Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttrain
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 3 - 102 of 15398 • previousnext

s-3 Efendi , sen de ne üstüme abanıyorsun ?
s-4 İki herif zavallıya abanıyorlar .
s-5 Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez .
s-6 Varıp yaslanayım Hacı Bektaş'a / Abdalın olayım çullar içinde
s-7 Atatürk , Türk milletinin gönlünde anıtlaştı .
s-8 Abraş at .
s-9 İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır .
s-10 Olumlu , verimli bir işe adayacağı zamanını , abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider .
s-11 Bunlar yarının kadın hakları savunucuları , acar avukatları olacak soydandırlar .
s-12 Acele , bir karar vermek ihtiyacındayım .
s-13 Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var
s-14 Acı poyraz kuvvetle esiyordu .
s-15 Acıca bir yemek .
s-16 Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum .
s-17 Ağzım acılandı .
s-18 Acılı tarhana .
s-19 Nasıl acıdı elim , sopa elimden düştü .
s-20 Yarını ne olacak dünyamızın / Biz yaşımızı başımızı aldık / Allah çocuklarımıza acısın
s-21 Ata Efendi , depoya yığılı kerestelerin reçine kokusundan hazzettiğini anladı .
s-22 Acı su sabunu köpürtmez .
s-23 Borçlarını ödeyemeyen şirketin aciz halinde olduğu ilan edildi
s-24 Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum .
s-25 Geç vakit dönen zengin ve ecnebi kumarcıların acul arabalarını duymuyor .
s-26 Salçanın tenekesini açacakla zor açtım .
s-27 Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü , beni açık başıyla selamladı .
s-28 Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim .
s-29 Limanda bilinen gemiler , oysa açıklardadır .
s-30 Tren yolu nehrin açığından geçer .
s-31 Susuzluk korkusu , çölde , açık denizde , çorak bir dağ başında kapkara kızgın bir el gibi insanın gırtlağına sarılabilir .
s-32 Başka yerlerde süt , ekmekten üstün bir gıdadır .
s-33 Hasan Şaş , bir soru üzerine , Güney Kore'de futbol oynamayı düşünmediğini açıkladı .
s-34 O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle .
s-35 Damalı bir eteklik , açık mavi kapalı bir yün kazak giymişti .
s-36 Bu kadar açık sözlü oluşu beni şaşırtmıştı ama belli etmedim .
s-37 Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor , kendimi pencerelerin , kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum .
s-38 Resmî açılış töreni ne zaman beyefendi ?
s-39 Ateşi düşünce hasta açıldı .
s-40 Araç uzun yolda açıldı , hızı arttı .
s-41 Ben yüzerken biraz fazla açıldım , kendimi Vardar'ın kuvvetli bir akıntısına kaptırdım .
s-42 Konileri açındırırız ama küreyi açındıramayız .
s-43 Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım .
s-44 Karla kapanan yolu açmak .
s-45 Su borusunu açmak .
s-46 Bu boyayı biraz daha açmalı .
s-47 Sınav açmak .
s-48 Öğretmen sürekli konuşuyor , öğrenciyi açmak istiyordu .
s-49 İki kolunu da yukarı kadar sıvadı , sert adaleli kollarını meydana çıkardı .
s-50 Yargıtay , adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisidir .
s-51 Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı .
s-52 Tamamen ve sadece sana ait olacak ama kendini ona adamanı istemeyecek .
s-53 Bu ağır yükü ticarethaneye taşıyan sırık hamallarına adam başı birkaç mangır veriliyordu .
s-54 Hem de ne adamcıldır , ne candır , bilseniz .
s-55 Yabanlık lacivert entarisi , baş örtüsü , çökük yanaklarıyla annesi kapıda bekliyordu .
s-56 Ahmet Vefik Paşa'nın Zor Nikâh'ı Molière'den adaptedir .
s-57 Adaşlık maceraları yalnız bu kadarla bitmez .
s-58 Yedek subay aday adayları .
s-59 Yaşamayı tatsız , dünyayı mahdut gösteren bu adese bana babamdan yadigâr kalmıştı ?
s-60 Paranın üstüne oturmak da biraz tatsız bir âdet olmuştu .
s-61 Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir .
s-62 Otele geldiğimiz zaman , kumandanı ölüler gibi sarı ve soluk , bel kayışı takılmış , hançeri belinde , tören esvabı ile salonu adımlarken bulduk .
s-63 Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak , yarı kapı kulu , riyakâr , adi bir nesil türedi .
s-64 Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar .
s-65 Memleketin tanınmış bir hekimi .
s-66 Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler .
s-67 Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış .
s-68 Aferin İsmail , söyle , daha bağırarak söyle !
s-69 Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale .
s-70 Demek kahraman tabiatlılar aforozluydular .
s-71 Delikanlının sarı kıvırcık saçlı aftosu bile bu seslere alışık olduğu hâlde ürktü .
s-72 Seniha'ya sarıldı , aguşuna alıp onu tekrar şımarttı .
s-73 Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi .
s-74 Ağaç tekne .
s-75 Yine beni unuttu , ağaçlıklar arasına yürüdü .
s-76 Bu esnada şafak sökmeye ve gök ağarmaya başlamıştı .
s-77 Rengi birdenbire uçtu .
s-78 Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı .
s-79 Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak .
s-80 Kızmıştım , Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum .
s-81 Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor .
s-82 Biraz sonra aşağıda bir kapı açıldığı , sonra da ağırca bir şeyin devrildiği duyulur .
s-83 Niyazi zayıftı , çocukluğunda ağır hastalıklar geçirmişti .
s-84 Beni karşıladılar ve ağırladılar .
s-85 Bu et yarına kalırsa ağırlaşır .
s-86 Babam senden çok mu istedi kalını ?
s-87 Bu cezai salahiyet hangi kanunla tespit edilmiştir , bilmiyorum .
s-88 Beynime bir ağırlık peyda olmuştu .
s-89 Gaganı kapa !
s-90 Çelik ağızlı , küçük gül makasını kâğıdından çıkardı .
s-91 Bir boşalmaya , ağız dolusu boşalmaya , soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım .
s-92 Koşa badem sığmayan dar ağızlım .
s-93 Allah ağzımızın tadını bozmasın .
s-94 Çocuk haykırarak ağlamaya başlamıştı .
s-95 Şu kara bahtıma ağlıyorum .
s-96 İhtiyarlar , analar , çocuklar ağlaşıyor / Gökten geniş bir yürek matemimi taşıyor
s-97 Ağrılı diş .
s-98 Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak .
s-99 Terbiyeli , tedbirli , ağzı sıkı , aklı başında bir hizmetçi arıyorlar .
s-100 Ben yeni tanıdım ama , kızın eski ahbapları imişler !
s-101 Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez !
s-102 Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş , bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı .

Text viewDownload CoNNL-U