s-1105
| Batı tiyatrosu Türkiye için yepyeni bir şey olduğu için sıfırdan başlamak gerekiyordu . |
s-1106
| Halk yorgun düşmüş , yoksullaşmış , iç düşmanlarının eliyle dış düşmanlara satılmıştır . |
s-1107
| Hava kararmaya yüz tutunca , içine bir daralma geliyor çocuğun . |
s-1108
| Bir derdi , bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz . |
s-1109
| Seniha etrafını bu kadar sıkıya alan bu adamlardan hiç sıkılmıyor mu ? |
s-1110
| Sıkıya geldi mi borç etmekten çekinmez , sonra bu borçları ödemek için evinin eşyasını satar . |
s-1111
| Ara sıra memlekete , sılaya gitmek lazım . |
s-1112
| Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet , filan diyoruz . |
s-1113
| Bu kolay işi güçleştirme yavrum ; arkadaş ol benimle , sırdaş ol . |
s-1114
| Fakat bu iki genç henüz bu sırra eremedikleri için sabırsızlanıyorlar , öfkeleniyorlardı . |
s-1115
| Sırtına bir şey almadan sokağa fırladı . |
s-1116
| Arkadaşların birbirini sırtından bıçaklaması doğru değil . |
s-1117
| Sefirlerin az konuşması , ketum olması şarttır derler ya , laf ! |
s-1118
| Üç gün sırtüstü yattım trende . |
s-1119
| Yüksek tahsilli olup olmadığımızı anlamak için bizi kara cümleden bile değil de imladan sıygaya çektiler . |
s-1120
| Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede . |
s-1121
| Bir yandan tütün sararken bir yandan da köyün evlerine bakıyorum . |
s-1122
| Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler . |
s-1123
| Bu , nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son ümitlerini de silip süpürmüştü . |
s-1124
| . çocuğun olmazsa bir gün bu herif seni silkip atar . |
s-1125
| Kız kardeşim bir sinir buhranı geçiriyordu . |
s-1126
| Bombardımanlar asabıma dokunuyordu , sakin bir yere kaçmak istiyordum . |
s-1127
| Çocuğum bu sürekli gözaltından huzursuz oluyor , ben sinir küpüne dönüyorum . |
s-1128
| Şimdi soğukkanlı olan amcam , benim ise sinirlerim boşanmak üzere . |
s-1129
| Kayaların arasını siper aldım , çevreyi gözetlemeye başladım . |
s-1130
| Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın |
s-1131
| Güneş yakmasın diye onun güzel başını / Gördüm siper olurken iki arkadaşını |
s-1132
| O da senin gibi sivri fikirli biri ya . |
s-1133
| Smokinli başasistan ayakta durmakta . |
s-1134
| Önce ince manevralar denedi ama soğukkanlı olamadığı için göze çarpıyordu . |
s-1135
| Şimdi eski âdetler kalktı ama bu öksüzün kimseciği yok , sokakta kaldı . |
s-1136
| Emirgân iskelesinin oralarda , ansızın sollayan serseri bir kamyondan kıl payı kurtuldu . |
s-1137
| Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı . |
s-1138
| Görüşmelerden sonuç alınamadı . |
s-1139
| Üstümüze ağır bir mesuliyet aldık . |
s-1140
| İlim devamlı oluş hâlindedir , boyuna yeni sorular sorar tabiata . |
s-1141
| Benim sosyal sınıfımdaki hemcinslerinin bakımlı , alımlı ve mutlu olduklarını sanıyordu . |
s-1142
| Teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye , çamaşırları tamir etmeye gelirdi . |
s-1143
| Böyle birdenbire kabarmayı , sonra yine birdenbire sönüvermeyi anlıyorum . |
s-1144
| Bir vakitler aralarından su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar , birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı . |
s-1145
| Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı . |
s-1146
| Oğlunu savunmasını bilir , hiçbir sözün altında kalmazdı . |
s-1147
| Bu yaprakların yoğunluğunu , birbirlerine sürtünmelerindeki gizi , sözcüksüz dillerini merakla düşünüyordum . |
s-1148
| Bu düşünce aklına gelince delikanlı hemen söze başladı . |
s-1149
| Kaç kere laf işittim bu yüzden , sineye çektim . |
s-1150
| Söz sözü açarak bizim oraları konuşmaya başlıyor ve âdeta gurbette bulunduğumuzu unutuyoruz . |
s-1151
| Kız , sözü anasının ağzından alarak : Zaten biz geleli daha kaç gün oldu ? dedi . |
s-1152
| Sağ olsun , tanıdıklardan hatırı sayılır , sözü geçer emekli bir millî eğitim müfettişi vardı . |
s-1153
| Her seferki gelişimde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar . |
s-1154
| O tarihten sonra da bir daha görüşmediğimize göre , sözüme hâlâ sadık kaldığım söylenebilir . |
s-1155
| Birkaç söz daha söyleyip esasa geçmek istediyse de arkada oturanlardan biri onun sözünü kesti . |
s-1156
| Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum . |
s-1157
| Ayakkabılarım su alıyor . |
s-1158
| Bahçesindeki manolya ağaçlarını ve özel subtropik bitkileri sen diktirdin . |
s-1159
| Ben kesinlikle söyleyemem , öz eleştirinin sadece sudan bahaneler olduğunu , ya siz ? |
s-1160
| Şoförlükten bir senede artırdığım para ile bu bağı almıştım . |
s-1161
| Bu yoğurt su kesmiş . |
s-1162
| Son vapur iskeleye sular kararırken yanaşırdı . |
s-1163
| İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı . |
s-1164
| Bir hafta , her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi . |
s-1165
| Sade kazada değil , vilayette bile en belli başlı memurları ve eşrafı susta durdurur . |
s-1166
| Bir adam için alın damarı çatlamış , dediler mi su yapan tekneden beterdir . |
s-1167
| Bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh , Ayşe'nin mizacına pek uymuştu . |
s-1168
| Suç sübut buldu . |
s-1169
| Sükûnetle karşıladım . |
s-1170
| İki yetişkin arasında süregiden gerilimin fazlasıyla farkındaydı . |
s-1171
| Şimdilik sizleri ve ailelerinizi Anadolu'ya nefyetmekle iktifa ediyorum . |
s-1172
| Nesnelerin böylesi bir hızla , sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç . |
s-1173
| Muhtarla hiç aram yoktu , babamın sağlığından beri sürüp gelen bir inatlaşma vardı . |
s-1174
| İş söze döküldü mü nedense tutuklaşıyor , süt dökmüş kediye dönüyordu . |
s-1175
| Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim . |
s-1176
| Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının , önemli anılarının mekânıdır . |
s-1177
| Öğleden sonraları bebeği emzirmek için bir koşu eve gidiyor ve hep o zalimce dokunaklı sahneyle karşılaşıyordu . |
s-1178
| Gelin tarafı da görümceler de yerlerinden kımıldamadılar , süzüm süzüm süzüldüler . |
s-1179
| Vücudunun üst yanını şafak pembesi mintanla donattı . |
s-1180
| Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih , bir şaheser yaratıyor . |
s-1181
| Mermer tezgâhlara vurdukları zamanki kasvetsiz hâllerini burada kaybeder , burada şairleşirler . |
s-1182
| Kalbinin yırtıldığını , kilitlenen çenelerinin çatırdadığını , şakaklarının attığını duyardı . |
s-1183
| Kaç kez şakaya sığınıp benzer yanıtlar vermişti . |
s-1184
| Amma da şamata ettin be çorbacı , dedi . |
s-1185
| Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi . |
s-1186
| Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar . |
s-1187
| Bir ay doğdu ilk akşamdan , geceden / Şavkı vurdu pencereden , peçeden |
s-1188
| Bilmem kaç şehirdaş susuz kalır . |
s-1189
| Bugünün şerefine giydiği yabanlık lacivert entarisiyle annesi kapıda bekliyordu . |
s-1190
| Öyle keyifleniyor , öyle şevke geliyordu ki . |
s-1191
| Eski , büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki , üç çifte kayıklara rast gelinirdi . |
s-1192
| Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım . |
s-1193
| Zira ki biz , orijinal mevzulara teması şiar edinmişiz . |
s-1194
| Şimalî Avrupa'dan gelen sürat katarını parçalamak istemişlerdi . |
s-1195
| Kara Mustafa , şişik davar derisinin her an çatlayabileceğini hissetti . |
s-1196
| Bizim evin altında şöhreti dünyayı tutmuş bir turşucu dükkânı vardı . |
s-1197
| Konuşmanın şurasına burasına espriler serpiştirerek size bir konuşma şöleni çekerdi . |
s-1198
| Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir . |
s-1199
| Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına . |
s-1200
| Köylü temsilleri muhtelif bakımlardan tasnife tabi tutulabilir . |
s-1201
| Köylüler bu tarhlara tahta tabir eder , ekilecek her dönüm için bir tahta yapmakla övünürlerdi . |
s-1202
| Onun ulumasından gece gündüz taciz olan köy halkı . |
s-1203
| Eski seyahat hürriyeti , yine tadı damağımızda kalan tatlı bir hatıra olmuş . |
s-1204
| Bir orman , tadına doyum olmayan bükülüşlerle denize kadar iniyordu . |