s-602
| Dişleri de çok iyi. |
s-603
| George Berkeley (binaltıyüzseksenbeş-binyediyüzelliüç) özdeğin varlığını yadsıyan felsefi dizgesiyle ünlüdür . |
s-604
| Sürücü: Çok tip bir oğlan, diye yanındaki bayana döndü gülerek. |
s-605
| Gece iyi geçiyordu. |
s-606
| Artık hiçbir şey avutamaz beni, kendimi kandırabileceğim bir şey yok. |
s-607
| Koray, bilim etkinliğinin tarih içindeki serüvenini geleceğe de uzanarak analiz ederken dosyamıza güzel bir giriş de yapıyor. |
s-608
| Şimdi bu uçak kazasından da yaralı olarak çıktı. |
s-609
| Ne tuhaf şeyler değil mi, şu anlattıklarım size? |
s-610
| Bozduğunu onun tamir etmesi imkansızdı artık. |
s-611
| Türban konusunu da açan komutanlar, bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile Cumhurbaşkanı'nın yaptığı uyarıyı anımsatarak toplumu gerecek davranışlardan kaçınılması gerektiğini anlattılar. |
s-612
| Bacağımı da sabah değil, gece köpek ısırdı. |
s-613
| Ben şimdi içeriye giriyorum. |
s-614
| İkincisi, big bang bilim dünyasında yaygın olarak onanan değil yaygın olarak propagandası yapılan bir senaryodur . |
s-615
| Bu yüzden mi terk ettin evini. |
s-616
| Kitaplar eskimemişti belki. |
s-617
| Ve hiç kimse benim eşyamla ilgili düşüncelerimi de merak etmiyordur kuşkusuz... |
s-618
| Dönüp baktı bana. |
s-619
| Sınıfta en arka sırada otururdu Ramiz. |
s-620
| İçerisi tıklım tıklım doluydu . |
s-621
| Babasına koşmuş yumurcak. |
s-622
| babasına yemek götürdük, dedi Katana duyulur duyulmaz bir sesle. |
s-623
| Sakinleştirir bu beni yavaş yavaş. |
s-624
| Ekonomi yetkililerinin YPK toplantısında gündeme getirmeyi planladığı toplusözleşme görüşmeleri konusunda da işçi konfederasyonlarına düşük oranlı bir zammın önerilmesi tartışılıyor. |
s-625
| Konuştun mu onunla. |
s-626
| Hadi lan, zil çalmıştır bile. |
s-627
| Nereden biliyorsunuz ki o kadın olduğunu. |
s-628
| Orhan kuşkuyla: Ağzımdan laf almaya çalışıyorsun değil mi? Sonra da anneme babama yetiştir, dedi sinirli sinirli. |
s-629
| Bir konutun, bir aile için ev olabilmesi, o ailenin, o konutun mülkiyetine sahip olması şartına bağlı değildir. |
s-630
| Bazen çok para verir bana. |
s-631
| Son olarak, bin yılın ünlü matematikçilerini ansiklopedik biçimde yansıtan bir çalışmamız da var. |
s-632
| Bazen arkadaşlarla toplantıdayken de dilime takılıveriyor. |
s-633
| Yolculuk, başka bir kentte olmak, hep karşılaştığım yeni şeyler, derinden derine izini süren heyecan dirilik yaratmıştı bende. |
s-634
| İnanır mı. |
s-635
| Senin de bu gösteriyi izlemeni isterdim. |
s-636
| Efendi görünme dalgasına değildi, zorunluluktandı . |
s-637
| Lange Leidsewards Straat'da Kierkegaard okuyan kıza, kendisiyle yeniden görüşmekten sevinç duyacağımı söylemiş, ertesi gün öğleye doğru, onun oturduğu sokağın başındaki o güzel, iki katlı kahveye çağırmıştım onu. |
s-638
| Artık duygularının, hastalıklarının ağrılarını kesecek uyuşturucu da olmadığı için neye sığınacağını bilemeyecek hale geliyor. |
s-639
| Haftalık belki bulaşık. |
s-640
| O kişi olmazsa yaşayamam; sekssiz yaşayamam; alkolsüz bir hayat düşünemem; başarı için günde on altı saat çalışmam gerekir vb. |
s-641
| Bu savların hepsinin yanlışlığı (fallacies) gösterilmiş, idealist dizgeler yadsınmıştır (refuted). |
s-642
| Yürüdüğümüz yol bitmiş, bir başka sokağa açılmıştı. |
s-643
| O anlamda, tarihin doğrusu ya da yanlışı çok da fark etmiyor. |
s-644
| Binlerce yıllık bir geleneğin teknolojiye üstünlüğünü sembolize ediyordu bunlar. |
s-645
| Bitecek bu şaşkın serüven... |
s-646
| Erkekler Parkı mı! dedim. |
s-647
| -İstemesen de gidelim. |
s-648
| ?imsiniz ? dedi bir erkek sesi. |
s-649
| Ancak Batı'nın şekerle başlayan ve ağrı kesicilerle devam eden bağımlılıkları onlara da ulaşmıştı. |
s-650
| Bu yüzden alışveriş bilimini yaratırken antroplojinin katkısı tartışılmaz. |
s-651
| O da gömlek cebinden bir paket sigara çıkardı. |
s-652
| Babası her hafta düzenli olarak kardeşleriyle birlikte tıraş ederdi onu. |
s-653
| Erkekler Parkı yakında olmalı öyleyse . |
s-654
| Gene gittin oraya. |
s-655
| Sanırım o zaman da gelmemişti. |
s-656
| Yani bu model, bize de uygun düşüyor. |
s-657
| Bazılarımız buna gerek olmadığını düşünüyordu ama çoğunluk, apartmana esprili bir ad taksak fena mı olur a yatkındı . |
s-658
| Başlıktaki MCB deyimi ne? |
s-659
| Ne tuhaf anlattın bana bu makineyi... |
s-660
| Ne yazayım? diye sordu Mebrure. |
s-661
| Kadınlar sadece erkekler yüzünden mi derviş olmaz. |
s-662
| Şimdi düşünüyorum da, galiba o parkın dışında yapamayacağım ben, dedi Kerem. |
s-663
| Bunlar senin Kutup Yıldızı'nın fikirleri, izlemen gereken yol da bu. |
s-664
| Sen de! Ablasının eğilen başı doğruldu. |
s-665
| Binlerce, onlarca, yüzlerce soru sorabilirdim daha. |
s-666
| Niçin geldim buraya bilmiyorum. |
s-667
| Biz sadece Milli Görüş tabanından değil, bütün kesimlerden oy aldık. |
s-668
| Acaba şimdiden davetiyeleri yazıp dağıtsam mı? |
s-669
| Senin de kendini asma ihtimalin var mı, yok mu. |
s-670
| O zaman tamam dedi babam Karar verildi. |
s-671
| Sonra birdenbire her şeyini verir bana. |
s-672
| Bu davanın sağlıklı görülebilmesi için de askeri savcının hazırladığı kararların ve bu kararlara alt yapı oluşturan raporların tamamının askeri savcılıktan istenmesi ve dava ile ilgili kişilerce incelenmesi gerekiyordu. |
s-673
| Kendi darbukası ise en pahalı, en iyi kalite darbukaydı . |
s-674
| Saçları kır. |
s-675
| Vazo almak isteyenler çoğunlukta. |
s-676
| Melek bana yardım edersen çocuklarla başa çıkarım, dedi üsteleyerek Memo. |
s-677
| Evet; bir kadın o, dedi Kerem. |
s-678
| Kuzey Halkları Enstitüsü'nün kurulması ise Evenlerin sorunlarının bilimsel platformlara taşınmasını sağladı. |
s-679
| Kaç kez denemişti; iki türküden sonra balıkçılar, utangaç hallerinden sıyrılıp, tarihin değil, doğanın kendilerine verdiği niteliği yeğleyerek, masalarda oturan yabancı kadınlara göz süzmeye başlıyorlardı. |
s-680
| Onun garip çekimine girmişimdir artık. |
s-681
| Çiftler muhteşem dans ediyorlar, rüya gibi. |
s-682
| Hemen Esin'le Özen'in odasına koştum. |
s-683
| Sırtına yapışan kumlar, otlar bile uyandıramadığına göre çok yorgun olmalıydı. |
s-684
| İçki var mı? diye sordu Kerem. |
s-685
| Aydınlatır mısınız? ' diye soruyor. |
s-686
| Aman sus, kapa almacı... |
s-687
| Belli ki modern dünyanın hantal varoluş biçimleriyle yüzleşmek geyiklerin hoşuna gitmiyor. |
s-688
| Cinayet, duyguların, tutkunun, nefretin, intikamın, korkunun, yaşama isteğinin; yok etme arzusunun doruğa tırmandığı bir andı , insanlara ortada bir cinayet olmadan bu duyguları yaşatabilecek tek şey vardı hayatta, o da bir romandı . |
s-689
| Ne anlattım ki size. |
s-690
| Gece rüzgarından saçım başım dağıldı, dedi genç erkek; elleriyle saçını düzeltmeye çalıştı. |
s-691
| Adının açıklanmasını istemeyen emekli bir büyükelçi de saldırıların şahıslara değil devlete karşı yapıldığına dikkat çekerek ' Diplomatik kanallardan yapılan bir anlaşma gibi görünüyor ' dedi. |
s-692
| Bitirince söz mü? dedi çocuk, ellerini annesinin göğsüne dayayıp. |
s-693
| Boşuna üzülüyorsun istediğin zaman gelip Kahve'yi görebilirsin. |
s-694
| -Uydurma mı yani. |
s-695
| Durum böyle olsaydı, ona şu kentin en canlı yeri olan alandaki kahvelerden birinde rastlardım şimdiye kadar. |
s-696
| Önce hayatlarının çizgileri teğet değdi birbirine... |
s-697
| Önce kahvelerimizi içelim de... |
s-698
| Recep'e kadınların ayaklarını gösterdi belli belirsiz bir göz işaretiyle. |
s-699
| Bozduğunu o düzeltemez artık, lafını ilk defa o gün orada ettim. |
s-700
| Bazen çabuk söner böyle şeyler, dedim. |
s-701
| Versem mi acaba? Yanlış bir şey yapmış olmayalım? diye sordu. |