Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - IMST

LanguageTurkish
ProjectIMST
Corpus Parttrain
AnnotationTürk, Utku; Özateş, Şaziye Betül; Marşan, Büşra; Akkurt, Salih Furkan; Çöltekin, Çağrı; Cebiroğlu Eryiğit, Gülşen; Gökırmak, Memduh; Kaşıkara, Hüner; Sulubacak, Umut; Tyers, Francis

Select a sentence

Showing 1003 - 1102 of 3685 • previousnext

s-1003 Tutkuyu mu anlattım.
s-1004 Zekametre yok ki ölçülsün.
s-1005 Çek şu albümü, şunu şunu, hani gidip gelip karıştırdığın, bilmem mi sanırsın, hah işte o albümü ver bakayım.
s-1006 Oradaki , kalemdeki görevlilerin kaprisiyle de karşılaştık.
s-1007 Hanın üst katında odalar da var.
s-1008 Bunlardan birisi de Sibel Can.
s-1009 Hamamcıoğlu, gelir oranı aynı olan ülkelerle kıyaslandığında anne ve bebek ölümleri oranının Türkiye'de yüksek olduğuna da dikkat çekti.
s-1010 Ben: Azıcık pencereyi açayım ?.
s-1011 ATO Başkanı Sinan Aygün, altı bankanın temerrüt faizini düşüreceğini, diğer bankalarla da görüşmelerin halen devam ettiğini söyledi.
s-1012 Hocalar da aynı oluyor.
s-1013 Sonra da bu parka düştüm işte.
s-1014 Kendi yaşam alanını güvence altında gören Papalık, bunun verdiği rahatlıkla, yakın geçmişte Darwin'le bile barışmakta bir beis görmemiştir.
s-1015 Yaklaşık ikiyüz geyik ağırbaşlı adımlarla süzüldü kapalı alana.
s-1016 Tibet ise içine kapanık, sessiz bir çocuk.
s-1017 Evet, buraya bir şey anlatmak için gelmiştim, dedi Kerem.
s-1018 ?eydi aranızdaki ilişki.
s-1019 Seni üzmekten korkuyorum.
s-1020 Dışarıda da volatilite arttı.
s-1021 Bir mektup getirmiştim Mahmut Beye.
s-1022 Diyarbakır'da bir inşaat firmasında proje müdürü olarak çalışan inşaat mühendisi Servet Karadağ, evlendikten sonra da eşini yanından hiç ayırmadı.
s-1023 Her iki olgu da, bilim için yeni bir başlangıçtan çok, bir dönemin kapanışına işaret etmektedir.
s-1024 Şöyle bir dolaşayım evini...
s-1025 Sonra da bitmeyen bitmeyen bordeller, Beyoğlu yakasının bütün mahallelerindeki buluşma evleri, genelevler, pembemsi bir ışığın süzüldüğü lüks aşk yuvaları.
s-1026 Yunanlıların savaşım verdikleri konulardan biri de budur .
s-1027 İnceleme elemanı kim Sodexho.
s-1028 Sen de dört gecedir bir uğrayıp bakmadın bana, dedim.
s-1029 Hangi özür, onların haklılığını değiştirebilir ki!..
s-1030 Sovyet döneminin asimilasyon politikalarından da nasiplerini aldı Evenler.
s-1031 Bu şekilde zor yürünüyordu tabii.
s-1032 Okul önlüğü beline geliyordu.
s-1033 Yaklaşık bir ay sonra maestro kürsüsünde kalp krizi geçirip ölecekti, Paris'te.
s-1034 Ulaşmak ise imkansızdı .
s-1035 Gündüz ayrı , gece ayrı ; can dayanır, diye söylendi saatine bakarken.
s-1036 Sinan yollamıştı Almanya'dan.
s-1037 Biraz da telaşlandığımı itiraf etmeliyim.
s-1038 Başka güne alırız doğum günümü.
s-1039 Evet, biliyorum, dedi Maryline.
s-1040 Eller havaya dediler.
s-1041 Dosyamızın esas unsuru olan ikinci bölümde ise sona eren bin yılın en büyük bilim ve düşün devrimlerini yansıtmaya çalıştık.
s-1042 Tamam papişler?
s-1043 Özer de desteklemişti.
s-1044 Beş dakika sonra sor, o da tek kelimesini söyleyemiyor.
s-1045 Üvey babalar çarşıda satılmıyor ki alsın hemen.
s-1046 Koşarak ona yaklaştı heyecanla Abi!.
s-1047 Ama diye devam etti, Köpek kahverengiymiş , bazı yerleri beyaza daha yakınmış , Kahve onun için daha uygun bir isim.
s-1048 Ama belki de o kadar kuşku yaratıcı bir durum değildir onun durumu.
s-1049 Eline geçirdiği kişiyi kendi kölesi yapmayı çok iyi bilir; eroin tacirleri gibi...
s-1050 Toplantılarda masrafın bölüşülmesi kuralını da sanırım Atila Sav önermişti.
s-1051 Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'yla da görüşen Unakıtan, temel eğitimin oniki yıla çıkarılacağı sözü aldı.
s-1052 Pencerelerde ışık olsa gidip kapıyı çalacak mıydım, emin değildim.
s-1053 Belki de o yüzden böyle çekici.
s-1054 Niye bayılmış imam?
s-1055 Yeter ki o boşluğun acısını duymayayım.
s-1056 Nereye gittiğimi biliyor musunuz.
s-1057 Kalkıp ardına kadar açtım pencereyi.
s-1058 Mahmut Bey burada yok, dedi ses.
s-1059 Salonu ayıran, çoğu da kitapla doldurulmamış olan o rafların arasından, üzerinde telefon duran yazı masasına, masanın üzerindeki telefona, viski şişesine, oradaki küçük masada rastgele açılmış kitaplara, bu yandaki , küçük yuvarlak masanın ardına yerleştirilmiş, rahat, büyük, deri koltuğa bakıyordum.
s-1060 Eski aşıkları, kocaları yok mu aralarında.
s-1061 Ayak oyunuyla bir yuvarlayabilsem kanapeye.
s-1062 Müşteri kelepiri de sever.
s-1063 Gece zamanı buldunuz bu kıraathaneyi.
s-1064 Saime Sezginler şimdi kardeşinin içinde düştüğü uçak ile ilgili teknik raporları, acılı bir ablanın gözü ile değil, bir teknisyen, bir hukukçu dikkati ile incelemeye başladı.
s-1065 Türkiye'de birçok alanda olduğu gibi bankacılıkta da zaman zaman haksız rekabet yaşandığına dikkat çeken Demiray, verilen hizmetlerden ücret alınmamasının bunlardan biri olduğunu söyledi.
s-1066 Kocası canım...
s-1067 Kapıyı kapattı.
s-1068 Beyninde ve yüreğinde olan kadın! dedi Mebrure.
s-1069 Delikanlıyı Adsız Narkotikler (NA) grubuna katılması için teşvik ediyorum.
s-1070 Tüm bir kış bozulmadan kalmış karın içinde kenardan köşeden, ağaç aralarından ya da çalı diplerinden yürümüş farklı farklı hayvanların dağlarıydı buralar.
s-1071 Aldığım şeyin isminin önemi yoktu , geçici de olsa yeter ki deliği kapatsın.
s-1072 Eşi, çocukları, kız kardeşi Makbule merakla bekliyorlardı bizi.
s-1073 Ötekinde evrak çantam.
s-1074 Değil tabii.
s-1075 nasıl anlatacağımı biliyorum, basit: üzülüyordum.
s-1076 Çıkar şu donunu, çıkar da pantolonunu öyle giy.
s-1077 Hayır, önce yemeğini bitir, diye üsteledi anne.
s-1078 Öyleyse ben de oturup bir üvey baba masalı yazayım.
s-1079 Yanında oturan annesinin, ağzına zorla tıkıştırdığı lokmayı bir hamlede yuttu; parmakları darbukanın derisini okşadı; başını çevirip, arkası dönük oturduğu sahneye baktı.
s-1080 Bütün bu patırtılar, Sıkıntı, İhsan, Katana Muharrem gibileriyle arkadaşlık etmemden kaynaklanıyor.
s-1081 Haber vermemesi çok tuhaf.
s-1082 Eskiden mevsimi vardı .
s-1083 Bu kaybın, ' turizm gelirlerindeki kesilme ', ' petrol fiyatlarındaki artış ', ' faiz oranlarındaki artış ' ve ' yabancı yatırımcının Türkiye'den kaçışı ' gibi nedenlerden ortaya çıkması bekleniyor.
s-1084 Türkiye, o limandan gitgide uzaklaşıyor.
s-1085 İşte biz, bu toplantılarımızın kurallarını bugünlerde saptadık.
s-1086 Artık Beyoğlu'na, geceleri içki içmek için çıkışları azaltmıştım.
s-1087 Bu usül yaygınlaşmış.
s-1088 Tamam! tamam! Hadi çabuk anlat, meraktan öleceğim.
s-1089 Bunu yapamayacağını biliyordun.
s-1090 ikibuçuk ay önce İrem dünyaya geldi.
s-1091 Annem, telefonda dedeme bir doğum günü partisi düzenlediklerini söyledi, yarın dönsem iyi olurmuş...
s-1092 Önemli olan öncül ile kanıtın çelişmemesidir .
s-1093 Celal irkildi.
s-1094 Kimseyi doldurmadık.
s-1095 üç) Çok yemiş, bayılmış.
s-1096 Onlar çalışıyorlar...
s-1097 Annemle babama iyi geceler deyip yataklarımıza gittik.
s-1098 Önce tanıştılar.
s-1099 -Çünkü çizgi-roman kahramanı.
s-1100 Günlük azığı kara ekmekle peyniri bu mağaraya koymuş.
s-1101 Bazı bilim adamları evrenin genişlemesini tanımlayan anda ortaya çıkan matematiksel tekilliği Tanrı sandılar ve Tanrı'nın evreni o noktada yarattığını düşündüler.
s-1102 ikibin yılı, Bilim ve Ütopya ailesine, toplumumuza ve tüm insanlığa mutluluklar ve başarılar getirsin.

Text viewDownload CoNNL-U