s-1003
| Tutkuyu mu anlattım. |
s-1004
| Zekametre yok ki ölçülsün. |
s-1005
| Çek şu albümü, şunu şunu, hani gidip gelip karıştırdığın, bilmem mi sanırsın, hah işte o albümü ver bakayım. |
s-1006
| Oradaki , kalemdeki görevlilerin kaprisiyle de karşılaştık. |
s-1007
| Hanın üst katında odalar da mı var. |
s-1008
| Bunlardan birisi de Sibel Can. |
s-1009
| Hamamcıoğlu, gelir oranı aynı olan ülkelerle kıyaslandığında anne ve bebek ölümleri oranının Türkiye'de yüksek olduğuna da dikkat çekti. |
s-1010
| Ben: Azıcık pencereyi açayım mı?. |
s-1011
| ATO Başkanı Sinan Aygün, altı bankanın temerrüt faizini düşüreceğini, diğer bankalarla da görüşmelerin halen devam ettiğini söyledi. |
s-1012
| Hocalar da aynı oluyor. |
s-1013
| Sonra da bu parka düştüm işte. |
s-1014
| Kendi yaşam alanını güvence altında gören Papalık, bunun verdiği rahatlıkla, yakın geçmişte Darwin'le bile barışmakta bir beis görmemiştir. |
s-1015
| Yaklaşık ikiyüz geyik ağırbaşlı adımlarla süzüldü kapalı alana. |
s-1016
| Tibet ise içine kapanık, sessiz bir çocuk. |
s-1017
| Evet, buraya bir şey anlatmak için gelmiştim, dedi Kerem. |
s-1018
| ?eydi aranızdaki ilişki. |
s-1019
| Seni üzmekten korkuyorum. |
s-1020
| Dışarıda da volatilite arttı. |
s-1021
| Bir mektup getirmiştim Mahmut Beye. |
s-1022
| Diyarbakır'da bir inşaat firmasında proje müdürü olarak çalışan inşaat mühendisi Servet Karadağ, evlendikten sonra da eşini yanından hiç ayırmadı. |
s-1023
| Her iki olgu da, bilim için yeni bir başlangıçtan çok, bir dönemin kapanışına işaret etmektedir. |
s-1024
| Şöyle bir dolaşayım evini... |
s-1025
| Sonra da bitmeyen bitmeyen bordeller, Beyoğlu yakasının bütün mahallelerindeki buluşma evleri, genelevler, pembemsi bir ışığın süzüldüğü lüks aşk yuvaları. |
s-1026
| Yunanlıların savaşım verdikleri konulardan biri de budur . |
s-1027
| İnceleme elemanı kim Sodexho. |
s-1028
| Sen de dört gecedir bir uğrayıp bakmadın bana, dedim. |
s-1029
| Hangi özür, onların haklılığını değiştirebilir ki!.. |
s-1030
| Sovyet döneminin asimilasyon politikalarından da nasiplerini aldı Evenler. |
s-1031
| Bu şekilde zor yürünüyordu tabii. |
s-1032
| Okul önlüğü beline geliyordu. |
s-1033
| Yaklaşık bir ay sonra maestro kürsüsünde kalp krizi geçirip ölecekti, Paris'te. |
s-1034
| Ulaşmak ise imkansızdı . |
s-1035
| Gündüz ayrı iş, gece ayrı iş; can mı dayanır, diye söylendi saatine bakarken. |
s-1036
| Sinan yollamıştı Almanya'dan. |
s-1037
| Biraz da telaşlandığımı itiraf etmeliyim. |
s-1038
| Başka güne alırız doğum günümü. |
s-1039
| Evet, biliyorum, dedi Maryline. |
s-1040
| Eller havaya dediler. |
s-1041
| Dosyamızın esas unsuru olan ikinci bölümde ise sona eren bin yılın en büyük bilim ve düşün devrimlerini yansıtmaya çalıştık. |
s-1042
| Tamam mı papişler? |
s-1043
| Özer de desteklemişti. |
s-1044
| Beş dakika sonra sor, o da tek kelimesini söyleyemiyor. |
s-1045
| Üvey babalar çarşıda satılmıyor ki alsın hemen. |
s-1046
| Koşarak ona yaklaştı heyecanla Abi!. |
s-1047
| Ama diye devam etti, Köpek kahverengiymiş , bazı yerleri beyaza daha yakınmış , Kahve onun için daha uygun bir isim. |
s-1048
| Ama belki de o kadar kuşku yaratıcı bir durum değildir onun durumu. |
s-1049
| Eline geçirdiği kişiyi kendi kölesi yapmayı çok iyi bilir; eroin tacirleri gibi... |
s-1050
| Toplantılarda masrafın bölüşülmesi kuralını da sanırım Atila Sav önermişti. |
s-1051
| Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'yla da görüşen Unakıtan, temel eğitimin oniki yıla çıkarılacağı sözü aldı. |
s-1052
| Pencerelerde ışık olsa gidip kapıyı çalacak mıydım, emin değildim. |
s-1053
| Belki de o yüzden böyle çekici. |
s-1054
| Niye bayılmış imam? |
s-1055
| Yeter ki o boşluğun acısını duymayayım. |
s-1056
| Nereye gittiğimi biliyor musunuz. |
s-1057
| Kalkıp ardına kadar açtım pencereyi. |
s-1058
| Mahmut Bey burada yok, dedi ses. |
s-1059
| Salonu ayıran, çoğu da kitapla doldurulmamış olan o rafların arasından, üzerinde telefon duran yazı masasına, masanın üzerindeki telefona, viski şişesine, oradaki küçük masada rastgele açılmış kitaplara, bu yandaki , küçük yuvarlak masanın ardına yerleştirilmiş, rahat, büyük, deri koltuğa bakıyordum. |
s-1060
| Eski aşıkları, kocaları yok mu aralarında. |
s-1061
| Ayak oyunuyla bir yuvarlayabilsem kanapeye. |
s-1062
| Müşteri kelepiri de sever. |
s-1063
| Gece zamanı buldunuz bu kıraathaneyi. |
s-1064
| Saime Sezginler şimdi kardeşinin içinde düştüğü uçak ile ilgili teknik raporları, acılı bir ablanın gözü ile değil, bir teknisyen, bir hukukçu dikkati ile incelemeye başladı. |
s-1065
| Türkiye'de birçok alanda olduğu gibi bankacılıkta da zaman zaman haksız rekabet yaşandığına dikkat çeken Demiray, verilen hizmetlerden ücret alınmamasının bunlardan biri olduğunu söyledi. |
s-1066
| Kocası canım... |
s-1067
| Kapıyı kapattı. |
s-1068
| Beyninde ve yüreğinde olan kadın! dedi Mebrure. |
s-1069
| Delikanlıyı Adsız Narkotikler (NA) grubuna katılması için teşvik ediyorum. |
s-1070
| Tüm bir kış bozulmadan kalmış karın içinde kenardan köşeden, ağaç aralarından ya da çalı diplerinden yürümüş farklı farklı hayvanların dağlarıydı buralar. |
s-1071
| Aldığım şeyin isminin önemi yoktu , geçici de olsa yeter ki deliği kapatsın. |
s-1072
| Eşi, çocukları, kız kardeşi Makbule merakla bekliyorlardı bizi. |
s-1073
| Ötekinde evrak çantam. |
s-1074
| Değil tabii. |
s-1075
| nasıl anlatacağımı biliyorum, basit: üzülüyordum. |
s-1076
| Çıkar şu donunu, çıkar da pantolonunu öyle giy. |
s-1077
| Hayır, önce yemeğini bitir, diye üsteledi anne. |
s-1078
| Öyleyse ben de oturup bir üvey baba masalı yazayım. |
s-1079
| Yanında oturan annesinin, ağzına zorla tıkıştırdığı lokmayı bir hamlede yuttu; parmakları darbukanın derisini okşadı; başını çevirip, arkası dönük oturduğu sahneye baktı. |
s-1080
| Bütün bu patırtılar, Sıkıntı, İhsan, Katana Muharrem gibileriyle arkadaşlık etmemden kaynaklanıyor. |
s-1081
| Haber vermemesi çok tuhaf. |
s-1082
| Eskiden mevsimi vardı . |
s-1083
| Bu kaybın, ' turizm gelirlerindeki kesilme ', ' petrol fiyatlarındaki artış ', ' faiz oranlarındaki artış ' ve ' yabancı yatırımcının Türkiye'den kaçışı ' gibi nedenlerden ortaya çıkması bekleniyor. |
s-1084
| Türkiye, o limandan gitgide uzaklaşıyor. |
s-1085
| İşte biz, bu toplantılarımızın kurallarını bugünlerde saptadık. |
s-1086
| Artık Beyoğlu'na, geceleri içki içmek için çıkışları azaltmıştım. |
s-1087
| Bu usül yaygınlaşmış. |
s-1088
| Tamam! tamam! Hadi çabuk anlat, meraktan öleceğim. |
s-1089
| Bunu yapamayacağını biliyordun. |
s-1090
| ikibuçuk ay önce İrem dünyaya geldi. |
s-1091
| Annem, telefonda dedeme bir doğum günü partisi düzenlediklerini söyledi, yarın dönsem iyi olurmuş... |
s-1092
| Önemli olan öncül ile kanıtın çelişmemesidir . |
s-1093
| Celal irkildi. |
s-1094
| Kimseyi doldurmadık. |
s-1095
| üç) Çok yemiş, bayılmış. |
s-1096
| Onlar çalışıyorlar... |
s-1097
| Annemle babama iyi geceler deyip yataklarımıza gittik. |
s-1098
| Önce tanıştılar. |
s-1099
| -Çünkü çizgi-roman kahramanı. |
s-1100
| Günlük azığı kara ekmekle peyniri bu mağaraya koymuş. |
s-1101
| Bazı bilim adamları evrenin genişlemesini tanımlayan anda ortaya çıkan matematiksel tekilliği Tanrı sandılar ve Tanrı'nın evreni o noktada yarattığını düşündüler. |
s-1102
| ikibin yılı, Bilim ve Ütopya ailesine, toplumumuza ve tüm insanlığa mutluluklar ve başarılar getirsin. |