s-601
| Park , benzersizliği ve en azından ilk oluşuyla kasabalılara övünç vereceğe benzemektedir . |
s-602
| Evveli böyle değildi . |
s-603
| Asla hissîliğe , ılık ve yumuşak duygulara müsait değiliz . |
s-604
| Biraz kısaca olmasını kalınlığıyla telafi eden vücuduma hokka gibi oturan jaketatayımla bu gibi törenlerde beni daima tanırlardı . |
s-605
| Halkın , sanatı ve edebiyatı hormonal bir etkinlik saymasına gülüp geçemeyiz ; örnekleri boldur . |
s-606
| Babaya karşı sevginin hudutsuzluğunu bu çocukta gördüm . |
s-607
| Bu gecekondu muhtemelen bir hücre eviydi . |
s-608
| Seyfi , derhâl kendini topluyor ve hürmetle eğilerek uzaktan başıyla kadına bir selam veriyor , kadın mukabele ediyor . |
s-609
| Bir adam , mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor . |
s-610
| Yavaş yavaş kendine gelen anne , ızdıraplı iniltileri arasında itiraz ediyordu . |
s-611
| Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır . |
s-612
| Kabir azabı çeken ölülerin inlemelerini ibretle dinlediler . |
s-613
| Günümüzde hiçbir ciddi düşünce adamı gelecekten söz ederken bir tedirginlik , bir iç burukluğu olmaksızın konuşamıyor . |
s-614
| Elçilik denen bu konakta bir nevi iç güveyisi hayatı sürüyorum . |
s-615
| Şimdi duyduğum suçluluğa karışan özlem içimi eziyor . |
s-616
| Oh oh yüreğim bir karış yağ bağladı . |
s-617
| Çince , ideogramlardan oluşan bir yazı sistemine sahiptir . |
s-618
| Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti . |
s-619
| Sandık , sepet , bavul , çekmece , dolap ne varsa iğneden ipliğe kadar aradım . |
s-620
| Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi , iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu . |
s-621
| Mahremiyetinin böylesi bir yolla ihlal edilmesi onu adamakıllı öfkelendirmiş , kendine olan güvenini kırmıştı . |
s-622
| Ben tütüncülük üzerinde ihtisas yapmıştım . |
s-623
| Güce çok ihtiyacı vardı , bizden ilgi ve şefkat olarak bunu alması yetmezdi . |
s-624
| Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın , bir tencereyi karıştırıyor hem de için için ağlıyordu . |
s-625
| Alkol , tütün ve aşk eskitti beni . |
s-626
| İhtiyat kuvvetlerinin hemen oraya gönderilmesini istedi . |
s-627
| Ona ihtiyatlı olmasını , cephede hayatını rastgele tehlikeye sokmamasını tembih ediyordu . |
s-628
| Eskisinden daha çok gelsinler , söylesinler , önlerine dökül , ağızlarını ara , bana gel , ne söylediklerini haber ver , ihya olursun be Tevfik ! |
s-629
| Mahkeme bir Musevi'nin Ari ırka mensup biri aleyhine ikame ettiği davayı kabule yanaşmıyor . |
s-630
| Bir aralık rahibi birdenbire ikaz eden , ruhunu gözlerine getiren bir şey söyledim . |
s-631
| Ali , birdenbire zayıflamak , birdenbire saçlarını ağarmış görmek , birdenbire belinde müthiş bir ağrı ile iki kat oluvermek , hemen yüz yaşına girmiş kadar ihtiyarlamak istiyordu . |
s-632
| Kız bir türlü iki lakırtıyı bir araya getirip kendini müdafaa edemediği için lalanın başı derde girmemiş oluyordu . |
s-633
| Arkadan hâkî esvaplı , ikişer olmuş rüştiye çocukları bağrışarak kaynaşıyorlardı . |
s-634
| Lisede de başkalarına kopya verirken yakalanır , ikmale kalırdın . |
s-635
| Mal müdürü , vergi kâtibi , evkaf memuru gibi her zaman işinin düşeceği nüfuzlu adamlarla senli benli konuşur , odalarına uğradıkça başköşede ikram görürdü . |
s-636
| İkrar verdi cahil gönlüm inandı / Seherin yelleri esti gelmedi |
s-637
| Daha ziyade , ufak bir kazançla iktifa edecek küçük esnaf kalabalığı vardı . |
s-638
| Doktor geldi , ilaç yazdı . |
s-639
| Toprakları dağıtma hususundaki arzusunu ilan etti . |
s-640
| Onları susmak zorunda bırakmanın sıkıntısını duyuyorum . |
s-641
| Güneşin batmasıyla beraber hava soğuyuverdi . |
s-642
| Yıllarca çalışmakla beraber yine başaramadı . |
s-643
| Hiç pazarlığa sorguya kalkışmadan , hiç ileri geri etmeden dayağa başladılar , vurduklarını da attan aşağı yıktılar . |
s-644
| Hiçbir medeniyet bütün alanlarda başka bir medeniyetten daha ileri gittiğini iddia edemez . |
s-645
| Falih Rıfkı Atay da düşünen ve iyi iletişim kuran bir insandı . |
s-646
| Çocuğu babasına bırakıp kendisi erkekle ilgisini keser ve familyasının yanına döner . |
s-647
| Ben önde , Nezir arkada , çamurlu yoldan , yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz . |
s-648
| Zaten ilk bakışta benim iyi bir insan olduğumu anlamıştı . |
s-649
| Kovalıyorlarmış , kaçmış , saklanmak için saraya iltica etmek istemiş . |
s-650
| Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi . |
s-651
| Onun özveri , alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir , ferahlardınız . |
s-652
| Gençlerle imeceye girme gücü yitirilmediği sürece yaşlanmanın ertelenebileceğini kanıtladı . |
s-653
| Gene de her ikimiz de inatla sarıldık kendi aldatmacamıza . |
s-654
| Yetki kanununa karşı gençlerin giriştiği kampanya sade Berlin'e inhisar etmiyor . |
s-655
| O zaman da bozgun ve inkıraz geldi , çattı . |
s-656
| Devletin ve cemiyetin lehine intişar etmiş bir kitap olacaktır . |
s-657
| Vaadime sadık kalırım fakat inzibatsızlığa göz yummak olamaz . |
s-658
| Radyoda ağdalı yorumuyla sunduğu , gençliğimin sevdiğim şarkılarını aynı irkiltiyle dinliyorum . |
s-659
| Kurşun hedefe isabet etti . |
s-660
| O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim . |
s-661
| Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri . |
s-662
| Ama siz ecnebiler ismi çıkmış yerlerden hoşlanırsınız . |
s-663
| Fabrika sahibinin ismini cismini aldı . |
s-664
| Onun bir büyük adam olduğunu söyleyenler kadar ismiyle müsemma bir satılmış olduğunu söyleyenler de vardı . |
s-665
| İnsanda ille de saçını , yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı . |
s-666
| Kulüpten istifa etmiş , bir daha hiç kumar oynamak istemediğini söylüyor . |
s-667
| Artık giyim kuşam , kılık kıyafet de başkalaşmıştı . |
s-668
| Sevgilimizi bazen de gürültülü bir neşe istila ederdi . |
s-669
| Şahin Efendi , bu saygısız misafiri artık açıktan açığa istiskal ediyordu . |
s-670
| Annemden Hasan'la beraber Yeşilköy'e gitmek için izin istedim . |
s-671
| Bu Müslüman adam , kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi . |
s-672
| En zekileri , en iş bilenleri olan Osman her şeyi anladı . |
s-673
| Ertesi gün KanaltepeSivrihisar hattını işgal ettik . |
s-674
| Onun işi böyle filozofluğa döküşünde biraz da benim mesuliyetim olmadı değil . |
s-675
| Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin , işi ahbaplığa dökersin , olur gider . |
s-676
| Ortak bir kaderimiz var biz kadınların , sonunda ayvayı yiyen biz oluyoruz . |
s-677
| Bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış , işini hep kurnazlıkla görmüştür . |
s-678
| Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti . |
s-679
| İşi uzatmak , Cemal'i üzmek istiyordu . |
s-680
| Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım . |
s-681
| Burada işsiz güçsüz kaldığınız için kendinizi büsbütün kedere kaptırmışsınız . |
s-682
| Oraya kadar sürüklenmek , hanlarda birçok para harcamak , günlerce işten güçten kalmak köylülerin gözünü yıldırır . |
s-683
| Askerlerin isimleri ve sicilleri bir defterde itinayla muhafaza ediliyordu . |
s-684
| Mutlaka bir tarafın sırtı yere gelmeli ve mağlubiyetini itiraf etmeli . |
s-685
| Sözünüzü senet ittihaz ediyorum . |
s-686
| Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın . |
s-687
| Fakat son zamanlarda bazı memurların beyanat vermeyip izahat verdikleri anlaşılmıştır . |
s-688
| İlk bakışta bana izinli çıkmış bir hasta bakıcı gibi göründü . |
s-689
| Ceberut hanım , hiçbir şeye izin vermiyordu ki ! |
s-690
| Otele gidip de aptalcasına beklemeyi , yürek çarpıntılarıyla kapıyı gözetlemeyi izzetinefsime yediremiyorum . |
s-691
| Sabah kalkar , jimnastiğini yapar , duşunu alır , erkenden bürosuna gider . |
s-692
| Komşular , kabak çiçeği gibi açıldı , ne malmış meğer diyorlardı . |
s-693
| O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali'ye acıyordu . |
s-694
| Kapıyı açtı , çıktı ; merdivenleri kaçarcasına indi . |
s-695
| Mektep kaçkınımsı hâlleri , aşırı neşeleri , Roksan'la aralarında lezbiyenlik gibi şeyler bile düşündürebilir . |
s-696
| Senin ne habasetlere kadir olduğunu ben bilirim . |
s-697
| Hakikaten , insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor . |
s-698
| Zaten bizim Hacer'in aklına uydum da geldim . |
s-699
| O , keşki sıhhatli olsaydı da her gün kafamın etini yiyeydi . |
s-700
| Birkaç soba etrafında çay içiyorlar , tavla ve kâğıt oynuyorlar . |