Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttest
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 301 - 400 of 1643 • previousnext

s-301 Allah'ımı sever gibi seviyorum da . da'sı önemli , çünkü daha askerlik yapacağım .
s-302 Çalıştı da başardı .
s-303 Sınıfını geçsin de istediğini yapmaya hazırım .
s-304 Onu almadım da bunu aldım .
s-305 Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi .
s-306 Hayvanına dah edip yola koyuldu .
s-307 Bütün bu insanlar , amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir .
s-308 Apartmanın gazetesini , ekmeğini yirmi beş dakikalık bir gecikmeyle dağıtacaktı bundan böyle .
s-309 Dalgınlıkla bir gazeteyi okurken yanına oturdum .
s-310 En darda bulunduğu zamanlarda bile ihtiyacı olanlar ondan bir şey isteyebilirlerdi .
s-311 Eskiler , genç hürriyet jandarmalarının aman vermez takipleri altında darmaduman olmuşlardı .
s-312 Benim dar zamanlarımda , biricik yardımcım olmuş , beni rahat ettirerek annemin yanına dönmüştü .
s-313 Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş .
s-314 Sevmek , inanmak , bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu .
s-315 Artık tanıyamadığımız bu ışıksız kentte üç ay içinde korkunç bir değer düşümüne uğrayan hayatlarımızı düşünmüştük .
s-316 İçtimai dejenerelik , hayati dejenerelikten büsbütün başkadır .
s-317 O nasıl yarmıştı benim kafacığımı , şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe .
s-318 Düşman süngüleriyle delik deşik olmaktansa tabancasını şakağına dayayıp tetiği çekmeyi düşünüyordu .
s-319 Yiğitlik , delikli demirin çıkışından sonra hapı yuttu ?
s-320 Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler
s-321 Sonunda demci sızarak iyice kendinden geçer , silkeleyerek zor kendine gelir .
s-322 Gazete yazarlığını , edebiyatın , sanatın dışında sayanların ne demek istediklerini hiçbir zaman anlamadım .
s-323 Yağmur kar demedi , yola çıktı .
s-324 İşimiz bitiyor demeye kalmadı , herkes ayağa kalktı .
s-325 Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu .
s-326 Dinî seslere şarkı , çalgı sesleri cevap verir , onlara âdeta dem tutardı .
s-327 Devlet Denetleme Kurulu , her türlü inceleme , araştırma ve denetleme yapar .
s-328 İnsan başka türlü düşünmez : aklına danışır , duygularını dinler , ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır .
s-329 Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapıyorlardı .
s-330 Onu kaptırınca kıyıdaki öbür kayalara konmak için depara geçerler .
s-331 Derbentçiler göz açtırmazlar adama , çocuk demez muma çevirirler iki günde .
s-332 Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk .
s-333 İrdelediği sorunlar , bize henüz fazla derinlikli geliyor .
s-334 Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler .
s-335 Kayıp aileleri bir araya gelip dernek kurmuşlar .
s-336 Yeni yapılan okul on derslikli imiş .
s-337 Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar .
s-338 Bugünkü kargaşalığın baş sebebi , memlekette hakiki fikir adamlarının devede kulak kabîlinden olmasıydı .
s-339 Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür .
s-340 Görevlilerin edalı ve dıbır dıbır yürüyüşleri bir geçit töreni izlenimini verir .
s-341 Sanıyorum ki bazıları dünyayı altımızdan çekip bizi dımdızlak ortalıkta bırakmaya çalışıyorlar .
s-342 Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bırakmak istiyoruz .
s-343 Dolabını , sandığını , kitaplarını , defterlerini didik didik aradık , bulamadık .
s-344 Telefon defteri aranıyor , didikleniyor .
s-345 Karşı sıradaki bıyıklı adam gelmiş yanında duruyor , dik dik bakıyordu .
s-346 Kâhyamın , pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu .
s-347 Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta .
s-348 Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor .
s-349 Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti .
s-350 Sarışın bir kız , pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu .
s-351 Şimdi sana bir mektup dikte edeceğim .
s-352 Kapsamı iyice belirtilmeyen , gerektiği gibi tanımlanmayan sanat sözü , dillerden düşmez oldu .
s-353 Günlerce elin , dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı .
s-354 Hacı Kasap , âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti .
s-355 Hastaya bazı şeyler soruyor .
s-356 Aslında ben çok az konuşan biriyim .
s-357 Bunda yenilmiş , içilmiş bir şey yok ya !
s-358 Günlerdir doktorun dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı .
s-359 İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın kopup damarlarıma aktığını duyuyorum .
s-360 Satılmışın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzüne mutfağına döndü .
s-361 Elmas'ın dili tutulmuştu .
s-362 Otobüs yolculuğundan bir hayli dilim yandı .
s-363 Dillere destan İstanbul nezaketini o evde gördüm , ağzım açık kaldı .
s-364 Onun nasıl hiç sarsılmadan dimdik durduğunu gördüm .
s-365 Bu vaziyette , elbette işgal meselesinin diplomatik yollardan çözülmesinden yanayım .
s-366 Pirinçler biraz diri kalmış .
s-367 Bugünlerde size dirsek çevirmişler , sebebini biliyor musunuz ?
s-368 Bu meslekte senelerce dirsek çürüttüğüne göre kendisini gayet iyi anlayabilirdi .
s-369 Karşısındakine diş geçirmek inadı gene kabarmıştı .
s-370 Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar .
s-371 Hele biraz dişini sık , hepsi yoluna girer .
s-372 Ama daha üstününe , daha başarılıya ulaşabilmek için dişiyle tırnağıyla son enerji damlası bitene kadar boğuşacak .
s-373 Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan , bazen en yakın çevremizden olabilir .
s-374 Beş yüz sene evvel bahadır babalarımızın sizi dize getirerek zapt ettiği yerleri alamayacaksınız .
s-375 O koşturmalar yakayı kaptırışın , dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona .
s-376 Mengene gibi bir el , cerrahın yakasına yapışınca zavallının dizlerinin bağı çözülecek gibi oldu .
s-377 Avrupa'da doktora yapmış bu doçent beye ne buyrulur ?
s-378 Kızının bu hâlini gören başı çatkılı bir dolmacı bacı hemen oraya koştu .
s-379 Dore buklelerini sallaya sallaya ve beni ilk kez görüyormuşçasına elini uzattı .
s-380 İnsanına , nimetine , hayaline , hürriyetine , şairine , şarabına doyum olmuyor .
s-381 Tarlada bu dönümlerce pamuğun içinde çalışan amele paryası vardı .
s-382 Atlar bazen dörtnala kalkıyor , bazen tırısa geçiyordu .
s-383 Dev boylu fetih askerleri , kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır , barutla ovdurur , dövme yaparlardı .
s-384 Duasının tutup tutmayacağını söyleyemezdi .
s-385 Size hayır kalmadığını dudak ucuyla söyleyiverirler ve gerçekten dedikleri de çıkar .
s-386 Hatice Hanım pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı .
s-387 Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır .
s-388 Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı .
s-389 Ne yapacağını bilmez serseri bir revişle , uzaklarda yeşil zirveleri dalgalanan duradur dağlara doğru uzaklaştı .
s-390 Mektup desen değil , mektup deftere yazılmaz .
s-391 Bu tip duvar yüzlü politikacılar , üstelik pişkin pişkin sırıtmaktalar .
s-392 Evine gönderilen haberleri hep duymazlıktan gelmişti .
s-393 Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında
s-394 Dayısı , amcası dâhil , obadan , oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir .
s-395 Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun .
s-396 Günlerce , haftalarca kitapların içine gömülür , dünyayı görmezdim .
s-397 Gümüş şamdanların , pembe karanfillerin , kristallerin renk renk , ışık ışık parladığı sofralarda melek yüzlü , tatlı dilli insanlarla konuşur , dünyayı tozpembe görürdük .
s-398 Terlikçi İhsan , üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi .
s-399 Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor .
s-400 Yazınsal gerçeklik , önünde sonunda bir düşlemselliğin ürünüdür .

Text viewDownload CoNNL-U