Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttest
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 601 - 700 of 1643 • previousnext

s-601 Park , benzersizliği ve en azından ilk oluşuyla kasabalılara övünç vereceğe benzemektedir .
s-602 Evveli böyle değildi .
s-603 Asla hissîliğe , ılık ve yumuşak duygulara müsait değiliz .
s-604 Biraz kısaca olmasını kalınlığıyla telafi eden vücuduma hokka gibi oturan jaketatayımla bu gibi törenlerde beni daima tanırlardı .
s-605 Halkın , sanatı ve edebiyatı hormonal bir etkinlik saymasına gülüp geçemeyiz ; örnekleri boldur .
s-606 Babaya karşı sevginin hudutsuzluğunu bu çocukta gördüm .
s-607 Bu gecekondu muhtemelen bir hücre eviydi .
s-608 Seyfi , derhâl kendini topluyor ve hürmetle eğilerek uzaktan başıyla kadına bir selam veriyor , kadın mukabele ediyor .
s-609 Bir adam , mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor .
s-610 Yavaş yavaş kendine gelen anne , ızdıraplı iniltileri arasında itiraz ediyordu .
s-611 Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır .
s-612 Kabir azabı çeken ölülerin inlemelerini ibretle dinlediler .
s-613 Günümüzde hiçbir ciddi düşünce adamı gelecekten söz ederken bir tedirginlik , bir burukluğu olmaksızın konuşamıyor .
s-614 Elçilik denen bu konakta bir nevi güveyisi hayatı sürüyorum .
s-615 Şimdi duyduğum suçluluğa karışan özlem içimi eziyor .
s-616 Oh oh yüreğim bir karış yağ bağladı .
s-617 Çince , ideogramlardan oluşan bir yazı sistemine sahiptir .
s-618 Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti .
s-619 Sandık , sepet , bavul , çekmece , dolap ne varsa iğneden ipliğe kadar aradım .
s-620 Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi , iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu .
s-621 Mahremiyetinin böylesi bir yolla ihlal edilmesi onu adamakıllı öfkelendirmiş , kendine olan güvenini kırmıştı .
s-622 Ben tütüncülük üzerinde ihtisas yapmıştım .
s-623 Güce çok ihtiyacı vardı , bizden ilgi ve şefkat olarak bunu alması yetmezdi .
s-624 Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın , bir tencereyi karıştırıyor hem de için için ağlıyordu .
s-625 Alkol , tütün ve aşk eskitti beni .
s-626 İhtiyat kuvvetlerinin hemen oraya gönderilmesini istedi .
s-627 Ona ihtiyatlı olmasını , cephede hayatını rastgele tehlikeye sokmamasını tembih ediyordu .
s-628 Eskisinden daha çok gelsinler , söylesinler , önlerine dökül , ağızlarını ara , bana gel , ne söylediklerini haber ver , ihya olursun be Tevfik !
s-629 Mahkeme bir Musevi'nin Ari ırka mensup biri aleyhine ikame ettiği davayı kabule yanaşmıyor .
s-630 Bir aralık rahibi birdenbire ikaz eden , ruhunu gözlerine getiren bir şey söyledim .
s-631 Ali , birdenbire zayıflamak , birdenbire saçlarını ağarmış görmek , birdenbire belinde müthiş bir ağrı ile iki kat oluvermek , hemen yüz yaşına girmiş kadar ihtiyarlamak istiyordu .
s-632 Kız bir türlü iki lakırtıyı bir araya getirip kendini müdafaa edemediği için lalanın başı derde girmemiş oluyordu .
s-633 Arkadan hâkî esvaplı , ikişer olmuş rüştiye çocukları bağrışarak kaynaşıyorlardı .
s-634 Lisede de başkalarına kopya verirken yakalanır , ikmale kalırdın .
s-635 Mal müdürü , vergi kâtibi , evkaf memuru gibi her zaman işinin düşeceği nüfuzlu adamlarla senli benli konuşur , odalarına uğradıkça başköşede ikram görürdü .
s-636 İkrar verdi cahil gönlüm inandı / Seherin yelleri esti gelmedi
s-637 Daha ziyade , ufak bir kazançla iktifa edecek küçük esnaf kalabalığı vardı .
s-638 Doktor geldi , ilaç yazdı .
s-639 Toprakları dağıtma hususundaki arzusunu ilan etti .
s-640 Onları susmak zorunda bırakmanın sıkıntısını duyuyorum .
s-641 Güneşin batmasıyla beraber hava soğuyuverdi .
s-642 Yıllarca çalışmakla beraber yine başaramadı .
s-643 Hiç pazarlığa sorguya kalkışmadan , hiç ileri geri etmeden dayağa başladılar , vurduklarını da attan aşağı yıktılar .
s-644 Hiçbir medeniyet bütün alanlarda başka bir medeniyetten daha ileri gittiğini iddia edemez .
s-645 Falih Rıfkı Atay da düşünen ve iyi iletişim kuran bir insandı .
s-646 Çocuğu babasına bırakıp kendisi erkekle ilgisini keser ve familyasının yanına döner .
s-647 Ben önde , Nezir arkada , çamurlu yoldan , yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz .
s-648 Zaten ilk bakışta benim iyi bir insan olduğumu anlamıştı .
s-649 Kovalıyorlarmış , kaçmış , saklanmak için saraya iltica etmek istemiş .
s-650 Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi .
s-651 Onun özveri , alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir , ferahlardınız .
s-652 Gençlerle imeceye girme gücü yitirilmediği sürece yaşlanmanın ertelenebileceğini kanıtladı .
s-653 Gene de her ikimiz de inatla sarıldık kendi aldatmacamıza .
s-654 Yetki kanununa karşı gençlerin giriştiği kampanya sade Berlin'e inhisar etmiyor .
s-655 O zaman da bozgun ve inkıraz geldi , çattı .
s-656 Devletin ve cemiyetin lehine intişar etmiş bir kitap olacaktır .
s-657 Vaadime sadık kalırım fakat inzibatsızlığa göz yummak olamaz .
s-658 Radyoda ağdalı yorumuyla sunduğu , gençliğimin sevdiğim şarkılarını aynı irkiltiyle dinliyorum .
s-659 Kurşun hedefe isabet etti .
s-660 O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim .
s-661 Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri .
s-662 Ama siz ecnebiler ismi çıkmış yerlerden hoşlanırsınız .
s-663 Fabrika sahibinin ismini cismini aldı .
s-664 Onun bir büyük adam olduğunu söyleyenler kadar ismiyle müsemma bir satılmış olduğunu söyleyenler de vardı .
s-665 İnsanda ille de saçını , yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı .
s-666 Kulüpten istifa etmiş , bir daha hiç kumar oynamak istemediğini söylüyor .
s-667 Artık giyim kuşam , kılık kıyafet de başkalaşmıştı .
s-668 Sevgilimizi bazen de gürültülü bir neşe istila ederdi .
s-669 Şahin Efendi , bu saygısız misafiri artık açıktan açığa istiskal ediyordu .
s-670 Annemden Hasan'la beraber Yeşilköy'e gitmek için izin istedim .
s-671 Bu Müslüman adam , kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi .
s-672 En zekileri , en bilenleri olan Osman her şeyi anladı .
s-673 Ertesi gün KanaltepeSivrihisar hattını işgal ettik .
s-674 Onun işi böyle filozofluğa döküşünde biraz da benim mesuliyetim olmadı değil .
s-675 Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin , işi ahbaplığa dökersin , olur gider .
s-676 Ortak bir kaderimiz var biz kadınların , sonunda ayvayı yiyen biz oluyoruz .
s-677 Bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış , işini hep kurnazlıkla görmüştür .
s-678 Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti .
s-679 İşi uzatmak , Cemal'i üzmek istiyordu .
s-680 Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım .
s-681 Burada işsiz güçsüz kaldığınız için kendinizi büsbütün kedere kaptırmışsınız .
s-682 Oraya kadar sürüklenmek , hanlarda birçok para harcamak , günlerce işten güçten kalmak köylülerin gözünü yıldırır .
s-683 Askerlerin isimleri ve sicilleri bir defterde itinayla muhafaza ediliyordu .
s-684 Mutlaka bir tarafın sırtı yere gelmeli ve mağlubiyetini itiraf etmeli .
s-685 Sözünüzü senet ittihaz ediyorum .
s-686 Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın .
s-687 Fakat son zamanlarda bazı memurların beyanat vermeyip izahat verdikleri anlaşılmıştır .
s-688 İlk bakışta bana izinli çıkmış bir hasta bakıcı gibi göründü .
s-689 Ceberut hanım , hiçbir şeye izin vermiyordu ki !
s-690 Otele gidip de aptalcasına beklemeyi , yürek çarpıntılarıyla kapıyı gözetlemeyi izzetinefsime yediremiyorum .
s-691 Sabah kalkar , jimnastiğini yapar , duşunu alır , erkenden bürosuna gider .
s-692 Komşular , kabak çiçeği gibi açıldı , ne malmış meğer diyorlardı .
s-693 O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali'ye acıyordu .
s-694 Kapıyı açtı , çıktı ; merdivenleri kaçarcasına indi .
s-695 Mektep kaçkınımsı hâlleri , aşırı neşeleri , Roksan'la aralarında lezbiyenlik gibi şeyler bile düşündürebilir .
s-696 Senin ne habasetlere kadir olduğunu ben bilirim .
s-697 Hakikaten , insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor .
s-698 Zaten bizim Hacer'in aklına uydum da geldim .
s-699 O , keşki sıhhatli olsaydı da her gün kafamın etini yiyeydi .
s-700 Birkaç soba etrafında çay içiyorlar , tavla ve kâğıt oynuyorlar .

Text viewDownload CoNNL-U