s-202
| Kaç kez yakındım ona , yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum . |
s-203
| Ondaki , bir anlık bir şimşek çakıntısından ve hemen kulak tıkanabilmesi mümkün bir tıkırtıdan başka bir şey değildi . |
s-204
| Ben , bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım . |
s-205
| Ne olur bir biçimine getir / yak şu linyiti çıtır çıtır |
s-206
| Son günlerde birbiri üstüne gelen yorgunluklardan söz etti . |
s-207
| Gel gör ki dilimin ucunda kağnı var . |
s-208
| Neden bir de onların eğitmenliğini yükleniyoruz ? |
s-209
| Bu bahçeye bir defacık girmek kabadayılığını gösterebilen küçük külhanbeyler bir daha buna cesaret edemezler . |
s-210
| Hiç merak etmeyin , hep bire bin katarak anlatır . |
s-211
| Bu çocuğa bir hâl oldu , bu çocuk avareleşti . |
s-212
| Bütün eski plaklar insanı hüzünlendirir . |
s-213
| Günden güne eriyen Kerime'yi , o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum . |
s-214
| Üniversiteyi filan bir kalem geçin , liseyi bile okuyamamıştı . |
s-215
| Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı . |
s-216
| Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı , çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde , ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu . |
s-217
| Fakat bütün bu sözler benim bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkıyordu . |
s-218
| Bir nevi oyunbozanlık da sayabilirsiniz bunu . |
s-219
| Bir sıkımlık canın var . |
s-220
| Doktorlar , bir süre ağır kaldırma , demişlerdi . |
s-221
| Abdurrahman Çelik , devletin sansürcü olmadığını kaydetti . |
s-222
| O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat , bin feryat , türlü sıkıntılara giriftar olmuşken . |
s-223
| Canım şurada bir tek atalım , serinleriz , konuşuruz , dediler . |
s-224
| Bana sarıldı , ağladı . |
s-225
| Bekâr olduğumuza bir yiyelim de bin şükredelim . |
s-226
| Bir yudum anlayış görebilmek için yüzünde , zorluyorum kendimi . |
s-227
| Fakat geçim durumunu az çok düzene sokmuş ve biti kanlanmışlar için rütbe ve şeref , paranın da üstündedir . |
s-228
| Kendisine ikram edilen kahveyi içerken her nefes alış verişinde göğsündeki taşın o bitmek tükenmek bilmez takırtıları duyuluyordu . |
s-229
| Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş . |
s-230
| Her gün evde pişen türlü yemeklerin hiçbiri sensiz boğazımdan geçmiyor . |
s-231
| Fazla imrendiriyorsun insanı , boğaz olacağız . |
s-232
| Bize daima yakın tarihimizin kaygılar , boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir . |
s-233
| Merak etme kızım , bok yiyor o herif , dedi . |
s-234
| Borçlanalım size . |
s-235
| On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm . |
s-236
| Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı . |
s-237
| Burada domates , biber , soğan . |
s-238
| Ümidim boşa çıkınca dizlerimin bağı çözülür . |
s-239
| Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı . |
s-240
| Ben birkaç gündür arıyorum , birkaç yerlere başvurdum , boş çıktı . |
s-241
| Bizden sonra cenaze çıkmış bir eve benzeyen Bekirağa bölüğündeki arkadaşlar boş durmamışlardı . |
s-242
| Beni her türlü zevkten mahrum ediyorlar |
s-243
| Kimi kastettiğimi boş ver ! |
s-244
| Boyu bosu yerinde , yakışıklı adam . |
s-245
| Çobanın hekim parasını , ilaç parasını boyunlarına aldılar . |
s-246
| Şoför yine boynunu büktü , ' O yürüyemezse , ben de yürüyemem ne yapayım ? ' der gibi yüzüme baktı . |
s-247
| Eli göğsünde , boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti . |
s-248
| Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız . |
s-249
| Aylak kişiliğine tutarlı bir boyut katar . |
s-250
| Bozkırlı bir çocuğum . |
s-251
| Bozuntuya vermedim , yürüdüm , yanına gittim . |
s-252
| Söyleyecek söz bulamıyor , bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum . |
s-253
| Sen gerçek hayattan bucak bucak kaçıyorsun . |
s-254
| Fransa'da bu kabîl gazetelerin daniskası mevcuttur . |
s-255
| Bununla beraber odama kimseye görünmeden girdiğime memnun oldum . |
s-256
| Ona kalsa evleneceğiz ama annesi beni istemiyormuş . |
s-257
| Ayyaşlar , bol bol buzlu , buzsuz rakı içtiler . |
s-258
| Buralara kadar zahmet ettiniz , büyüklerin ellerinden , küçüklerin gözlerinden öperim . |
s-259
| Bir eski muallime olan annem , istese de büyüklük satamazdı , elinden gelmezdi . |
s-260
| Bir lacivert petunya vardır ki renginin hoşluğuna canlar dayanmaz . |
s-261
| Canı cana ölç . |
s-262
| Kadıncağız canı ile uğraşıyor , sen de eğleniyorsun . |
s-263
| Millet her ne zaman isterse uğrunda canımdan geçmeye hazırım . |
s-264
| Serbestçe birisi olursa sizin canınızı sıkar . |
s-265
| Ne derse desin , gözü bunun canını yakmakta . |
s-266
| Atölyede duyduğum kelimeleri , cümleleri cankulağı ile dinliyor , bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum . |
s-267
| Bu sözleriniz bana can verdi . |
s-268
| Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez , sıkı ise gelir öldürür . |
s-269
| Evvela Nihat bir nutukla celseyi açtı . |
s-270
| Keban Barajı , Doğu Anadolu'nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir . |
s-271
| Tarla kenarlarından toplanan ufak tefek cırtatan domatesiyle pişmiş bol soğanlı bulgur pilavı tenceresini ateşten indiren ana ter içindeydi . |
s-272
| Cicim ! |
s-273
| Mademki her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu , nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu ? |
s-274
| İnadıma iş yapmasın , dokunmayım hatırına . |
s-275
| Fareler evde cirit atıyor . |
s-276
| Ettiğim masrafın yüzde elli kârını bulsam Madam Elizabeth'in pansiyonuna ciro edeceğim . |
s-277
| Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz . |
s-278
| Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor . |
s-279
| Burhan Belge çalışma odasından geliverdi . |
s-280
| Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu . |
s-281
| Geçen gün kiremitleri aktarmak için dama çıkmıştı . |
s-282
| Ben , altın dişini çatır çatır söktüklerini gözlerimle gördüm . |
s-283
| Yunan İzmir'e çıktığında kara bir çatkı çatmıştır ve çıkarmayacaktır işgal sona erene kadar . |
s-284
| Birdenbire kadına karşı soğuk , çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum . |
s-285
| Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin . |
s-286
| İleride , harap bir evin önünde , çemberimsi bir çukurun içinde , boz bulanık bir çamur gölü oluşmuştu . |
s-287
| Melodram çeşnili hikâyeyi aklından çıkarmaya bak ! |
s-288
| Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı . |
s-289
| Polisler , fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler . |
s-290
| Kıbrıs sorunu , şu ya da bu siyasal oyunla , yeniden çıkmaza girecektir . |
s-291
| Şu sıralar tam bir çıkmazdayım anlayacağın . |
s-292
| Sık sık kavga çıkıyordu aralarında , ana avrat küfrediyorlardı . |
s-293
| Bir müddet hiçbirisi kımıldamadı ve çıt çıkmadı , sonra bir hıçkırık duyuldu . |
s-294
| Dağlarda çiftçilik eden Müslümanlarla gayet iyi geçindiklerini görüyorum . |
s-295
| Bu çileci görüş sanatçılarımızı da etkilemiştir elbet . |
s-296
| Bunlar , iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış , basılmıştı sanki . |
s-297
| Yüzü , o garip bakan gözleriyle çocuksulaşmıştı . |
s-298
| Ayağınızı denk alıp bu sorunu bir an evvel çözümlemenizi istiyorum . |
s-299
| Kendi ayağınız ve büyük aklınızla gidip düştüğünüz çukurdan bize ne ? |
s-300
| Bir kuruluş içinden birkaç çürük elma çıktı diye , şaibeli sayılır mı ; sayılmaz elbet . |
s-301
| Bütün yıl gezmiş de şimdi iş bulmaya kalkışmış . |