s-603
| Ayağına yolda diken batmıştı . |
s-604
| Abdi Bey'in sabırsız , çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekküllü ve sakinliği fena hâlde batıyor . |
s-605
| Onun her sözü bana batar . |
s-606
| Hasta bakıcı duvarın önündeki dolaptan bir battaniye çıkarıyor . |
s-607
| Şimdi apartmana uğrayan eli bavullu bir adam hepsini getiriyor . |
s-608
| Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu . |
s-609
| Bayan ! |
s-610
| Bayat haber . |
s-611
| Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu . |
s-612
| Bu , ihtiyar kitapçıdan alıp evde bayıla bayıla okuduğu küçük hissî romanlardan biriydi . |
s-613
| Palas pandıras evden fırlayıp bir de üstüne o kadar taksi parası bayıldığına bin pişmandı . |
s-614
| Komplo teorisi geliştirmeye çalışmıyoruz , zaten bir komplonun içindeyiz . |
s-615
| Yol , yavaş yavaş bayırlaşıyor . |
s-616
| Gazete bayisi . |
s-617
| Baykuşlar uğursuzdu ama yeterince melun değil . |
s-618
| Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o . |
s-619
| Su üzerinde yalnız bayrak direği kalmış olan sevgili gemisine baktı . |
s-620
| Üzüm bayramlarının eğlencelerinde bulunmak istiyorum . |
s-621
| Kardeşim 23 Nisanda doğduğu için ona bayram çocuğu , diyorlar . |
s-622
| Bana yaptığın bu ziyarette bayramlık esvaplarını giymene ayrıca sevindim . |
s-623
| Bayram namazlarına babalarının yanında gittiler , tekbirleri dinlediler . |
s-624
| Son gün hemen parasız çocuklara kalırdı bayram yeri . |
s-625
| Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler . |
s-626
| Bu baziçede yanacak olanların sade kendisi olmayacağını anlatıyordu . |
s-627
| Uzun kirpikli gözleri sık sık açılıp kapanıyor , bebekleri daima hareket ediyordu . |
s-628
| Buna bedel içimde mumlar , mumlar , mumlar yanan bir karanlık var . |
s-629
| İstanbul'un bu bedelsiz , ince ve kendini çok ağır satan güzellerini de düşündüm . |
s-630
| Basit beden terbiyesi hareketleri dahi muayyen kaidelere uymayı , çalışmayı , terlemeyi icap ettirir . |
s-631
| Bedestende kötü şeyler arasına karışmış antika mallar gibi bunları seçmek de herkesin işi değil . |
s-632
| Devriyeler , isyancılara silah götüren bedevileri yakalamışlar . |
s-633
| En zengin , en bedii sokaklarımıza pis diyoruz . |
s-634
| Siman bedirlenmiş ay mı bilmem / Dökülmüş saçların ör kara gözlüm |
s-635
| Kimseleri beğenmediğinden çok geç evlendi . |
s-636
| İnsaftan behresiz . |
s-637
| Şehzadebaşı'nın geniş odalı bekârhanelerinden birinde ikamete karar vermişti . |
s-638
| Boyun atkısını kulaklarına dolayarak bekâr odasının yolunu tutacak . |
s-639
| Onu bekçilik bahanesiyle konağın bir odasına yerleştirmiştik . |
s-640
| Ben de seni bekliyordum zaten . |
s-641
| Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi . |
s-642
| Bir keresinde bekleme salonunda sırasını bekliyor , içeriden şişe patlar gibi kahkaha ! |
s-643
| Beklenmez bir tehlike karşısında şaşkınlıktan kendini o tehlikenin ta göbeğine kaldırıp atan bir adam gibi misafirlerin önüne fırladım . |
s-644
| Ondan beklentimi çarçabuk unuttum . |
s-645
| Ananın bekriliğinden neden meyus oluyorsun ? |
s-646
| Kolum , boynundan beline doğru kayıyor . |
s-647
| Kumar , toplum için büyük bir beladır . |
s-648
| Allah belasını verdi . |
s-649
| Hakikati ifade için yazıdan ziyade resmin belagatine müracaat daha doğru olacak . |
s-650
| Yeni kelimeler sanatı , daha saf , hiç belagatsiz ve hiçbir zaman , hiçbir şey ispat etmeye çalışmıyor . |
s-651
| Millî hükûmet arzu eder ki tamamıyla sınai bir şehir olsun ; bu beledi bir fikir olamaz , millî bir fikirdir . |
s-652
| Hangi bay belediyeciye , hangi yerde ucuz ev tutulacağı bir çeşit piyango çekişiyle anlaşılabilir . |
s-653
| Belediye nikâhını daha sonra yapmak üzere imam nikâhını kıydılar . |
s-654
| Sadece kıymetli bir idare adamı vasıflarına malik bir belediye reisinin , bir şehri güzelleştirebileceğini umar mısınız ? |
s-655
| Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu . |
s-656
| Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü : Zorlara dağlar dayanmaz ! |
s-657
| Bu zarflar hisse senedi doluydu . |
s-658
| Daha da belirleşen neşesiyle kalleşti , acımasızdı . |
s-659
| Yarı yola yaklaştığında , köprünün karşı ucunda , ona doğru gelen bir karaltı belirdi . |
s-660
| Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan , silik ve belirsiz sesi işitti . |
s-661
| Eğer insülin alınmazsa hastalığın semptomları tekrar ortaya çıkar |
s-662
| İşte en basit bir sebep . |
s-663
| Karısı kocasının bir bellek kaybı krizine tutulduğunu sanmakta olduğunu söylemiştir . |
s-664
| Anahtar deliği karanlıktı , içerden belli belirsiz sesler geliyordu . |
s-665
| Bütün dikkat ve tecessüsümle etrafımda bir an evvel muayyeniyet yaratmaya çalışıyordum . |
s-666
| Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz , gözlerinin önüne açıldı . |
s-667
| Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır |
s-668
| Hiç benbenci olamadım şu dünyada . |
s-669
| Dün , bendehanede bulunan talaşlar tutuşuverdi . |
s-670
| Geçtik hepimiz dörtnala cennet kapısından / Gördük ebedî ; cetleri bir anda yakından ! |
s-671
| Bentler , hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerdenmiş . |
s-672
| Senin gibisini pilotluğa almayanların aklına şaşayım . |
s-673
| Huylarımız birbiriyle benzeşiyor . |
s-674
| O kadar çok değişiklik , o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var . |
s-675
| Bu kararın okunuşu üzerine beraat edenler serbest bırakılmışlardı . |
s-676
| Bina taş , merdiveni yok , toprakla beraber . |
s-677
| Eskisinden daha berbat , iyileşmek ne gezer . |
s-678
| Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur . |
s-679
| Yüz elli sene evvel türeyen bu âdet hâlâ da berdevam . |
s-680
| Bereket , o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum . |
s-681
| Uzunca , sarışın , kadınların bergamodi dedikleri rengin daha açık tonunda . |
s-682
| Şu ilan gazetede çıkmasaydı , babası onun İstanbul'da berhayat olduğunu öğrenmeyecekti . |
s-683
| Ağaçlardan , karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var . |
s-684
| Beriki ev . |
s-685
| Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir . |
s-686
| Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi |
s-687
| Vücudu eziklerle doluydu . |
s-688
| Sağ kolumdaki bir lif , o zaman bertilip kopmuş olmalıydı . |
s-689
| Açlığını kim duyar eğri ovaların , yanık dağların / Ölülerin duymadığı besbelli |
s-690
| Besleme gazete . |
s-691
| Herkes kanarya , kedi , köpek beslemez ya ! |
s-692
| Besleme kız utandı , bütün kanı yüzüne çıktı , hemen ayağa kalktı . |
s-693
| Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu . |
s-694
| Eczacı Bey , sen bugün besmelesiz çıkmışsın herhâlde evden , tersliğin üstünde . |
s-695
| Kıyıda kapıları , kepenkleri kapalı , birkaç ev ve depo sıralanıyordu . |
s-696
| Beşerî ilişkiler . |
s-697
| Beşerli gruplar . |
s-698
| Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır . |
s-699
| On milyonu iki beşlik yapınız . |
s-700
| Beş vakit namazına beş daha katar . |
s-701
| Çöller , Yemen ellerinden betermiş . |
s-702
| Bugün bu saadet tasvirlerinin üstlerine birer siyah tül çekildi . |