s-101
| O gün yer yerinden oynadı , bütün İstanbul'a ayağa kalkmıştı . |
s-102
| Ara sıra ötekinin berikinin ayağına ip takmaktan başka konuşacak lakırtıları olmazdı . |
s-103
| Hatta vekilin bile ayağını kendisinin kaydırdığını iddia ediyor . |
s-104
| Arkasını dönerek sandalyesini muavinin tarafına çevirdi ve ayak ayak üstüne attı . |
s-105
| Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum . |
s-106
| Tevfik'in kızı , kendi evladı gibi büyüttüğüm çocuk , konağa ayak basmıyor . |
s-107
| Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır . |
s-108
| Mânicilerden biri ' gülerler ' diye bir ayak tutar , ona biri karşılık verir . |
s-109
| Âdettir , genç kızlar girdikleri ailenin terbiyesine , gidişine ayak uydururlar . |
s-110
| Onun duru aydınlığında alın yazımızın en çapraşık satırları , bize , birdenbire ayan oluverir . |
s-111
| Getirilmenin sebebini bana sordun mu ayıp edersin ! |
s-112
| Başlanmış bir şiir , bazen aylarca bekler cebimde . |
s-113
| Sadrazamın ayranı kabarsın diye üç gün beklenildikten sonra gelini , alayla , eşinin konağına iletmişlerdir . |
s-114
| Köyümden , şehrimden ayrı düştüm . |
s-115
| Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar , bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor . |
s-116
| İlk heves günleri istisna edilirse beni sever bile görünmeye kalkışmadı . |
s-117
| Sıra , saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler , Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar , onu küçük düşürmeye çalışır . |
s-118
| Rezalet ayyuka çıktı , bütün İstanbul bundan bahsediyor . |
s-119
| Bodrum'daki parasız öğrenci de gelmiş , yanında da köpek azmanı . |
s-120
| Bu babadan geçme derviş huyum , hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar . |
s-121
| Bunlar babadan oğla doktordurlar . |
s-122
| Ece sinirli sinirli gerinerek bacak bacak üstüne attı . |
s-123
| Derince bir badala girdik ; sol ayağımı içeri çektim , debriyaja bastım . |
s-124
| Kaç yıldır kimse kimseyi anlamadan bağıra çağıra konuşuyor burada . |
s-125
| Bu tehditlere karşı bağışıklık kazanmak hususunda şaşılası bir yetiye de sahiptiler . |
s-126
| Ne kadar çabalarsa çabalasın , hasta , içinde çırpındığı anla bağlantı kuramıyor . |
s-127
| Sen onu bambaşka duygularla , heyecanlarla bağrına basmak isteyeceksin . |
s-128
| En büyüğünü kaybeden halk sanatkârının birkaç mısrası ile türkü bize bağrı yanan Anadolu'nun feryadını getirecek . |
s-129
| Ben kızımı bilirim , bu tartışmaları bahane ederek Metin'den para sızdıracaktı . |
s-130
| Senden bahis açılmadıkça susmak isterim . |
s-131
| İkide bir , bahsi tazeleyip bir yandan da etrafı araştırıyordu . |
s-132
| Adamın aklına bak ! |
s-133
| İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı . |
s-134
| Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş . |
s-135
| Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin |
s-136
| Pervin'in şimdilik bu sözüne bir bal mumu yapıştırarak tekrar Bedia yengeye döndüm . |
s-137
| Etrafına gölge salmayan , yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur ? |
s-138
| Baltayı taşa mı vurduk , diyor , iyice görmemiş olacağım . |
s-139
| Bana bak , karışmam sonra ! |
s-140
| İyi kazanmıyordu fakat ne kazanıyorsa hepsini bankaya yatırıyordu . |
s-141
| Sabahleyin yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu . |
s-142
| Öyle bir tekne parçası ki pusulasızdır , barometresizdir . |
s-143
| Katı cisimler , üzerine konuldukları yüzeylere , yere doğru , sıvılarsa içinde bulundukları kabın dibine ve yanlarına doğru basınç yaparlar . |
s-144
| Bazen en mahir canilerin bile böyle mühim nisyanlarda bulunacak kadar basiretleri bağlanır . |
s-145
| İbiş'in odasına cennet kuşları baskın vermişti . |
s-146
| Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum . |
s-147
| Benim hilem hurdam yoktur , canı isteyen baktırmasın , zaten bu sanattan memnun değilim . |
s-148
| Onun için hayatın bütün kanunu , bütün manası bu baş aşağı düşüşteydi . |
s-149
| Düşünceleriyle , iç sesiyle baş başa kalmayı tercih ederdi . |
s-150
| Neydi onunla böyle sıkı fıkı baş başa vermen , gizli planlar kuracak tenha köşelere çekilmen ? |
s-151
| Ordu karargâhına giriş , artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür . |
s-152
| Başı bağlananların vekillerine birer samur kürk gelmiştir . |
s-153
| Başınız daralırsa beni arayın . |
s-154
| Kahve sahibi hem çok zengindi , hem çok bıçkın . |
s-155
| Cümle kapısının önüne geldiği zaman başının dönmeye başladığını hissetti . |
s-156
| Kurt Hoca , başı kabak , yalın ayak , kolları sıvalı , evinin yüksek taraçasında kalaylı ibriğiyle abdestini tazeliyordu . |
s-157
| Şu Yaşar kaçakçılıkla başına bir bela açabilir . |
s-158
| Hizmetçi kadınlarla içli dışlı olmamak , onlara mesafeli davranmak gerekirdi , yoksa başınıza çıkarlardı . |
s-159
| Giderayak başımıza yeni bir dert açmayasın ! |
s-160
| Başıma bir nöbetçi diktikten sonra bırakıp gitti . |
s-161
| Sonradan Kayabaşı'nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik . |
s-162
| Şimdi tencereyi başına geçiririm ! |
s-163
| Bizim merkez memuru celallidir , başına çabuk kan çıkar , hatırınızı kıracak şeyler yapar . |
s-164
| Bu harp başına vurdu galiba , sapıtmışsın sen . |
s-165
| Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez . |
s-166
| Madem bunları siz kendi başınızdan atmak istiyorsunuz , emanet olarak şu masaya bırakın . |
s-167
| İkide bir ah Çingeneler vah Çingeneler diye gelip böyle başımı ağrıtma . |
s-168
| Ayrıca benim başımı belaya sokmaktan da çekinmiş olabilir . |
s-169
| Anlaşıldığına göre bu iş Saniye'nin İstanbullu anasının başının altından çıkmıştı . |
s-170
| Bütün kadınlar alay alay başın sağ olsuna gittiler . |
s-171
| Poker oynanıyor . |
s-172
| Ve tekrar başı yastığa düştü ve uyudu . |
s-173
| Gülerken de göğsünün sağ köşesine baş kesmeyi unutmaz . |
s-174
| Adamakıllı bol entarisinin eteklerini savurta savurta geldi , başköşeye kuruldu . |
s-175
| Fakat o gözünü kapayınca başsız kalan konak . |
s-176
| En sonunda rüzgârların istikametine baş verdi . |
s-177
| Uzun yıllardan beri parasal bakımdan tam bir batağa saplanmıştı . |
s-178
| Barınılmaz hâle gelen bazı odalar battal edilmiş , yıkılma tehlikesi gösteren tahtaboşların kapısına kalaslar çivilenmişti . |
s-179
| Annem , üç gün sonra , sevinç baygınlıkları geçiren Yahudi'nin avucuna on altın sayıp yalvardı . |
s-180
| Dokunmayla titreyiveren bir duyarlık ama gözyaşından tiksinen bir soyluluk , bedenleşen bir acı . |
s-181
| Seyyit Ali , Yani'ye planlarını üstünkörü anlatmakta beis görmedi . |
s-182
| Geceleyin belanı arama , haydi nerden geldinse bas git oraya . |
s-183
| Zavallı Reşat Efendi kendisinden başkaları için âdeta bir bela kesilmişti . |
s-184
| Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız . |
s-185
| İnsanın o şehre yabancılaşması , kendisinin bellek daralmasından kaynaklanmaz . |
s-186
| İsli tavan bel vermiş , duvarları içeri kamburlaşmıştı . |
s-187
| O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı . |
s-188
| Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın . |
s-189
| Üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı . |
s-190
| Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu . |
s-191
| Dört satırlık bir beyaza çekmek için de kan terlere batar . |
s-192
| Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü . |
s-193
| Bey soylu ailelerin çocukları arasından hemen her zaman bir isyankâr çıkar . |
s-194
| Ben senin az mı bezini yıkadım . |
s-195
| Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı , lakırtıları bıçak gibi kesildi . |
s-196
| Sanki yarım ağız söylediğimi anlamış gibi bıyık altından gülerek şöyle bir süzüyor beni . |
s-197
| Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu . |
s-198
| Hâlbuki ayrılık acısına ve ayrılık seslerine , bildik çıkmaklığım gerekti . |
s-199
| Bilgisayarsız erişilemeyecek bir gelişme de aya gidilebilmiş olması . |
s-200
| Onun inadı bilinçsizceydi , benimkisi bilinçli . |