Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttrain

Select a sentence

Showing 603 - 702 of 15398 • previousnext

s-603 Ayağına yolda diken batmıştı .
s-604 Abdi Bey'in sabırsız , çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekküllü ve sakinliği fena hâlde batıyor .
s-605 Onun her sözü bana batar .
s-606 Hasta bakıcı duvarın önündeki dolaptan bir battaniye çıkarıyor .
s-607 Şimdi apartmana uğrayan eli bavullu bir adam hepsini getiriyor .
s-608 Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu .
s-609 Bayan !
s-610 Bayat haber .
s-611 Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu .
s-612 Bu , ihtiyar kitapçıdan alıp evde bayıla bayıla okuduğu küçük hissî romanlardan biriydi .
s-613 Palas pandıras evden fırlayıp bir de üstüne o kadar taksi parası bayıldığına bin pişmandı .
s-614 Komplo teorisi geliştirmeye çalışmıyoruz , zaten bir komplonun içindeyiz .
s-615 Yol , yavaş yavaş bayırlaşıyor .
s-616 Gazete bayisi .
s-617 Baykuşlar uğursuzdu ama yeterince melun değil .
s-618 Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o .
s-619 Su üzerinde yalnız bayrak direği kalmış olan sevgili gemisine baktı .
s-620 Üzüm bayramlarının eğlencelerinde bulunmak istiyorum .
s-621 Kardeşim 23 Nisanda doğduğu için ona bayram çocuğu , diyorlar .
s-622 Bana yaptığın bu ziyarette bayramlık esvaplarını giymene ayrıca sevindim .
s-623 Bayram namazlarına babalarının yanında gittiler , tekbirleri dinlediler .
s-624 Son gün hemen parasız çocuklara kalırdı bayram yeri .
s-625 Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler .
s-626 Bu baziçede yanacak olanların sade kendisi olmayacağını anlatıyordu .
s-627 Uzun kirpikli gözleri sık sık açılıp kapanıyor , bebekleri daima hareket ediyordu .
s-628 Buna bedel içimde mumlar , mumlar , mumlar yanan bir karanlık var .
s-629 İstanbul'un bu bedelsiz , ince ve kendini çok ağır satan güzellerini de düşündüm .
s-630 Basit beden terbiyesi hareketleri dahi muayyen kaidelere uymayı , çalışmayı , terlemeyi icap ettirir .
s-631 Bedestende kötü şeyler arasına karışmış antika mallar gibi bunları seçmek de herkesin işi değil .
s-632 Devriyeler , isyancılara silah götüren bedevileri yakalamışlar .
s-633 En zengin , en bedii sokaklarımıza pis diyoruz .
s-634 Siman bedirlenmiş ay bilmem / Dökülmüş saçların ör kara gözlüm
s-635 Kimseleri beğenmediğinden çok geç evlendi .
s-636 İnsaftan behresiz .
s-637 Şehzadebaşı'nın geniş odalı bekârhanelerinden birinde ikamete karar vermişti .
s-638 Boyun atkısını kulaklarına dolayarak bekâr odasının yolunu tutacak .
s-639 Onu bekçilik bahanesiyle konağın bir odasına yerleştirmiştik .
s-640 Ben de seni bekliyordum zaten .
s-641 Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi .
s-642 Bir keresinde bekleme salonunda sırasını bekliyor , içeriden şişe patlar gibi kahkaha !
s-643 Beklenmez bir tehlike karşısında şaşkınlıktan kendini o tehlikenin ta göbeğine kaldırıp atan bir adam gibi misafirlerin önüne fırladım .
s-644 Ondan beklentimi çarçabuk unuttum .
s-645 Ananın bekriliğinden neden meyus oluyorsun ?
s-646 Kolum , boynundan beline doğru kayıyor .
s-647 Kumar , toplum için büyük bir beladır .
s-648 Allah belasını verdi .
s-649 Hakikati ifade için yazıdan ziyade resmin belagatine müracaat daha doğru olacak .
s-650 Yeni kelimeler sanatı , daha saf , hiç belagatsiz ve hiçbir zaman , hiçbir şey ispat etmeye çalışmıyor .
s-651 Millî hükûmet arzu eder ki tamamıyla sınai bir şehir olsun ; bu beledi bir fikir olamaz , millî bir fikirdir .
s-652 Hangi bay belediyeciye , hangi yerde ucuz ev tutulacağı bir çeşit piyango çekişiyle anlaşılabilir .
s-653 Belediye nikâhını daha sonra yapmak üzere imam nikâhını kıydılar .
s-654 Sadece kıymetli bir idare adamı vasıflarına malik bir belediye reisinin , bir şehri güzelleştirebileceğini umar mısınız ?
s-655 Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu .
s-656 Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü : Zorlara dağlar dayanmaz !
s-657 Bu zarflar hisse senedi doluydu .
s-658 Daha da belirleşen neşesiyle kalleşti , acımasızdı .
s-659 Yarı yola yaklaştığında , köprünün karşı ucunda , ona doğru gelen bir karaltı belirdi .
s-660 Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan , silik ve belirsiz sesi işitti .
s-661 Eğer insülin alınmazsa hastalığın semptomları tekrar ortaya çıkar
s-662 İşte en basit bir sebep .
s-663 Karısı kocasının bir bellek kaybı krizine tutulduğunu sanmakta olduğunu söylemiştir .
s-664 Anahtar deliği karanlıktı , içerden belli belirsiz sesler geliyordu .
s-665 Bütün dikkat ve tecessüsümle etrafımda bir an evvel muayyeniyet yaratmaya çalışıyordum .
s-666 Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz , gözlerinin önüne açıldı .
s-667 Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
s-668 Hiç benbenci olamadım şu dünyada .
s-669 Dün , bendehanede bulunan talaşlar tutuşuverdi .
s-670 Geçtik hepimiz dörtnala cennet kapısından / Gördük ebedî ; cetleri bir anda yakından !
s-671 Bentler , hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerdenmiş .
s-672 Senin gibisini pilotluğa almayanların aklına şaşayım .
s-673 Huylarımız birbiriyle benzeşiyor .
s-674 O kadar çok değişiklik , o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var .
s-675 Bu kararın okunuşu üzerine beraat edenler serbest bırakılmışlardı .
s-676 Bina taş , merdiveni yok , toprakla beraber .
s-677 Eskisinden daha berbat , iyileşmek ne gezer .
s-678 Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur .
s-679 Yüz elli sene evvel türeyen bu âdet hâlâ da berdevam .
s-680 Bereket , o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum .
s-681 Uzunca , sarışın , kadınların bergamodi dedikleri rengin daha açık tonunda .
s-682 Şu ilan gazetede çıkmasaydı , babası onun İstanbul'da berhayat olduğunu öğrenmeyecekti .
s-683 Ağaçlardan , karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var .
s-684 Beriki ev .
s-685 Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir .
s-686 Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi
s-687 Vücudu eziklerle doluydu .
s-688 Sağ kolumdaki bir lif , o zaman bertilip kopmuş olmalıydı .
s-689 Açlığını kim duyar eğri ovaların , yanık dağların / Ölülerin duymadığı besbelli
s-690 Besleme gazete .
s-691 Herkes kanarya , kedi , köpek beslemez ya !
s-692 Besleme kız utandı , bütün kanı yüzüne çıktı , hemen ayağa kalktı .
s-693 Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu .
s-694 Eczacı Bey , sen bugün besmelesiz çıkmışsın herhâlde evden , tersliğin üstünde .
s-695 Kıyıda kapıları , kepenkleri kapalı , birkaç ev ve depo sıralanıyordu .
s-696 Beşerî ilişkiler .
s-697 Beşerli gruplar .
s-698 Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır .
s-699 On milyonu iki beşlik yapınız .
s-700 Beş vakit namazına beş daha katar .
s-701 Çöller , Yemen ellerinden betermiş .
s-702 Bugün bu saadet tasvirlerinin üstlerine birer siyah tül çekildi .

Text viewDownload CoNNL-U