Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Partdev
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 202 - 301 of 1646 • previousnext

s-202 Kaç kez yakındım ona , yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum .
s-203 Ondaki , bir anlık bir şimşek çakıntısından ve hemen kulak tıkanabilmesi mümkün bir tıkırtıdan başka bir şey değildi .
s-204 Ben , bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım .
s-205 Ne olur bir biçimine getir / yak şu linyiti çıtır çıtır
s-206 Son günlerde birbiri üstüne gelen yorgunluklardan söz etti .
s-207 Gel gör ki dilimin ucunda kağnı var .
s-208 Neden bir de onların eğitmenliğini yükleniyoruz ?
s-209 Bu bahçeye bir defacık girmek kabadayılığını gösterebilen küçük külhanbeyler bir daha buna cesaret edemezler .
s-210 Hiç merak etmeyin , hep bire bin katarak anlatır .
s-211 Bu çocuğa bir hâl oldu , bu çocuk avareleşti .
s-212 Bütün eski plaklar insanı hüzünlendirir .
s-213 Günden güne eriyen Kerime'yi , o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum .
s-214 Üniversiteyi filan bir kalem geçin , liseyi bile okuyamamıştı .
s-215 Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı .
s-216 Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı , çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde , ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu .
s-217 Fakat bütün bu sözler benim bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkıyordu .
s-218 Bir nevi oyunbozanlık da sayabilirsiniz bunu .
s-219 Bir sıkımlık canın var .
s-220 Doktorlar , bir süre ağır kaldırma , demişlerdi .
s-221 Abdurrahman Çelik , devletin sansürcü olmadığını kaydetti .
s-222 O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat , bin feryat , türlü sıkıntılara giriftar olmuşken .
s-223 Canım şurada bir tek atalım , serinleriz , konuşuruz , dediler .
s-224 Bana sarıldı , ağladı .
s-225 Bekâr olduğumuza bir yiyelim de bin şükredelim .
s-226 Bir yudum anlayış görebilmek için yüzünde , zorluyorum kendimi .
s-227 Fakat geçim durumunu az çok düzene sokmuş ve biti kanlanmışlar için rütbe ve şeref , paranın da üstündedir .
s-228 Kendisine ikram edilen kahveyi içerken her nefes alış verişinde göğsündeki taşın o bitmek tükenmek bilmez takırtıları duyuluyordu .
s-229 Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş .
s-230 Her gün evde pişen türlü yemeklerin hiçbiri sensiz boğazımdan geçmiyor .
s-231 Fazla imrendiriyorsun insanı , boğaz olacağız .
s-232 Bize daima yakın tarihimizin kaygılar , boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir .
s-233 Merak etme kızım , bok yiyor o herif , dedi .
s-234 Borçlanalım size .
s-235 On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm .
s-236 Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı .
s-237 Burada domates , biber , soğan .
s-238 Ümidim boşa çıkınca dizlerimin bağı çözülür .
s-239 Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı .
s-240 Ben birkaç gündür arıyorum , birkaç yerlere başvurdum , boş çıktı .
s-241 Bizden sonra cenaze çıkmış bir eve benzeyen Bekirağa bölüğündeki arkadaşlar boş durmamışlardı .
s-242 Beni her türlü zevkten mahrum ediyorlar
s-243 Kimi kastettiğimi boş ver !
s-244 Boyu bosu yerinde , yakışıklı adam .
s-245 Çobanın hekim parasını , ilaç parasını boyunlarına aldılar .
s-246 Şoför yine boynunu büktü , ' O yürüyemezse , ben de yürüyemem ne yapayım ? ' der gibi yüzüme baktı .
s-247 Eli göğsünde , boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti .
s-248 Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız .
s-249 Aylak kişiliğine tutarlı bir boyut katar .
s-250 Bozkırlı bir çocuğum .
s-251 Bozuntuya vermedim , yürüdüm , yanına gittim .
s-252 Söyleyecek söz bulamıyor , bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum .
s-253 Sen gerçek hayattan bucak bucak kaçıyorsun .
s-254 Fransa'da bu kabîl gazetelerin daniskası mevcuttur .
s-255 Bununla beraber odama kimseye görünmeden girdiğime memnun oldum .
s-256 Ona kalsa evleneceğiz ama annesi beni istemiyormuş .
s-257 Ayyaşlar , bol bol buzlu , buzsuz rakı içtiler .
s-258 Buralara kadar zahmet ettiniz , büyüklerin ellerinden , küçüklerin gözlerinden öperim .
s-259 Bir eski muallime olan annem , istese de büyüklük satamazdı , elinden gelmezdi .
s-260 Bir lacivert petunya vardır ki renginin hoşluğuna canlar dayanmaz .
s-261 Canı cana ölç .
s-262 Kadıncağız canı ile uğraşıyor , sen de eğleniyorsun .
s-263 Millet her ne zaman isterse uğrunda canımdan geçmeye hazırım .
s-264 Serbestçe birisi olursa sizin canınızı sıkar .
s-265 Ne derse desin , gözü bunun canını yakmakta .
s-266 Atölyede duyduğum kelimeleri , cümleleri cankulağı ile dinliyor , bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum .
s-267 Bu sözleriniz bana can verdi .
s-268 Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez , sıkı ise gelir öldürür .
s-269 Evvela Nihat bir nutukla celseyi açtı .
s-270 Keban Barajı , Doğu Anadolu'nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir .
s-271 Tarla kenarlarından toplanan ufak tefek cırtatan domatesiyle pişmiş bol soğanlı bulgur pilavı tenceresini ateşten indiren ana ter içindeydi .
s-272 Cicim !
s-273 Mademki her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu , nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu ?
s-274 İnadıma yapmasın , dokunmayım hatırına .
s-275 Fareler evde cirit atıyor .
s-276 Ettiğim masrafın yüzde elli kârını bulsam Madam Elizabeth'in pansiyonuna ciro edeceğim .
s-277 Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz .
s-278 Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor .
s-279 Burhan Belge çalışma odasından geliverdi .
s-280 Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu .
s-281 Geçen gün kiremitleri aktarmak için dama çıkmıştı .
s-282 Ben , altın dişini çatır çatır söktüklerini gözlerimle gördüm .
s-283 Yunan İzmir'e çıktığında kara bir çatkı çatmıştır ve çıkarmayacaktır işgal sona erene kadar .
s-284 Birdenbire kadına karşı soğuk , çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum .
s-285 Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin .
s-286 İleride , harap bir evin önünde , çemberimsi bir çukurun içinde , boz bulanık bir çamur gölü oluşmuştu .
s-287 Melodram çeşnili hikâyeyi aklından çıkarmaya bak !
s-288 Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı .
s-289 Polisler , fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler .
s-290 Kıbrıs sorunu , şu ya da bu siyasal oyunla , yeniden çıkmaza girecektir .
s-291 Şu sıralar tam bir çıkmazdayım anlayacağın .
s-292 Sık sık kavga çıkıyordu aralarında , ana avrat küfrediyorlardı .
s-293 Bir müddet hiçbirisi kımıldamadı ve çıt çıkmadı , sonra bir hıçkırık duyuldu .
s-294 Dağlarda çiftçilik eden Müslümanlarla gayet iyi geçindiklerini görüyorum .
s-295 Bu çileci görüş sanatçılarımızı da etkilemiştir elbet .
s-296 Bunlar , iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış , basılmıştı sanki .
s-297 Yüzü , o garip bakan gözleriyle çocuksulaşmıştı .
s-298 Ayağınızı denk alıp bu sorunu bir an evvel çözümlemenizi istiyorum .
s-299 Kendi ayağınız ve büyük aklınızla gidip düştüğünüz çukurdan bize ne ?
s-300 Bir kuruluş içinden birkaç çürük elma çıktı diye , şaibeli sayılır ; sayılmaz elbet .
s-301 Bütün yıl gezmiş de şimdi bulmaya kalkışmış .

Text viewDownload CoNNL-U