s-708
| Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar , fıkra yazarları , sanat eleştiricileri yetişir . |
s-709
| Dolayısıyla ne zaman çözüleceğini tahmin edemeden , öylece kalıverirsiniz . |
s-710
| Düşmanın kalpgâhına hücum etti . |
s-711
| Pantolonunu , ceketini fırlatır , kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur , düşünürdü . |
s-712
| Öndeki dükkân gerçek faaliyetlerini kamufle etmek için kullandıkları bir vasıtaydı . |
s-713
| Komşunun kazları birikintilerde kanat çırpıp bağırıyordu . |
s-714
| Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı . |
s-715
| Yaptığınız yürüyüş , başka zamanlarda kan tere batmadan yapılacak işlerden değildir . |
s-716
| Bu kaotik şehrin en fazla , zaman tanımayan solumasını seviyordu . |
s-717
| Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır . |
s-718
| Nihayet yorgunluktan sızıp kalıncıya kadar kendimi bu buhrana kapıp koyuverdim . |
s-719
| Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü . |
s-720
| Yeni park gazinosunda kasabanın meşhur karadut şerbeti ile beraber bir parça da içki içilir . |
s-721
| İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin . |
s-722
| Gericiliği , insanlara kara sürme suçlamalarını kabul etmedi . |
s-723
| Sizi kaptan bir filika ile karaya çıkarır . |
s-724
| Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü . |
s-725
| Nasihat , tehdit hiçbiri kâr etmedi . |
s-726
| Sen patrona karın tokluğuna kayıkta miçoluk etmek üzere gelip uyuyakaldığını söyle . |
s-727
| Buraların girdisini çıktısını , deliğini kovuğunu karış karış bilir . |
s-728
| Adamı boyu ile , jestleri ile zalimce karikatürize ediyor . |
s-729
| Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş . |
s-730
| Felaket bununla bitmemiş , üç ay sonra karnı büyümeye başlamış . |
s-731
| Biz burada sıcaktan , gelsin karsanbaç gitsin gazoz , dondurma ancak dayanıyoruz sıcağa . |
s-732
| Hasta binlerle , bakan yok ; diriler çırçıplak / Ölüler kaskatı olmuş , hani kim kaldıracak ? |
s-733
| Karşılarına geçip cır cır etmeseler de şu oğlan , şu yedi kat yabancı oğlan gibi kaşmerlik etseler olmaz mıydı ? |
s-734
| Atları Rus katanalarını andırır , arabası çangıl çungul etmez . |
s-735
| Harun sarhoşluğun sinirliliğiyle yine göbek ve gerdan titreterek katmerli katmerli gülmeye başladı . |
s-736
| Ay'ın kavuşum dönemi 29 gün , 12 saat , 44 dakika ve 3 saniye sürer . |
s-737
| Ev sahipleri misafirlerini tanıştırmakta pek kayıtsız olduklarından ben kendimi kıza tanıttım . |
s-738
| Yalnız ortada tef çalan , bunların arasına kaza ile düşmüş gibi . |
s-739
| Bu yaşa geldim , Allah'a bin şükür , namazımı kazaya bırakmadım . |
s-740
| Dünyaya kim kazık dikecek ? |
s-741
| Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar . |
s-742
| Bahçesi yeniden keleme olmuş , duvarları da yıkılmış yahut komşular yıkmışlar ki hayvanlar otlasın . |
s-743
| Kelepçi kızlar da bankodakiler gibi , fazla iplik kopmasından şikâyetçiydiler . |
s-744
| İşi besbelli aceleymiş . |
s-745
| Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim , siz de bana kemançeyi öğretin . |
s-746
| Genç , ihtiyar , hepsi tüysüz tüysüz , gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur . |
s-747
| Hayalperest kendi âlemine dalmışken uyanmasına imkân yoktur . |
s-748
| Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım yavrum ? |
s-749
| Onun perişan kalbine ölümden beter bir felç illetini , kendini aşağı görme ukdesini yerleştirmiştir . |
s-750
| Kendini , çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz , ter boğmasına uğradı . |
s-751
| Onlar benim dostlarım , kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil . |
s-752
| Düşünen filozof yeryüzü yaşamasına sımsıkı bağlı bu maddeci görüşten sıyıramıyor kendini . |
s-753
| Terbiye öğretmenimden öğrendiğim usullerle kendimi uzun uzun yokluyorum . |
s-754
| Bu mevsimde kızlar ikişer , üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı . |
s-755
| İstanbul balıklı şehirdir , balıkçı şehirdir ; bu yüzden kerteriz defterleri yazılmıştır . |
s-756
| Sizi fena alıştırmışlar . |
s-757
| Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim ? |
s-758
| Kuyruğum sıkıştı mı , gelsin Aysel , gelsin Ömer ! |
s-759
| Kapalı panjurların ardında , ayıp şeyler anlatıp kıkır kıkır gülüyorlar . |
s-760
| Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez . |
s-761
| Yüzlerini görür görmez , aşağıdaki misafirlerinin kıratlarını ölçmüştüm . |
s-762
| Alnı da bir enlemesine , bir dikine kırış kırış oluyordu . |
s-763
| Kırk kere gitti geldi . |
s-764
| Kısadan giderivermiş vaatle düze indirdiği adamın merakını . |
s-765
| Şimdi genç değil , şöyle kırkını , kırk beşini aşmış , efendiden , ağırbaşlı bir kısmet bekliyor . |
s-766
| Yumurtayla zeytinyağı kıvamını bulunca bir kaşıkla onu soğumuş levreğin üstüne gezdireceksin . |
s-767
| Sular , sandalı kıyıya atıyordu . |
s-768
| Kız başına İstanbullarda yaşayıp okumana evet diyemezmiş . |
s-769
| Tatmin olmamış bir sanatçı öfkesiyle eski arkadaşlarına kızıp duruyordu . |
s-770
| Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş . |
s-771
| evime kilit kürek ol diye onun sırtını okşar . |
s-772
| Bambu ağacından takım kim , ben kim ? |
s-773
| Sıla kimya olmuş burnuma tüter / Yol ver dağlar ben sılaya gideyim |
s-774
| Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz . |
s-775
| Erkekler bütün gün bahçelerinde bağ budar , gül aşılar , kirizma yaparlar . |
s-776
| Şeref , Ankara'da açacağı ikinci kişisel sergisiyle meşgul . |
s-777
| İsterseniz bu sakınganlığımı klostrofobik olmama bağlayabilirsiniz . |
s-778
| Kofti ne kanundan kaçar ne nizamdan ; kanunu da nizamı da kendisine uydurur . |
s-779
| Polis düdükleriyle yeniden fırladım . |
s-780
| Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar , hafif hafif kolan vuruyorlardı . |
s-781
| Ellerin elçekli gelin / Kolların kolçaklı gelin |
s-782
| Aldatılmak bir kadın için ne müthiş şey , takdir edersiniz . |
s-783
| Ben de aç duracak değilim ya ! |
s-784
| Kızların ikisi japone kollu , üçüncüsü resmen kombinezonluydu . |
s-785
| Bir kondum vardı , onu sattım ve yarışmaya katılmak için buraya geldim . |
s-786
| Türk Ocağında bir de konferans vermiş olduğunu hatırlatırım . |
s-787
| Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim . |
s-788
| Salih yazıyor , ben boyuna kopya ediyordum . |
s-789
| Korktuğu başına gelmiş ve o koskoca Nahit Bey ipin ucunu kaçırarak dillere destan olmuştu . |
s-790
| İnce belini önden bağcıklarla bağlanmış bir korsaj sıkmıştı . |
s-791
| Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor . |
s-792
| Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk'ı okuyor , hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı . |
s-793
| Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz , çevirmediği dolap kalmıyordu . |
s-794
| Bizimkilerin de amacı aynı / Doğan güneşle birlikte kökünüzü kazıyıp / Yeryüzünde bırakmamak izinizi |
s-795
| Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz . |
s-796
| Politikacılar onun olumlu isteklerini kös dinler mi , dinlemezler mi o zaman görürüz . |
s-797
| Köşe bucağa dağılmış ürkek hizmetçilerini çağırır . |
s-798
| Koca Sinan'ın en önemli yapısı bu durumda olursa köşede bucakta kalmış olanlara selam olsun ! |
s-799
| Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz . |
s-800
| Ben başladım kötü kötü düşünmeye . |
s-801
| Ne oldu ki Ömer ağa , dedi . |
s-802
| Oğlum , ben karanlığa kubur sıkmam . |
s-803
| Şu sarı başlıklı kız iyi kulaç atıyor . |
s-804
| Eski bekçiler . mahalleyi kollamalı , kim hastadır , kim yatalaktır , kim yüzünü Hazret'e çevirmiş , kimin gözü toprağa bakıyor , bunları bilmeli , kulağı kirişte olmalı . |
s-805
| Savcı , kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı . |
s-806
| Kulakları patlatan bir ses bütün ormanı , bütün kuşları , bütün dünyayı susturdu . |
s-807
| Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü |