s-503
| Yüzleri , kafalarından aşağı birkaç bakraç su akıtılmış gibi sırılsıklamdı terden . |
s-504
| Schubert'in balatları . |
s-505
| Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü . |
s-506
| Biz çocukken buraları çöplüktü , baldıranlıktı . |
s-507
| Nizamlı bir hareketler sisteminin ne olduğunu anlamak için bir baleyi seyretmelisiniz . |
s-508
| Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim ? |
s-509
| Başkasını seçselerdi , o kaptan , ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum . |
s-510
| Son yıllarda rant uğruna kurban edilen güzelim yerler arasına hem o çarşı hem balıkhane girdi . |
s-511
| Kırmızı balıklı havuz . |
s-512
| Kabataş iskelesinde yakalara balina satmakla geçinilmez . |
s-513
| Hatırlattı bana , bir bayram sabahı / Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp ağlayışımı |
s-514
| Baloz merdiveninden çıkar gibi çıkılmaz ki gemi merdiveninden ! |
s-515
| Eşyalarımı , ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim . |
s-516
| Günün birinde kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptı ve bam telinden sakal bıraktı . |
s-517
| Kendisi ağır bir asker gölgesi , yalnız bir kolu beyaz bir sargı içinde . |
s-518
| İtalyan bandıralı gemiler ağızlarına kadar yüklü giderler . |
s-519
| Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni , asıl hırsız değilmiş . |
s-520
| Ağlasın milletin evladı da bangır bangır . |
s-521
| Sonra geniş bir odada orta yaşlı bankacı kendisine yüz vermeyen yargıcın kızına saldırdı . |
s-522
| Kalkıp cevabını veriyor ; bilirse ne âlâ , beş bin kâğıdı cepledi demektir . |
s-523
| Zarfın ağzını bantlayıp onu çekmeceye kaldırıyor . |
s-524
| Güneş banyosu . |
s-525
| Yirmi fotoğrafın banyosu kaç dakika sürer ? |
s-526
| Banyosuz , duşlu , avuç içi gibi bir aralıktı hamam . |
s-527
| Bahçesi var , bağı var , ayvası var , narı var / Atamızdan yâdigâr bizde ata barı var |
s-528
| Barlarda , gazinolarda millî dilin konuşulduğunu pek işitmezdiniz . |
s-529
| Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür . |
s-530
| Barba , şuradan bize yarım okka rakı doldur . |
s-531
| Top ileri geri her havalandıkça bar bar bağırıyorlardı . |
s-532
| Önce aklını sonra sevecenliğini kullandı , sonra da açıkça barbarlaştı . |
s-533
| Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir . |
s-534
| Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört , hadi bilemediniz , altı aydan fazla barınamadı . |
s-535
| Barış içinde yaşamak . |
s-536
| Denenmesi gereken barışçı bir girişimdir . |
s-537
| Fakat bir gün barışacaksınız ve onun da kurtulmasına yardım edeceksiniz . |
s-538
| Masaları , sıraları üst üste yığıp barikat yapmışlar . |
s-539
| Karşımdaki şuh hayali gittikçe daha ziyade barizleşiyordu . |
s-540
| Tombul yanaklarıyla Türk'ten çok bir Alman baronunu andırır . |
s-541
| Ortalığı saran barut rengi aydınlık açıldı , açıldı , kül rengine döndü . |
s-542
| Koşarak basamaklara yürüdü , merdivenleri bir solukta çıktı . |
s-543
| Onlar basamağı . |
s-544
| Defteri abimin elinde görünce dünya başıma yıkıldı , basbayağı gözlerim karardı . |
s-545
| Onun sesi de aynı şekilde basıktı . |
s-546
| Bana , basın kartım vasıtasıyla birinci mevki bir bilet alındı . |
s-547
| Bu , fikirsiz , basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi . |
s-548
| Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı . |
s-549
| Etek baskısı . |
s-550
| Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın , çekemiyorlar . |
s-551
| Baskısız bir rejim . |
s-552
| O güne kadar bir okka üzüm , bir arşın basma almamış idim . |
s-553
| Dünyanın masrafını yapmış , araba araba toprak , gübre taşıtmıştır . |
s-554
| Bastığın yerlerde güller açtı . |
s-555
| Peyniri küpe basmak . |
s-556
| Yollarını ot basmış , çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk . |
s-557
| On dokuz yaşına yeni basmış , ürkek ve utangaç bir kızdım . |
s-558
| Yüreğinin acısını duyuyordu . |
s-559
| Doktor basmalıkların kaldırılması için dayatıyor , mikrop yuvasıdır , diyor . |
s-560
| Kabak bastısı . |
s-561
| Ama bir evi tek başına çeviren , o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar . |
s-562
| İsmet yengemin topal babası bastonunu yere vurdu . |
s-563
| İri yarı , bastonsuz , bir talebe reisi gibi yirmisinde görünen tasasızlığıyla bağırıyordu . |
s-564
| Avucumuzun içinde sakladığımız sigaraların yanmış ucu ile fitillerin başını yaktık . |
s-565
| Yirmi baş koyun . |
s-566
| Başa güreşmek . |
s-567
| Muhatabımız Silezya erganun fabrikasının başakortçularından biri imiş . |
s-568
| Oldukça başarılı bir öğrenciymiş , notları ortalamanın üstünde . |
s-569
| Sınavlar beklediğim kadar başarılı geçmiyordu . |
s-570
| Smokinli başasistan ayakta durmakta . |
s-571
| Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol . |
s-572
| Gözlerini açar açmaz bu baş döndürücü süratten başka bir şey hissetmedi . |
s-573
| Herkes , mektep müdürü dâhil , bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi . |
s-574
| Halil'le Kerim içeri girdiler , başhemşireyi buldular , pansuman yapıldı . |
s-575
| İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler . |
s-576
| Soldan dört ayak üzerinde , yalınayak , başı kabak bir adam görülür . |
s-577
| Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor . |
s-578
| Sertabip . |
s-579
| İki üç gün sonra kendisine saraydaki başkâtibin bir kâtibi gelmiş . |
s-580
| Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı , bir ordunun başkumandanı olduğumdan , ilelebet mesut ve bahtiyarım . |
s-581
| Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı . |
s-582
| Soğan başlandı . |
s-583
| O zaman kırmızı başlı kibritler vardı ya . |
s-584
| Önünden yüzlerce defa geçmiş olduğumuz bin yıllık çeşme , bir sütun başlığı birden gözümüzde şahsiyet ve değer kazanırdı . |
s-585
| Şu sarı başlıklı kız iyi kulaç atıyor . |
s-586
| Başmubassır , budaklı kızılcık dalına meraklı idi . |
s-587
| Hep baş olmaya bakarız ve olduktan sonra nasihat veririz . |
s-588
| Başrejisor yardımcılığına tayin olunursun artık . |
s-589
| İşinize bağlı değilsiniz . |
s-590
| Vaktiyle Hindistan'ın başülkesi Büyük Britanya idi . |
s-591
| Sana işin kolayına başvurmayı yaraştıramıyorum doğrusu . |
s-592
| Yalnızca duygulara , sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir . |
s-593
| Başyardımcının canına kıymasından birkaç gün sonra , gece çalışma odama geldi . |
s-594
| İnsan bu kumda , bir batakta gibi yürür , ayağını güç çeker , her adımda bir günlük yol zahmeti duyar . |
s-595
| Nihayet batakhaneyi satın alıp fedailerini kiraladığı zaman eli biraz genişledi . |
s-596
| Altmış bataryanın dünyayı sarsan sesi arasında bir tek ses daha yükseliyor . |
s-597
| Elektrik bataryası . |
s-598
| Batık gemi on kulaçta yan yatıyordu . |
s-599
| O , dördüncü batından dedesi oluyor . |
s-600
| Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu . |
s-601
| Ne saklayayım gaflet ettiğimi / Elimle batırmışım gençliğimi |
s-602
| Ayna ithal edermiş , sonra iflas etmiş , az buçuk oynatmış . |