s-903
| Gardiyan duruma muttali olacak , gidip başgardiyana haber verecek . |
s-904
| Bugünkü zevkimize muvafık olarak tasfiye edilmiş , ayıklanmış bir rivayeti bir diğerinden seçebilmek pek güçtür . |
s-905
| Büyük bir millet , gururunda , haklarında , tarihinde mağdur ve muzdaripti . |
s-906
| Onunla saatlerimizi değiştik . |
s-907
| Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir ? |
s-908
| Zavallı babam geçirdiği yetmiş senelik azabın mükâfatını görecek . |
s-909
| Alınan tedbirlere rağmen Türkiye'nin nüfus artışını , beklenilen bir şekilde durdurmak pek mümkün görünmüyor . |
s-910
| Umduk , bekledik , düşündük . |
s-911
| Bir münasebeti düşerse söylerim . |
s-912
| Bu ayakkabı sana küçük gelir . |
s-913
| Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür . |
s-914
| Kazanan , yani mürur tezkeresi alan sevinçle İstanbul'a gidermiş . |
s-915
| Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum . |
s-916
| Müsterih ol , artık hiç korkmayacak , mesut olacaksın . |
s-917
| Görüyorsunuz ki cevap vermekte müşkülat çekiyorsunuz . |
s-918
| Ne de olsa amcam ; ya bir yabancıya varsa ne yapacaktık diye avunuyordu . |
s-919
| Bu sözün tam manasını verebilmek kimseye müyesser olmamıştır . |
s-920
| Sonra bileğini avucumun içine alarak nabzını sayıyorum . |
s-921
| Milletin sesini işitmek , nabzını yoklamak , meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu . |
s-922
| Fakat bir zaman sonra tabiata karşı uğraşmanın nafileliğini anlayarak her şeyi hâli üzere bırakmıştı . |
s-923
| Bunlardan bazıları kitapçı tarafından kendi namına saklanmıştır . |
s-924
| Karaman alayı , bizim harp tarihimizde büyük nam kazanmış bir alaydır . |
s-925
| Öyleyse evvela , senin istediğin dava görülmüş olur . |
s-926
| Konaktaki hamamlardan halayıklar , hizmetçiler de nasiplerini alırmış . |
s-927
| Cemal Paşa , gençlik akımı içinde hatırı sayılır olduğunu bildiği için sonuna kadar Halide Hanım'ın nazına katlandı . |
s-928
| O beni hep nazladı , bir prensestim nazarında . |
s-929
| Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum . |
s-930
| Ramazan sigarasının izmaritinden birkaç nefes çekti . |
s-931
| Uzun süren ziyaretin sona ermesini , nefeslerini tutup beklemişlerdi . |
s-932
| Enişte istediği kadar nefes tüketsin , hepsi bir kulağımdan girer , öteki kulağımdan çıkar . |
s-933
| Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu . |
s-934
| Böyle yazı yazmak onun ne haddine ! |
s-935
| İlçelerinde ne kadar dernek varsa hepsini harekete geçirdiler . |
s-936
| İkiniz de benim eski ahbabım ve nesildaşımsınız , rahat konuşabiliriz . |
s-937
| O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı . |
s-938
| Halit'in tavrını beğenmemişti . |
s-939
| Neymiş ? |
s-940
| Kanla , irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti / Cehennemler kudursa , ölmez nigâhbanıyız |
s-941
| Birkaç gün sonra akrabalarımıza bir davet vereceğiz . |
s-942
| Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar . |
s-943
| Not alıyorum , Türkçeye mısra mısra hemen tercüme ediyorum . |
s-944
| Yarın yola çıkıyoruz . |
s-945
| Numara yapıyorum gibi bir şey gelmesin aklınıza . |
s-946
| Kapıdan içeri bir adım attıktan sonra durdu , nutuk verir gibi elini sallayarak . |
s-947
| Tatlı bir duman , bütün varlığını sararak en derin yerlerine kadar nüfuz ediyordu . |
s-948
| Onu uzun müddet nüfuzu altında tuttuğuna bir misal olarak . |
s-949
| O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş . |
s-950
| Sivrisinekler çevresinde oğul vermeye başlamışlardı . |
s-951
| Besbelli geniş , olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu . |
s-952
| Hınzır sıfır , sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor . |
s-953
| Er olsun subay olsun , harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir . |
s-954
| Her reklama inanmayın . |
s-955
| Olur ya ! |
s-956
| . olağanüstü hâl ilanına karar verilmesi durumunda , bu karar Resmî Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur . |
s-957
| Orada burada benim dedikodumu yapmışsın . |
s-958
| Komşu kadınlardan birkaçı orak işinde bize yardıma gelmişlerdi . |
s-959
| Böylelerinin kirayı biriktirdikten sonra bir para vermeden ortadan sır olanları çoktur . |
s-960
| Yeni konut alışkanlıklarımızda ortakça sokak köpeği beslemek yok . |
s-961
| Eğer bugün hepimiz bu işe karar verir ve bir ortaklık kurarsak bu gazete çıkar . |
s-962
| Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım . |
s-963
| Tam ortalık sütliman oldu derken , şimdi de bu mektup çıkmıştı karşıma . |
s-964
| İşi ortaladık . |
s-965
| Belki Tayfur'a gönlüm vardır diye ortaya balgam atıyor . |
s-966
| İçindeki becerileri ortaya çıkarmak için bu önemli bir fırsat |
s-967
| Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım . |
s-968
| Daha ilk gecesinden karı lafı ile oturup kalkmaya başlarsa konu nereye varır ? |
s-969
| Orada da Arif denilen hergele bizi oyuna getirdi . |
s-970
| Yastığın üstünde oyuncuktan yuvarlandın , ödüm koptu yataktan aşağıya düşeceksin diye . |
s-971
| Üç aydan beri bana mütemadiyen aynı oyunu oynuyorsunuz . |
s-972
| Gözlerimi kapadım ve ilk defa erkeklerden intikam almayı düşünerek kendimi koyuverdim . |
s-973
| Artık yaradılışının , varoluşunun , hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir . |
s-974
| Değer yargılarımızı her an , hiç durmamacasına yeniden ölçüp biçmek zorunluluğumuz , işte bu aşağılanma sorunundan kaynaklanıyor . |
s-975
| Avrupa medeniyeti de ölüm döşeğindedir ama bu ölüme bir türlü katlanamaz yazarın gönlü . |
s-976
| Bir uzun can çekişme bunun her anı bence / İçimi sızlatan şey ölüm değil işkence |
s-977
| Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş , bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı . |
s-978
| Ne vahşi , ne korkunç ; insanın tüylerini diken diken eden bir ölü sessizliği var . |
s-979
| Çok yüce bir kişi için de olsa uşaklığın öncesiz sonrasız gönüllü bir seçim hâline gelişi beni irkiltiyor . |
s-980
| Önüne bakmıştı Mevlüt , ne diyeceğini bilemeden . |
s-981
| Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin önlerine çıkıp yol kesen haydutlar . |
s-982
| Adam hemen geldi , önüne düştü , konuşmadan evine vardılar . |
s-983
| Hep birden ayağa kalktılar , bizi de önlerine kattılar , yola düştük . |
s-984
| Sizler batıda yerleştiğiniz her karış toprakta Oğuz töresini yaşatacak örgütleri kuracaksınız . |
s-985
| Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri , işveyle devriliş , saçılış , örtünüşleri . |
s-986
| Hepsini at bir yana / Bari o günlerin bana / Şiirini söyle tatlı su |
s-987
| Cümlenin geri kalanı özenle karalanmıştı . |
s-988
| Her girdiği çevrede öbür kadınların pabucunu dama atmış , hep birinci kadın rolüne çıkmıştı . |
s-989
| Alınıp satılan eşyalar gibi ona paha biçmek akılsızlık olurdu . |
s-990
| Her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar . |
s-991
| Araptan başkaları için de dileyebilirsem , herkese yeşil panjurlu küçük evler versin , herkese dilediği yerde , aç insan da kalmasın . |
s-992
| Ben , bir hayalet kadar zayıf , on altı yaşında , çarliston pantolonlu , şık fesli bir mektepli efendiydim . |
s-993
| Her işin tehlikesine ortak . |
s-994
| Emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı , hesapladı , kırk para çıkışmıyordu . |
s-995
| Tastamam geriye dönmedik ama dönsek de para etmez . |
s-996
| Paraketalarımızı yemledik , av gereçlerimize çekidüzen verdik , şakalaştık . |
s-997
| Ömrünün büyük bölümünde parasızlık çekmiş olan bir çeşit kumarbazdı . |
s-998
| Paraları savurmak . |
s-999
| Suç işlemiş gibi utanç veya korku içinde büzülmüş . |
s-1000
| Hele geçen gün o Meşincioğlu Kerim Bey'e yaptığın işe parmak ısırdım . |
s-1001
| Burası senin bildiğin parti ocaklarından değil , kahve ocağı . |
s-1002
| Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu . |