
Bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh , Ayşe'nin mizacına pek uymuştu .
s-1167
8866.train
Bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh , Ayşe'nin mizacına pek uymuştu .
[68] tree
Suç sübut buldu .
s-1168
8867.train
Suç sübut buldu .
[69] tree
Sükûnetle karşıladım .
s-1169
8868.train
Sükûnetle karşıladım .
[70] tree
İki yetişkin arasında süregiden gerilimin fazlasıyla farkındaydı .
s-1170
8869.train
İki yetişkin arasında süregiden gerilimin fazlasıyla farkındaydı .
[71] tree
Şimdilik sizleri ve ailelerinizi Anadolu'ya nefyetmekle iktifa ediyorum .
s-1171
8870.train
Şimdilik sizleri ve ailelerinizi Anadolu'ya nefyetmekle iktifa ediyorum .
[72] tree
Nesnelerin böylesi bir hızla , sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç .
s-1172
8871.train
Nesnelerin böylesi bir hızla , sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç .
[73] tree
Muhtarla hiç aram yoktu , babamın sağlığından beri sürüp gelen bir inatlaşma vardı .
s-1173
8872.train
Muhtarla hiç aram yoktu , babamın sağlığından beri sürüp gelen bir inatlaşma vardı .
[74] tree
İş söze döküldü nedense tutuklaşıyor , süt dökmüş kediye dönüyordu .
s-1174
8873.train
İş söze döküldü mü nedense tutuklaşıyor , süt dökmüş kediye dönüyordu .
[75] tree
Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim .
s-1175
8874.train
Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim .
[76] tree
Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının , önemli anılarının mekânıdır .
s-1176
8875.train
Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının , önemli anılarının mekânıdır .
[77] tree
Öğleden sonraları bebeği emzirmek için bir koşu eve gidiyor ve hep o zalimce dokunaklı sahneyle karşılaşıyordu .
s-1177
8876.train
Öğleden sonraları bebeği emzirmek için bir koşu eve gidiyor ve hep o zalimce dokunaklı sahneyle karşılaşıyordu .
[78] tree
Gelin tarafı da görümceler de yerlerinden kımıldamadılar , süzüm süzüm süzüldüler .
s-1178
8877.train
Gelin tarafı da görümceler de yerlerinden kımıldamadılar , süzüm süzüm süzüldüler .
[79] tree
Vücudunun üst yanını şafak pembesi mintanla donattı .
s-1179
8878.train
Vücudunun üst yanını şafak pembesi mintanla donattı .
[80] tree
Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih , bir şaheser yaratıyor .
s-1180
8879.train
Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih , bir şaheser yaratıyor .
[81] tree
Mermer tezgâhlara vurdukları zamanki kasvetsiz hâllerini burada kaybeder , burada şairleşirler .
s-1181
8880.train
Mermer tezgâhlara vurdukları zamanki kasvetsiz hâllerini burada kaybeder , burada şairleşirler .
[82] tree
Kalbinin yırtıldığını , kilitlenen çenelerinin çatırdadığını , şakaklarının attığını duyardı .
s-1182
8881.train
Kalbinin yırtıldığını , kilitlenen çenelerinin çatırdadığını , şakaklarının attığını duyardı .
[83] tree
Kaç kez şakaya sığınıp benzer yanıtlar vermişti .
s-1183
8882.train
Kaç kez şakaya sığınıp benzer yanıtlar vermişti .
[84] tree
Amma da şamata ettin be çorbacı , dedi .
s-1184
8883.train
Amma da şamata ettin be çorbacı , dedi .
[85] tree
Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi .
s-1185
8884.train
Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi .
[86] tree
Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar .
s-1186
8885.train
Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar .
[87] tree
Bir ay doğdu ilk akşamdan , geceden / Şavkı vurdu pencereden , peçeden
s-1187
8886.train
Bir ay doğdu ilk akşamdan , geceden / Şavkı vurdu pencereden , peçeden
[88] tree
Bilmem kaç şehirdaş susuz kalır .
s-1188
8887.train
Bilmem kaç şehirdaş susuz kalır .
[89] tree
Bugünün şerefine giydiği yabanlık lacivert entarisiyle annesi kapıda bekliyordu .
s-1189
8888.train
Bugünün şerefine giydiği yabanlık lacivert entarisiyle annesi kapıda bekliyordu .
[90] tree
Öyle keyifleniyor , öyle şevke geliyordu ki .
s-1190
8889.train
Öyle keyifleniyor , öyle şevke geliyordu ki .
[91] tree
Eski , büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki , üç çifte kayıklara rast gelinirdi .
s-1191
8890.train
Eski , büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki , üç çifte kayıklara rast gelinirdi .
[92] tree
Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım .
s-1192
8891.train
Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım .
[93] tree
Zira ki biz , orijinal mevzulara teması şiar edinmişiz .
s-1193
8892.train
Zira ki biz , orijinal mevzulara teması şiar edinmişiz .
[94] tree
Şimalî Avrupa'dan gelen sürat katarını parçalamak istemişlerdi .
s-1194
8893.train
Şimalî Avrupa'dan gelen sürat katarını parçalamak istemişlerdi .
[95] tree
Kara Mustafa , şişik davar derisinin her an çatlayabileceğini hissetti .
s-1195
8894.train
Kara Mustafa , şişik davar derisinin her an çatlayabileceğini hissetti .
[96] tree
Bizim evin altında şöhreti dünyayı tutmuş bir turşucu dükkânı vardı .
s-1196
8895.train
Bizim evin altında şöhreti dünyayı tutmuş bir turşucu dükkânı vardı .
[97] tree
Konuşmanın şurasına burasına espriler serpiştirerek size bir konuşma şöleni çekerdi .
s-1197
8896.train
Konuşmanın şurasına burasına espriler serpiştirerek size bir konuşma şöleni çekerdi .
[98] tree
Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir .
s-1198
8897.train
Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir .
[99] tree
Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına .
s-1199
8898.train
Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına .
[100] tree
Köylü temsilleri muhtelif bakımlardan tasnife tabi tutulabilir .
s-1200
8899.train
Köylü temsilleri muhtelif bakımlardan tasnife tabi tutulabilir .

Edit as listText viewDependency trees