s-1
| Cezveyi sürüyor , fincana boşaltıyor , kahveyi afiyetle içiyordu . |
s-2
| Kırmızı daha ağır basıyor . |
s-3
| Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz , ağır dururlar . |
s-4
| Bu şaka biraz ağır kaçtı . |
s-5
| Böyle bir suç işlendiğinde , aşkın ağırlaştırıcı nedenleri ne kadar hafifletici neden sayılır , bilmiyorum . |
s-6
| Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu . |
s-7
| Siyasi malumatları hep ağızdan kapma , kulak dolgunluğu şeylerdir . |
s-8
| Kolonya dökmekten , şeker tutmaktan iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu . |
s-9
| Kaçacağım , tövbeler olsun , bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı . |
s-10
| O içeride kızı dövüyor , biz burada ağlamalı oluyoruz . |
s-11
| Birkaç kişiyle , garip bir lisanla ağzı dolu dolu konuşmaya başladı . |
s-12
| Babam , ağzına hiç içki , sigara koymadı . |
s-13
| Hürriyet , müsavat diye herkesin ağzına bir parmak bal çaldılar . |
s-14
| Aleyhinde kim ne söylerse hemen ağızlarına tıkarlardı . |
s-15
| Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan aklını yüreğinden ayırması istenemez . |
s-16
| Bir kez ağzımdan çıktı , o fiyata vereceğim . |
s-17
| Ulan , ağzını topla ! |
s-18
| Bütün bu lafları harfi harfine Fatma Hanım'ın ağzından kapmış , bana kendi sözleri imiş gibi tekrar ediyor . |
s-19
| Ortağım burada kocama basmış büyüyü , basmış büyüyü . |
s-20
| O şıllık basmış büyüyü , adamcağızın ağzını dilini bağlamıştı . |
s-21
| Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm . |
s-22
| Demek sen artık ağzının tadını bilmiyorsun ! |
s-23
| Yazmaya başladığım günden bu yana ağzı süt kokan bir yazar olmaktan korkmuşumdur . |
s-24
| Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun ! |
s-25
| Çevresi dövmeli gümüş taslar içinde içilen buzlu bir ahududu şurubunun bir yaz sonu ılıklığıyla dolu kokusuna doyum olmadığını söylerler . |
s-26
| Bu hikâye akılalmaz bir aptallıktan başka bir şey değildi . |
s-27
| Hiç unutmam , akıllı başlı sandığım bir tanıdığım , sırf tepkilerimi sınamak amacıyla aynı gecede on dakika içinde beni önce frijit , sonra lezbiyen , en sonunda da feminist olmakla suçlamış , tam isterikliğimde karar kılacakken uygun bir dille kapı dışarı atmıştı |
s-28
| Akılsızca bir davranış |
s-29
| Asker kaleye yürüdü . |
s-30
| Bulunduğum küçük odada sadece bir masa , dört iskemle ve akışsız , durağan bir zaman var . |
s-31
| Çocuğun bu geç saatte evden izinsiz çıkıp gitmesini aklım almıyor . |
s-32
| Affet Kâmuran , aklım başka yerdeydi . |
s-33
| Para harcayacak diye aklı çıkıyor . |
s-34
| Aklı her şeye eriyor , eli her işe yatıyor . |
s-35
| Leman'ın aklı gitti bu anda sinemaya . |
s-36
| Avrupalılar ordumuz aleyhine ne akıllarına gelirse söylerler . |
s-37
| Tartışma , grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi . |
s-38
| Aklımda kaldığına göre , Raşit çocukla aramızda ancak iki üç aylık bir fark var . |
s-39
| Hayatta güçlü olacaksın , parasız kalmayacaksın , aklını kullanacaksın . |
s-40
| Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez . |
s-41
| Bu kadar genç bir kızla evlenmek için Şakir amca aklını şaşırdı herhâlde . |
s-42
| Aklın olmadıktan sonra istediğin denli deneylerden geç . |
s-43
| Açarım bu işi . |
s-44
| Biraz şiir karıştırmış olanlardan çoğu içerler , akşamcılık ederlerdi . |
s-45
| Almadığım uyku hapı , gitmediğim akupunkturcu , medyum kalmadı . |
s-46
| Kaptan , gemiyi ağzına kadar doldurmuş , gemi yan yatmış , bir deniz çalkantısıyla alabora olmuş . |
s-47
| Odadaki eşya hep alan talan olmuş . |
s-48
| Hep şakaya almış , alaya vurmuştu ablasıyla eski kocasının savaşını . |
s-49
| Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur . |
s-50
| Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu . |
s-51
| İzmir'den gelmiş birtakım hanımlar onu kız sanıp alıcı çıktılar . |
s-52
| Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı . |
s-53
| Geniş alınlı , kırmızıya çalar , kahverengi saçlı , altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi . |
s-54
| Bir akşam ciğerci söve saya kondusundan çıktı . |
s-55
| Onun benimle ne alıp vereceği olabilir ? |
s-56
| Alışkı edindik , öğleden evvel ve ikindiden sonra . çocuklar gibi tombala oynuyoruz . |
s-57
| Yaralanmıştı , ümitsizdi . |
s-58
| Batıla alkış tutanların karşısına geçip hata eylediğimi yeni yeni öğrenmiş bulunuyorum . |
s-59
| Allah ! ne de yakışmış . |
s-60
| Burada yol gösterecek bir Allah'ın kulu yok mu ? |
s-61
| Misilsiz Mehmetçiğin süngüsü ucunda Allah Allah diye bir ses ihtizaz eder . |
s-62
| Almazlandım gerçi ama üsteleyip elime para bile sıkıştırdı . |
s-63
| Babasından kalan servetin altından girip üstünden çıkmıştı . |
s-64
| Altından kalkamayacağı suçlamalar ileri sürdüler . |
s-65
| O zamanki Boğaziçi'nin turizm idaresi yok fakat turistleri çoktu . |
s-66
| Yaşayışıyla konağa bağlıyken , gönlüyle alt katmanların trajik yaşamlarına eğilecektir . |
s-67
| Adam hiç alttan almıyor , o da ona veryansın ediyor . |
s-68
| Kıydınız yavrucağa . |
s-69
| Fakat ne amca oğlu ne de hamallar bunu kavrayabildiler . |
s-70
| Doğduğuma pişman olacak kadar sıkıntı çektim . |
s-71
| Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar , anasını ağlatırım . |
s-72
| Onlara göre yaşlı yazarların anısal birikimi daha fazlaydı . |
s-73
| Yaşamı her yönden yalnızlığa yaslanmış olan bu kadına tek çocuğun bile anlayış gösterdiğini sanmam . |
s-74
| Anne olmak için çok gencim , çocuk resim yapmama engel olur , demiş . |
s-75
| Kâzım'ın aptalsı bir gurur oturmuş yüzüne . |
s-76
| Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahiret kardeş hatun kişiler , şimdi birbirlerini çekemiyor , birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı . |
s-77
| Polis şüphelinin üzerini aradı |
s-78
| Normal otomobil değil de yabansı boyutlarda arazi otomobili kullanmak moda oldu . |
s-79
| Gidiş gelişin ardı hiç kesilmiyor . |
s-80
| Beş gün belinin , kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti . |
s-81
| Motor bir arıza yaparsa gemi kayalara çarpar , paramparça oluruz . |
s-82
| Zaten aylardan beri yüreğine dertler , endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor , yüreğinde bir erime , bir tükenme hâli seziyordu . |
s-83
| Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış . |
s-84
| Hatta kimi Alman eleştirmenler , ' Dilimizi tazeledi ' diye Özdamar'ı övdü . |
s-85
| Bak , o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye . |
s-86
| Çocuk oyunlarının büyük çoğunluğu gibi heyecanı artırma zamanı geldi . |
s-87
| Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş . |
s-88
| Durup soluklanmadan aslanlı kapısıyla övünmeye başladı . |
s-89
| Ailemizin emektar Arap halayıklarından biri de bize aşçılık etmekteydi . |
s-90
| Meltemler tanrısı aşka gelip bu yeni varlığı yelpazelemeye koyuldu . |
s-91
| Olanlardan sonra yine atadan babadan gördüğümüze döndük . |
s-92
| Bir sözden , bir asker geçişinden , bir düşünceden yüreği parlar , gönlü ateş alır . |
s-93
| Taş ocağın üstünde , ateşe vurduğu güveçten , kaynayan etin kokusu geliyordu . |
s-94
| Alnı , yanakları ateş gibi yandığı hâlde vücudu tir tir titriyor , dişleri birbirine çarpıyordu . |
s-95
| Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu . |
s-96
| Başka ulusların kabahatleri ne olursa olsun , dost ve düşman bize nasıl dil uzatırlarsa uzatsın . |
s-97
| Aldığım avansı olduğu gibi sana bırakıyorum . |
s-98
| Onun avaz avaz çaldığı radyo türkülerine usul klasik müzikle yanıt veriyoruz . |
s-99
| Kasabadan Bilâl Efendi'yi avukat tuttular . |
s-100
| Yeniden ayağa kalkıyorum , pencereye kadar gidiyorum . |