Universal Dependencies - Turkish - IMST

s-1

mst-0002

Ama annemin şartları vardı.

s-2

mst-0007

İnşaatta çalışacak vasıfsız işçilerin alımında sözleşme gereği güzergah boyundaki köylerine öncelik verilecek.

s-3

mst-0019

Herkes istediği gibi sevişiyor, her şey serbest.

s-4

mst-0024

Oradaki tartışma hayli zengin.

s-5

mst-0030

Kerem, özgürlüğünü teslim ettiği için sanki rahatlamıştı.

s-6

mst-0035

Değişiklikle, milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen yetmişaltı. maddedeki, ' ideolojik ve anarşik eylemler ' ifadesi ' terör eylemleri ' diye değiştirildi, Erdoğan'ın işlediği suç, seçilmesine engel olmaktan çıkarıldı.

s-7

mst-0054

Şimdi Allah'a şükür her mevsim var.

s-8

mst-0056

Ne anlatacaktın.

s-9

mst-0059

Çocuklar görev gereği gösterilen sevgi ve ilgiyle, içten gelen sevgi ve ilgiyi ayırt edecek kadar duyarlıdır.

s-10

mst-0070

Aşırı, aşırı.

s-11

mst-0074

Düz, sağlam, sade...

s-12

mst-0078

Küçük bir mızrap vuruşuyla çıkan güçlü ama madensel ses, denizdeki teknelere bir eğlencenin başlamak üzere olduğunu haber verirdi.

s-13

mst-0092

Bir ihtimal olarak bu hususu belirtiyorlar.

s-14

mst-0096

Nesi var.

s-15

mst-0099

Arınç'ın farklı yazıldığını iddia ettiği sözlerine ilişkin bölüm teyp kaydından aynen şöyle:.

s-16

mst-0105

Rolü başkasına vermişlerdi.

s-17

mst-0107

İnceleme yapılmış.

s-18

mst-0108

Refahyol Hükümeti döneminde SİAD Hazine tek hesabı ' olarak uygulanan daha sonra yumuşatılarak ' Kamu Doç dönüşen uygulama yeniden getiriliyor.

s-19

mst-0118

Oğlunun neden eroinman olduğunu anlayamaması çok doğaldı.

s-20

mst-0128

'.

s-21

mst-0130

tüm haşmetiyle ortaya çıkıyor.

s-22

mst-0134

(İzninizle, neden olmasın...

s-23

mst-0140

Böylece hazır ve soğuk meze ve yemeklerle idare etmek gelenek oldu.

s-24

mst-0147

otuzbir Ocak ikibinbir'den bu yana ikiyuz bin Yaris üreten fabrikada, dakikada bir adet Yaris banttan çıkıyor.

s-25

mst-0161

Alışveriş ise hayatın temelinde yatar.

s-26

mst-0165

Hayır! Ayla, kaş göz hareketleriyle sanırım bağırmama gerek olmadığını anlatmaya çalışıyordu.

s-27

mst-0179

Başbakan Abdullah Gül ise ' Bizim her söylemimiz ve davranışımızdan bazı sonuçlar çıkarıldığının ve kuşku duyulduğunun farkındayız.

s-28

mst-0189

Eroin kendisine rakip sevgili tanımaz.

s-29

mst-0193

Sabahtan beri seni gözetliyorum, hiç bir arabaya yanaşmadın.

s-30

mst-0201

Ve kendi merceklerinden bakıldığında haklılar.

s-31

mst-0207

Kazada dört pilot şehit düştü.

s-32

mst-0214

Erik ağaçları ile aralarında bir hendek engeli kalmıştı.

s-33

mst-0219

Cevap hazır.

s-34

mst-0222

Eşref Otosan'ın, TSK'ya verdikleri hizmetin çağdaş bir devrim niteliği taşıdığını belirterek ' Birçok sözleşmemiz nisan ve izleyen aylarda doluyor.

s-35

mst-0232

Daha etkin bir denetim yapacağız.

s-36

mst-0233

Siz sektördeki tek antropologsunuz.

s-37

mst-0240

Bir çocuğa ailenin vereceği en önemli şey, kendisini değerli hissetmesi, varlığından mutlu olunduğunu bilmesi, önemsendiğini hissetmesi ve kendisine güven duymaya teşvik edilmesidir.

s-38

mst-0258

Fransız böbürlenir.

s-39

mst-0262

Öylece yiyin.

s-40

mst-0266

Sonra tuhaf şeyler oldu...

s-41

mst-0270

Şef İngiliz.

s-42

mst-0271

Ankara'da, İstanbul'da, deniz kenarı veya kimi tepelerde oturup DYP'ye icazetle başkan olma devrinin bittiğini belirten Ağar, ' Bu partinin tabanı ne derse o olacak.

s-43

mst-0288

İnsanlık, Roma İmparatorluğu döneminin öncesinde bu birleşime çok yaklaşmış, fakat çağdaş bilimin doğuşu için Bilimsel Devrimi beklemek zorunda kalmıştır.

s-44

mst-0296

Borsada yönün yukarı dönmesi durumunda likit enstrümanlarda bekleyen paranın hisse senedine kayacağı söylenebilir.

s-45

mst-0300

Ama, dedim, ben ne şiir okuyabilirim, ne de şarkı.

s-46

mst-0303

Lahana gibi göz doyurucu, mide doldurucu değildir.

s-47

mst-0307

Ne kadar özlersem özleyeyim, yaşadığım ve işte şimdi bile büyük bir zevkle heyecan veren yaşadığım şu an, geçmişin acısı, donanımsız olduğumuz o günlere, bu yüzden çocuksu olan, bu yüzden çıplak olan, bu yüzden o anda hiç bilmesek de mutlu olduğumuz o günlere özlemimden doğuyor.

s-48

mst-0321

Heybeye erik koyunca kitapları, defterleri ne yaparım diye düşünüyorum.

s-49

mst-0324

Çevreciler alınmasın diye yeşillik dedim.

s-50

mst-0327

İMKB'nin orta ve uzun vadeli getiri potansiyelinden yararlanmak isteyen yatırımcılar için iki alternatif var: Risk alabilen yatırımcılar için A tipi endeks ve hisse fonlar veya İmkb'deki potansiyelden yararlanırken fazla risk almak istemiyorum diyenler için ise A tipi karma ve değişken fonlar.

s-51

mst-0352

Bir olayın meydana gelişinden başlayan, sonrasındaki gerilimi hissederken sana bir de öteki yolun olduğunu hissettirecek bir kapı, pencere, ne bileyim, açılım işte...

s-52

mst-0363

Girdik salona.

s-53

mst-0366

Buz kırıyor Sveta.

s-54

mst-0368

Böyle adamlar bunlar.

s-55

mst-0369

Kendisini Diyarbakır'a getiren uçağın hava şartları nedeniyle havaalanını iki kez pas geçtiğini ve Mardin'e iniş yapmak zorunda kaldığını kaydeden Gül, ' Uçağın en büyük parçası kuyruk kesimi, uçak tamamen dağılmış.

s-56

mst-0383

Babam bile gecenin en şık bayanı buldu beni.

s-57

mst-0390

Sen miydin o.

s-58

mst-0392

Yanaşanı haklarım anladınız mı?

s-59

mst-0394

Gecekondu derken, günümüzde mafyatik ilişkilerle, rant ekonomisinin bir parçası olan uygulamalardan değil, bindokuzyüzatmış bindokuzyüzyetmişsekiz arası, her ailenin kendi evini kendisinin yapması şeklinde gerçekleşen (dokuz) uygulamalardan söz ediyorum.

s-60

mst-0412

Yüzüstü bırakınca bayıldığı avukat, yoldan çıkmış kızcağız...

s-61

mst-0417

Biliyorum! Biliyorum işte! O benim makinem! diye bağırdım.

s-62

mst-0425

Var, dedi Kerem.

s-63

mst-0429

Sana boşal, at kurtul der, o sessiz duruşuyla.

s-64

mst-0433

Başbakan Gül'ün uçağı da pas geçti.

s-65

mst-0436

Bakü Tiflis Ceyhan--boru hattının (BTC) güzergahındaki köyler yaşadı.

s-66

mst-0445

Öteki masalardakiler ise balıklarını daha yeni yiyorlardı.

s-67

mst-0447

Ayrı düşündüğümüz, farklı hissettiğimiz zamanlar oldu.

s-68

mst-0454

Sağlam bir iskele yapmıştı teknelerin rahatça yanaşabilmesi için.

s-69

mst-0457

Türkiye'ye de indiler.

s-70

mst-0460

Ne güzel günlerdi değil mi? Ah, ah...

s-71

mst-0467

Sakın ha, sana da musallat olur.

s-72

mst-0473

Ama fark ettim ki, onu çok yazmamışım.

s-73

mst-0478

Ne ilgisi varsa bilmem, Kaymakam Arif Beyin kızı davet etmiş ilk kez, ilk kez 1912'de geldikleri İstanbul'da çektirmişler bu fotoğrafı.

s-74

mst-0485

Ve hüzün yüzündeki kırışıklıkları biraz daha oyarak derinleştiriyor.

s-75

mst-0490

Uyuşturucusu kesilmiş bir bağımlı gibiyim şu an, dedi.

s-76

mst-0494

Saffet de, babasının sahildeki balıkçı kulübesini büyültmüş, kumsala doğru, ahşap bir balkon yapmış, gerektiğinde yetmiş kişinin yemek yiyip eğlenebileceği bir lokanta oluşturmuştu.

s-77

mst-0507

Kendisini ağlayarak değil, gülerek uğurlamamızı istedi.

s-78

mst-0513

Kızılay'a geldik.

s-79

mst-0515

Gözleri buğulanmıştı bir an.

s-80

mst-0518

Nitekim, Kemal şöyle devam etti: Ben diyorum ki, bu günah çıkarma hadisesinden kendimize yönelik bir sonuç elde edelim.

s-81

mst-0533

Uçağın Kaptan Pilotu Alaattin Yunak'ın Gölcük'e bağlı Değirmendere beldesindeki baba evinde yas var.

s-82

mst-0542

Şu anda iyi bir işte çalışıyor.

s-83

mst-0545

Yakutistan'da Sibirya'nın tayga ve tundralarına dağılmış az nüfuslu bir halk.

s-84

mst-0553

Babamla Kahve'yi almaya gelecektik.

s-85

mst-0557

Ama bütün gerçeklik-buna karşın-belli bir yere kadardı; başka bir yere gidildiğinde, gerçek olan şey, gerçek-olmayana dönüşüyordu.

s-86

mst-0573

Evet dedi.

s-87

mst-0576

Davalık alacakların bir kısmından vazgeçilmeli.

s-88

mst-0580

Bir an ona haksızlık yapıyormuşum hissine kapıldım.

s-89

mst-0588

Bilinçli olarak.

s-90

mst-0591

Ağzım sulandı...

s-91

mst-0595

Kahvesini hazırlamadan önce son iki cümleyi karaladı.

s-92

mst-0600

Yine de görüşmek istemiştim.

s-93

mst-0604

Haklı ama.

s-94

mst-0608

Sınavı geçti.

s-95

mst-0612

Klasik süreç başladı...

s-96

mst-0615

Parka dönmeliyim.

s-97

mst-0616

Saçı başı dağılmış, trençkotunun düğmeleri açılmış, bir ikisi kopmuştu.

s-98

mst-0624

Hep benzer laflar duydum.

s-99

mst-0628

Belli ki onların hevesini kırmak istemiyordu.

s-100

mst-0629

' Ben doğruların söylenmesinden yana olduğumu ifade ettim.