Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttrain

Select a sentence

Showing 503 - 602 of 15398 • previousnext

s-503 Yüzleri , kafalarından aşağı birkaç bakraç su akıtılmış gibi sırılsıklamdı terden .
s-504 Schubert'in balatları .
s-505 Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü .
s-506 Biz çocukken buraları çöplüktü , baldıranlıktı .
s-507 Nizamlı bir hareketler sisteminin ne olduğunu anlamak için bir baleyi seyretmelisiniz .
s-508 Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim ?
s-509 Başkasını seçselerdi , o kaptan , ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum .
s-510 Son yıllarda rant uğruna kurban edilen güzelim yerler arasına hem o çarşı hem balıkhane girdi .
s-511 Kırmızı balıklı havuz .
s-512 Kabataş iskelesinde yakalara balina satmakla geçinilmez .
s-513 Hatırlattı bana , bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı
s-514 Baloz merdiveninden çıkar gibi çıkılmaz ki gemi merdiveninden !
s-515 Eşyalarımı , ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim .
s-516 Günün birinde kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptı ve bam telinden sakal bıraktı .
s-517 Kendisi ağır bir asker gölgesi , yalnız bir kolu beyaz bir sargı içinde .
s-518 İtalyan bandıralı gemiler ağızlarına kadar yüklü giderler .
s-519 Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni , asıl hırsız değilmiş .
s-520 Ağlasın milletin evladı da bangır bangır .
s-521 Sonra geniş bir odada orta yaşlı bankacı kendisine yüz vermeyen yargıcın kızına saldırdı .
s-522 Kalkıp cevabını veriyor ; bilirse ne âlâ , beş bin kâğıdı cepledi demektir .
s-523 Zarfın ağzını bantlayıp onu çekmeceye kaldırıyor .
s-524 Güneş banyosu .
s-525 Yirmi fotoğrafın banyosu kaç dakika sürer ?
s-526 Banyosuz , duşlu , avuç içi gibi bir aralıktı hamam .
s-527 Bahçesi var , bağı var , ayvası var , narı var / Atamızdan yâdigâr bizde ata barı var
s-528 Barlarda , gazinolarda millî dilin konuşulduğunu pek işitmezdiniz .
s-529 Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür .
s-530 Barba , şuradan bize yarım okka rakı doldur .
s-531 Top ileri geri her havalandıkça bar bar bağırıyorlardı .
s-532 Önce aklını sonra sevecenliğini kullandı , sonra da açıkça barbarlaştı .
s-533 Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir .
s-534 Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört , hadi bilemediniz , altı aydan fazla barınamadı .
s-535 Barış içinde yaşamak .
s-536 Denenmesi gereken barışçı bir girişimdir .
s-537 Fakat bir gün barışacaksınız ve onun da kurtulmasına yardım edeceksiniz .
s-538 Masaları , sıraları üst üste yığıp barikat yapmışlar .
s-539 Karşımdaki şuh hayali gittikçe daha ziyade barizleşiyordu .
s-540 Tombul yanaklarıyla Türk'ten çok bir Alman baronunu andırır .
s-541 Ortalığı saran barut rengi aydınlık açıldı , açıldı , kül rengine döndü .
s-542 Koşarak basamaklara yürüdü , merdivenleri bir solukta çıktı .
s-543 Onlar basamağı .
s-544 Defteri abimin elinde görünce dünya başıma yıkıldı , basbayağı gözlerim karardı .
s-545 Onun sesi de aynı şekilde basıktı .
s-546 Bana , basın kartım vasıtasıyla birinci mevki bir bilet alındı .
s-547 Bu , fikirsiz , basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi .
s-548 Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı .
s-549 Etek baskısı .
s-550 Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın , çekemiyorlar .
s-551 Baskısız bir rejim .
s-552 O güne kadar bir okka üzüm , bir arşın basma almamış idim .
s-553 Dünyanın masrafını yapmış , araba araba toprak , gübre taşıtmıştır .
s-554 Bastığın yerlerde güller açtı .
s-555 Peyniri küpe basmak .
s-556 Yollarını ot basmış , çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk .
s-557 On dokuz yaşına yeni basmış , ürkek ve utangaç bir kızdım .
s-558 Yüreğinin acısını duyuyordu .
s-559 Doktor basmalıkların kaldırılması için dayatıyor , mikrop yuvasıdır , diyor .
s-560 Kabak bastısı .
s-561 Ama bir evi tek başına çeviren , o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar .
s-562 İsmet yengemin topal babası bastonunu yere vurdu .
s-563 İri yarı , bastonsuz , bir talebe reisi gibi yirmisinde görünen tasasızlığıyla bağırıyordu .
s-564 Avucumuzun içinde sakladığımız sigaraların yanmış ucu ile fitillerin başını yaktık .
s-565 Yirmi baş koyun .
s-566 Başa güreşmek .
s-567 Muhatabımız Silezya erganun fabrikasının başakortçularından biri imiş .
s-568 Oldukça başarılı bir öğrenciymiş , notları ortalamanın üstünde .
s-569 Sınavlar beklediğim kadar başarılı geçmiyordu .
s-570 Smokinli başasistan ayakta durmakta .
s-571 Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol .
s-572 Gözlerini açar açmaz bu baş döndürücü süratten başka bir şey hissetmedi .
s-573 Herkes , mektep müdürü dâhil , bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi .
s-574 Halil'le Kerim içeri girdiler , başhemşireyi buldular , pansuman yapıldı .
s-575 İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler .
s-576 Soldan dört ayak üzerinde , yalınayak , başı kabak bir adam görülür .
s-577 Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor .
s-578 Sertabip .
s-579 İki üç gün sonra kendisine saraydaki başkâtibin bir kâtibi gelmiş .
s-580 Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı , bir ordunun başkumandanı olduğumdan , ilelebet mesut ve bahtiyarım .
s-581 Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı .
s-582 Soğan başlandı .
s-583 O zaman kırmızı başlı kibritler vardı ya .
s-584 Önünden yüzlerce defa geçmiş olduğumuz bin yıllık çeşme , bir sütun başlığı birden gözümüzde şahsiyet ve değer kazanırdı .
s-585 Şu sarı başlıklı kız iyi kulaç atıyor .
s-586 Başmubassır , budaklı kızılcık dalına meraklı idi .
s-587 Hep baş olmaya bakarız ve olduktan sonra nasihat veririz .
s-588 Başrejisor yardımcılığına tayin olunursun artık .
s-589 İşinize bağlı değilsiniz .
s-590 Vaktiyle Hindistan'ın başülkesi Büyük Britanya idi .
s-591 Sana işin kolayına başvurmayı yaraştıramıyorum doğrusu .
s-592 Yalnızca duygulara , sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir .
s-593 Başyardımcının canına kıymasından birkaç gün sonra , gece çalışma odama geldi .
s-594 İnsan bu kumda , bir batakta gibi yürür , ayağını güç çeker , her adımda bir günlük yol zahmeti duyar .
s-595 Nihayet batakhaneyi satın alıp fedailerini kiraladığı zaman eli biraz genişledi .
s-596 Altmış bataryanın dünyayı sarsan sesi arasında bir tek ses daha yükseliyor .
s-597 Elektrik bataryası .
s-598 Batık gemi on kulaçta yan yatıyordu .
s-599 O , dördüncü batından dedesi oluyor .
s-600 Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu .
s-601 Ne saklayayım gaflet ettiğimi / Elimle batırmışım gençliğimi
s-602 Ayna ithal edermiş , sonra iflas etmiş , az buçuk oynatmış .

Text viewDownload CoNNL-U