Sentence view
Universal Dependencies - Turkish - Kenet
Language | Turkish |
---|
Project | Kenet |
---|
Corpus Part | dev |
---|
Annotation | Kuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi |
---|
showing 501 - 600 of 1646 • previous • next
Etraflarında dilsiz dolaşan siyah uşaklarının hayranlığını bir gülümsemeyle , bir çapkınca bakışla taltif etmekte ne zarar var .
s-501
8200.train
Etraflarında dilsiz dolaşan siyah uşaklarının hayranlığını bir gülümsemeyle , bir çapkınca bakışla taltif etmekte ne zarar var .
Seni rencide ettiysem özür dilerim , ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim .
s-502
8201.train
Seni rencide ettiysem özür dilerim , ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim .
Sorumluları tespit edildi , işten el çektirildi .
s-503
8202.train
Sorumluları tespit edildi , işten el çektirildi .
Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor , konuşuyor , gülüşüyordum .
s-504
8203.train
Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor , konuşuyor , gülüşüyordum .
Bu sorunu daha geniş bir zamanda görüşmeli .
s-505
8204.train
Bu sorunu daha geniş bir zamanda görüşmeli .
Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim .
s-506
8205.train
Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim .
Bir hafta evimize geldiler , gittiler .
s-507
8206.train
Bir hafta evimize geldiler , gittiler .
Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum , gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti .
s-508
8207.train
Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum , gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti .
Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu .
s-509
8208.train
Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu .
Çıkarlarını gözettiği sınıfı gözden uzak tutmak , adını andırmamak isterler .
s-510
8209.train
Çıkarlarını gözettiği sınıfı gözden uzak tutmak , adını andırmamak isterler .
Bu futbolcu antrenmanda göz doldurdu .
s-511
8210.train
Bu futbolcu antrenmanda göz doldurdu .
Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar .
s-512
8211.train
Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar .
Onu kolla , gözetim altında tut ama bunu ona hiç belli etme .
s-513
8212.train
Onu kolla , gözetim altında tut ama bunu ona hiç belli etme .
Tezek dumanında göz gözü görmez .
s-514
8213.train
Tezek dumanında göz gözü görmez .
Göz kamaştırıcı bir mücevher , kuyumcuya heyecan verir .
s-515
8214.train
Göz kamaştırıcı bir mücevher , kuyumcuya heyecan verir .
Hem gülüyor hem sık sık bana kaçamak bakışlarla bakıyor , muziplikle göz kırpıyor .
s-516
8215.train
Hem gülüyor hem sık sık bana kaçamak bakışlarla bakıyor , muziplikle göz kırpıyor .
Kırkyılda bir nişanlı buldum , ona da sen mi göz koydun ?
s-517
8216.train
Kırkyılda bir nişanlı buldum , ona da sen mi göz koydun ?
Çocukluğuna ait bazı hatıralarını söylerken , gözleri berraklaşıyordu .
s-518
8217.train
Çocukluğuna ait bazı hatıralarını söylerken , gözleri berraklaşıyordu .
Doktor , Sevim Hanım'ın içinden geçenleri gözlerinden okuyarak söze karıştığında pişman oldu .
s-519
8218.train
Doktor , Sevim Hanım'ın içinden geçenleri gözlerinden okuyarak söze karıştığında pişman oldu .
İnleyerek , gözlerini bayıltarak nasıl düştüğünü anlatıyor .
s-520
8219.train
İnleyerek , gözlerini bayıltarak nasıl düştüğünü anlatıyor .
Her gece fasılasız çalışmak gözlerimi bitirdi .
s-521
8220.train
Her gece fasılasız çalışmak gözlerimi bitirdi .
Bazen böyle bir tesadüf olursa gözlerini kaçırmayı doğru bulmuyorlardı .
s-522
8221.train
Bazen böyle bir tesadüf olursa gözlerini kaçırmayı doğru bulmuyorlardı .
İki elini bastonun gümüş topuzuna dayamış , gözleri saadetten süzülmüş , adamı dinliyordu .
s-523
8222.train
İki elini bastonun gümüş topuzuna dayamış , gözleri saadetten süzülmüş , adamı dinliyordu .
O anda pek çok şeyler yapmak istediği hâlde , gözleri köşeyi ağır ağır dönen tramvaya takılıp kalmıştı .
s-524
8223.train
O anda pek çok şeyler yapmak istediği hâlde , gözleri köşeyi ağır ağır dönen tramvaya takılıp kalmıştı .
Çocuğu gözle yediler .
s-525
8224.train
Çocuğu gözle yediler .
Kızcağız göz nuru dökmüş , çok ince şeyler işlemiş .
s-526
8225.train
Kızcağız göz nuru dökmüş , çok ince şeyler işlemiş .
Benim için dualar okuduğunu göz ucuyla görebiliyordum .
s-527
8226.train
Benim için dualar okuduğunu göz ucuyla görebiliyordum .
Benim gibi bir adama teslim ettikten sonra gözü arkada kalmazdı .
s-528
8227.train
Benim gibi bir adama teslim ettikten sonra gözü arkada kalmazdı .
O yaz nasıl geçti bilmiyorum ; ne yaz ne tatil , hiçbir şeyi gözüm görmüyordu .
s-529
8228.train
O yaz nasıl geçti bilmiyorum ; ne yaz ne tatil , hiçbir şeyi gözüm görmüyordu .
Ben herkesin gözü kalsın istemem yediğim lokmada .
s-530
8229.train
Ben herkesin gözü kalsın istemem yediğim lokmada .
Şimdi Murat dağlarında eğlenirim , beni bulmak istersen adamlarının da gözü keserse oraya yolla .
s-531
8230.train
Şimdi Murat dağlarında eğlenirim , beni bulmak istersen adamlarının da gözü keserse oraya yolla .
Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyordu .
s-532
8231.train
Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyordu .
Kayaların gözüme kestirdiğim bir yerinden aşağı inmeye başladım .
s-533
8232.train
Kayaların gözüme kestirdiğim bir yerinden aşağı inmeye başladım .
Sermet Bey , gözünü köşkten alamıyordu .
s-534
8233.train
Sermet Bey , gözünü köşkten alamıyordu .
Hop diye giriyoruz , gözünüzü dört açın , tongaya basmayın .
s-535
8234.train
Hop diye giriyoruz , gözünüzü dört açın , tongaya basmayın .
Gözünü kin bürümüş , doğruyu eğriyi seçemiyor , kurunun yanında yaşı da yakacak .
s-536
8235.train
Gözünü kin bürümüş , doğruyu eğriyi seçemiyor , kurunun yanında yaşı da yakacak .
Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu .
s-537
8236.train
Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu .
Artık bu tedaviden bıkmış usanmış , adamakıllı gözü yılmıştı .
s-538
8237.train
Artık bu tedaviden bıkmış usanmış , adamakıllı gözü yılmıştı .
Kürekler yağlanmamış olmalı .
s-539
8238.train
Kürekler yağlanmamış olmalı .
Genç , güzel bir kızın kendisinden hoşlandığını görmek , gururunu okşuyor .
s-540
8239.train
Genç , güzel bir kızın kendisinden hoşlandığını görmek , gururunu okşuyor .
Bu vazife bana çok ağır geliyor .
s-541
8240.train
Bu vazife bana çok ağır geliyor .
Hemen kararını vermekten âciz olan Hasan ne kadar güç bir mevkide kalmıştı ?
s-542
8241.train
Hemen kararını vermekten âciz olan Hasan ne kadar güç bir mevkide kalmıştı ?
Üçümüz de güle oynaya tozlu bir yolda koşmaktayız .
s-543
8242.train
Üçümüz de güle oynaya tozlu bir yolda koşmaktayız .
Ateş doludur tutma , yanarsın / Karşında şu gülgûn piyale
s-544
8243.train
Ateş doludur tutma , yanarsın / Karşında şu gülgûn piyale
Cümle çiçek aşka gelir sallanır / Bülbül öter has bahçeler güllenir
s-545
8244.train
Cümle çiçek aşka gelir sallanır / Bülbül öter has bahçeler güllenir
Ama sözleri motor gürültüsünün içinde güme gitti .
s-546
8245.train
Ama sözleri motor gürültüsünün içinde güme gitti .
Gelgelelim çağın sansürü , dine karşı çıkıyorsa Yunus'un nice imanlı şiiri güme gidecekti , demektir .
s-547
8246.train
Gelgelelim çağın sansürü , dine karşı çıkıyorsa Yunus'un nice imanlı şiiri güme gidecekti , demektir .
Göğsünün nasıl güm güm attığını fark eder , ne olur diye meraka düşmekten kendini alamazdı .
s-548
8247.train
Göğsünün nasıl güm güm attığını fark eder , ne olur diye meraka düşmekten kendini alamazdı .
Ben bunu kitaplıkta saklayarak günaha giriyorum .
s-549
8248.train
Ben bunu kitaplıkta saklayarak günaha giriyorum .
Kışın çok karlı , tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi .
s-550
8249.train
Kışın çok karlı , tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi .
Beş yaşından iki gün aldı .
s-551
8250.train
Beş yaşından iki gün aldı .
Fırıncının kızı mektuplarında ekseriya gün boyu fırına uğrayan insanlardan bahsederdi .
s-552
8251.train
Fırıncının kızı mektuplarında ekseriya gün boyu fırına uğrayan insanlardan bahsederdi .
Güncelliklerini yitirdikçe ölen o yazılar gibi şiirler de ölür .
s-553
8252.train
Güncelliklerini yitirdikçe ölen o yazılar gibi şiirler de ölür .
Batum'da yağmur kırk gün kırk gece yağsa da güneş bir açtı mı , çakıl taşı döşeli sokaklar saniyesinde kuruyuverir .
s-554
8253.train
Batum'da yağmur kırk gün kırk gece yağsa da güneş bir açtı mı , çakıl taşı döşeli sokaklar saniyesinde kuruyuverir .
Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor .
s-555
8254.train
Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor .
Üçü de kocadan gün görmemişler , üçü de mazlum ve boynu bükük kadın .
s-556
8255.train
Üçü de kocadan gün görmemişler , üçü de mazlum ve boynu bükük kadın .
Beğendiğimiz bir şiiri hemen kopya edebilir , günler günü cebimizde taşır , açar açar okuruz .
s-557
8256.train
Beğendiğimiz bir şiiri hemen kopya edebilir , günler günü cebimizde taşır , açar açar okuruz .
Şimdiye kadar günlük tutmadım , olanı biteni kaydetmediğim için birçok şeyi unuttum .
s-558
8257.train
Şimdiye kadar günlük tutmadım , olanı biteni kaydetmediğim için birçok şeyi unuttum .
Arkadaşım altı ay gün yedi .
s-559
8258.train
Arkadaşım altı ay gün yedi .
Benim gerçek kimselerle uğraştığımdan kesinkes güvençli .
s-560
8259.train
Benim gerçek kimselerle uğraştığımdan kesinkes güvençli .
O , zengin bir eve iç güveyisi olarak girmeye razı olmamış .
s-561
8260.train
O , zengin bir eve iç güveyisi olarak girmeye razı olmamış .
Arkadaşım İrfan'ın habbeyi nasıl kubbe yaptığını çok iyi bilirim .
s-562
8261.train
Arkadaşım İrfan'ın habbeyi nasıl kubbe yaptığını çok iyi bilirim .
Bu haberi patlatacak olan gazete en az bir hafta gündemi belirlemiş olacak .
s-563
8262.train
Bu haberi patlatacak olan gazete en az bir hafta gündemi belirlemiş olacak .
Burada sigara içmek ve lakırtıya karışmak onların haddi değildi .
s-564
8263.train
Burada sigara içmek ve lakırtıya karışmak onların haddi değildi .
Böyle bir suç işlendiğinde , aşkın ağırlaştırıcı nedenleri ne kadar hafifletici neden sayılır , bilmiyorum .
s-565
8264.train
Böyle bir suç işlendiğinde , aşkın ağırlaştırıcı nedenleri ne kadar hafifletici neden sayılır , bilmiyorum .
Dalyan sahibi denizin o kısmına hakani senet ile mutasarrıf .
s-566
8265.train
Dalyan sahibi denizin o kısmına hakani senet ile mutasarrıf .
Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım .
s-567
8266.train
Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım .
İsterdim ki saçlarının rengine , dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun .
s-568
8267.train
İsterdim ki saçlarının rengine , dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun .
Yolcu taşıyan bir halk otobüsü , yanmış benzine ve yağa buladı ortalığı .
s-569
8268.train
Yolcu taşıyan bir halk otobüsü , yanmış benzine ve yağa buladı ortalığı .
Suyun , toprağın , gözyaşının ve insan kanının hallihamur olduğu bu Anadolu toprağı susar mı ?
s-570
8269.train
Suyun , toprağın , gözyaşının ve insan kanının hallihamur olduğu bu Anadolu toprağı susar mı ?
Ben hiç şikâyet etmem hâlimizden .
s-571
8270.train
Ben hiç şikâyet etmem hâlimizden .
Üstün yeteneklerine , çalışmalarına karşın virtüözlükte handikaplıydı .
s-572
8271.train
Üstün yeteneklerine , çalışmalarına karşın virtüözlükte handikaplıydı .
Bir adamı hiç sormadan , etmeden böyle han kapısından teğelti atar gibi kolundan tutup fırlatınca içinde bir üzüntü kalır .
s-573
8272.train
Bir adamı hiç sormadan , etmeden böyle han kapısından teğelti atar gibi kolundan tutup fırlatınca içinde bir üzüntü kalır .
Herkes etrafımı sarmış , beni hararetle tebrik ediyorlardı .
s-574
8273.train
Herkes etrafımı sarmış , beni hararetle tebrik ediyorlardı .
Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu .
s-575
8274.train
Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu .
O bile , sağa sola hart hurt etmeye başlamış .
s-576
8275.train
O bile , sağa sola hart hurt etmeye başlamış .
Üç gündür ne hasbihâller ettik .
s-577
8276.train
Üç gündür ne hasbihâller ettik .
Bu suretle şiirin kendisine has olan mantığı daha kolaylıkla sezilebilir .
s-578
8277.train
Bu suretle şiirin kendisine has olan mantığı daha kolaylıkla sezilebilir .
Acaba dünyada , bu ölçüden daha rikkatli , hassasiyetli ve hikmetli ne duydunuz ?
s-579
8278.train
Acaba dünyada , bu ölçüden daha rikkatli , hassasiyetli ve hikmetli ne duydunuz ?
Bizim kadın hastacaydı , yatıyordu .
s-580
8279.train
Bizim kadın hastacaydı , yatıyordu .
Çocukluğum , doğayla haşır neşir , mutlu bir çocuk olarak geçmişti .
s-581
8280.train
Çocukluğum , doğayla haşır neşir , mutlu bir çocuk olarak geçmişti .
Eski bakan bir yanılgıya düşmüştü .
s-582
8281.train
Eski bakan bir yanılgıya düşmüştü .
Çok güzel hatırımdadır ki bu yemek beni şaşırttı .
s-583
8282.train
Çok güzel hatırımdadır ki bu yemek beni şaşırttı .
Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında .
s-584
8283.train
Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında .
Ben , adlarını bile kedi adına benzeten ve bir süs kedisinden başka bir nesne olmayan bu hatuncuklara acıyarak bakıyordum .
s-585
8284.train
Ben , adlarını bile kedi adına benzeten ve bir süs kedisinden başka bir nesne olmayan bu hatuncuklara acıyarak bakıyordum .
Havadan sudan konuştuk bir süre .
s-586
8285.train
Havadan sudan konuştuk bir süre .
Havanda su dövmeyelim , önce namussuzu bulalım sonra bunları konuşalım .
s-587
8286.train
Havanda su dövmeyelim , önce namussuzu bulalım sonra bunları konuşalım .
Bir genç kızın evinden başka bir yerde sabahlamasını havsalası almıyormuş .
s-588
8287.train
Bir genç kızın evinden başka bir yerde sabahlamasını havsalası almıyormuş .
Dudaklarının kenarından hayal gibi beyaz bir dil geçti .
s-589
8288.train
Dudaklarının kenarından hayal gibi beyaz bir dil geçti .
Boş ol deyince karılarının pılı pırtı toplayıp gitmesini hayalliyorlar .
s-590
8289.train
Boş ol deyince karılarının pılı pırtı toplayıp gitmesini hayalliyorlar .
Atatürk'ün hayatı .
s-591
8290.train
Atatürk'ün hayatı .
Yakışmıyordu bu hafiflik çoktan menopoza girmiş bir kadına .
s-592
8291.train
Yakışmıyordu bu hafiflik çoktan menopoza girmiş bir kadına .
Giyinmiş kuşanmış , benim de giyinip kuşanıp hazır olmamı bekliyor .
s-593
8292.train
Giyinmiş kuşanmış , benim de giyinip kuşanıp hazır olmamı bekliyor .
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal .
s-594
8293.train
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal .
Öyle oldu ki o dağ dolaylarında gün geçtikçe ne olduğu ve neden gizlendiği artık herkesçe öğrenildi .
s-595
8294.train
Öyle oldu ki o dağ dolaylarında gün geçtikçe ne olduğu ve neden gizlendiği artık herkesçe öğrenildi .
Öyle veya böyle , bir amatör , bir heveskâr işte .
s-596
8295.train
Öyle veya böyle , bir amatör , bir heveskâr işte .
Hesapladım kitapladım , işin içinden bir türlü çıkamadım .
s-597
8296.train
Hesapladım kitapladım , işin içinden bir türlü çıkamadım .
Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla , elleri boyunlarında , kaldırımları arşınladıklarını görüyorum .
s-598
8297.train
Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla , elleri boyunlarında , kaldırımları arşınladıklarını görüyorum .
Koltukların hırtlambası çıktı .
s-599
8298.train
Koltukların hırtlambası çıktı .
Fırtına hızını aldı .
s-600
8299.train
Fırtına hızını aldı .
Edit as list • Text view • Dependency trees