Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - IMST

LanguageTurkish
ProjectIMST
Corpus Partdev
AnnotationTürk, Utku; Özateş, Şaziye Betül; Marşan, Büşra; Akkurt, Salih Furkan; Çöltekin, Çağrı; Cebiroğlu Eryiğit, Gülşen; Gökırmak, Memduh; Kaşıkara, Hüner; Sulubacak, Umut; Tyers, Francis

Select a sentence

Showing 701 - 800 of 975 • previousnext

s-701 Şimdi, öbür sebzelere geçiyoruz.
s-702 Oh, ne güzel!
s-703 Kitabı sen yazıyorsun.
s-704 Parktaki erkekler yerlerinde oturuyor, kimisi çimenlerin yanında dolaşıyordu.
s-705 Sınıfta bir uğultudur gidiyor.
s-706 Özer oğlum, galiba ihtilal harekatı oluyor, deyince radyoyu açtık.
s-707 Tuzla suda bekletilmiş, sonra kavrulmuştur.
s-708 Bastırılmış memnuniyetler duyduk.
s-709 Babaları onları terk edeli uzun yıllar olmuş.
s-710 Bu işin sonu nereye varır bilinmiyor, ancak tutkunları, SUV'ları kullanmakta fena halde ısrarlı!.
s-711 Bilerek.
s-712 Ağbisi Firuz, savcı olmuş.
s-713 Hafif çakırkeyif.
s-714 Gözü ondan başkasını görmedi.
s-715 Oradakilerin hepsi senin gibi.
s-716 Ve güneşli limanlara...
s-717 Hakkı: Seni en güvenli yere getirdim dedi.
s-718 Orhan gizemli bir havayla: Onun gibi bir şeyler dedi.
s-719 Siz, en büyük korkunuzun gerçekleşmesinden korktuğunuz için buradasınız .
s-720 Ankara'da o yıllarda ev servisi yapan müessese yok denecek kadar azdı.
s-721 Dokuzuncu sınıfta ayrılınır.
s-722 Ramiz bir sıçramada aynı yere tutundu .
s-723 Keyif benim , size ne?
s-724 Hattın yapımını gerçekleştirecek yabancı inşaat şirketlerinin Hintli, Alman ve Hollandalı ekipleri, Türk mühendisler ve işçiler ile birlikte çalışacaklar.
s-725 Beyaz peynir en kral meze.
s-726 Kumsala darbukasını pek getirmezdi ama, nedense bugün canı kıyıda, denize karşı, patlata patlata darbuka çalmak istemişti.
s-727 Lübnan usulü tabbule, maydanoz ağırlıklı .
s-728 Buluştuğumuzda, artık sevgilim olup olmadığını bilmediğim eski sevgilim mutsuzdu .
s-729 Müzisyenlerle birlikte sahneye çıkıp gitar ' çalar gibi yapan ' Hüseyin Çağlan, Milliyet'e ' İlkel insana dönüp o zamanlardaki halimizi canlandırmaya çalıştım.
s-730 Ona, kullandığı görev sözcüğüne dikkat etmesini söylüyorum.
s-731 Parka yaklaştıklarında Memo abisi Ali'yi gördü.
s-732 Pamuk Prenses masalı seni çok etkilemiş.
s-733 O anlamış.
s-734 Tanrı sürekli yeni algılar yaratır.
s-735 Bu sav biraz düzeltmeyle doğru bir biçem kazanabilir.
s-736 Yüzlerine maske takmış orospuların çıplak ve işlek kadınlık organlarının çekiciliğini gördüm.
s-737 Şahin, ' Fakat devletin devamlılığı esasını da gözardı edemeyiz.
s-738 İyi etmiş, diyor büyük ablam, onun yerinde ben de olsam aynı şeyi yapardım.
s-739 Sultan Abdülhamid'in o kadar da kötü bir insan olmadığını, Vahdettin'in sabah akşam imparatorluğu İngilizlere satmayı düşünmediğini okuyorsunuz.
s-740 Harbiyeli soruyor: Ne yaparsınız siz?
s-741 Yanılmıyorsam, ismi Özer önermişti.
s-742 Çünkü Ramazanmış ve tabi imam efendi oruçluymuş .
s-743 Ama şu an düşündüğü o değil; bak giremiyor kapıdan içeri Mebrure...
s-744 Bu tarihe kadar satılan besyuzelli bin araç ise, Japonya'da ithal edilmişti.
s-745 Sonra da bir küçük bar gördüm, bakalım sen beğenecek misin?
s-746 Bu ilkeden yola çıkanlar , düşüncenin daha asil, düşüncedeki nesnelerin duyu organlarınca algılanan nesnelerden daha gerçek olduğunu savunmaktadırlar.
s-747 Erkekler Parkı'nı biliyorum, dedim.
s-748 İkisi de değil.
s-749 Biliyor musun, çıplak, doğrudan doğruya tadını duyuran içkiler var.
s-750 Siz yatmadınız ? diye sordum Özer'e Yattık ama sonra sizin konuştuğunuzu duyup kalktık.
s-751 Müşteri tanınmak ister.
s-752 Sıcak, hazır, güzel yiyecekler; gereksinme duyarsam soğuk beyaz şarap da.
s-753 Benim bacaklarımı nasıl tutacağıma büyükler neden karışsın ki?
s-754 Kırk çeşit yemeği yapılır.
s-755 Uykuya da az gereksinim duyduğumu hissediyordum.
s-756 Niye böyle oldu anlayamadım diyor bir anne.
s-757 O an yıkıldım, perişan oldum orada.
s-758 İki olgunun da özü insan.
s-759 Tek Tibet gelsin de.
s-760 Sanki kimi yerler kara kimi yerler denizdi .
s-761 Beş dakika içinde de mecalsizlikten hayata veda edecektim muhtemelen.
s-762 Tabii çelişkiler de oluyordu.
s-763 Ama hiçbir şey söylemedim ki ben sizlere.
s-764 İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, okulun dortyuz milyarını Can'ın besyuz milyarını da Milli Eğitim'in karşıladığını belirterek, ' Can ile eşi bilgisayar ve birçok masrafı da üstlendi.
s-765 Öyle bir şey ki...
s-766 Tamam Recep Ağabey, kalktık işte, dedi.
s-767 Çünkü o artık beni düşünmüyor.
s-768 Celal elimi tuttu beni divana çekiyordu yeniden.
s-769 Naci Bey dik dik baktı Katana'ya, sonra da gözleriyle sıraları gösterdi.
s-770 Yok canım, aşk her iklimde bir yer bulur kendine.
s-771 onbirbindokuzyüzdoksansekiz tarihli , Cumhuriyet gazetesini gerçek samimiyete davet ediyoruz başlıklı bildirisinden: Evrendeki yüksek enerji düzeyine sahip tüm düzenli yapıların zaman içinde düzensizliğe doğru gittiklerini belirleyen Termodinamiğin İkinci kanunu, evrendeki ve canlılardaki kompleks düzenli yapıların kendiliğinden oluşamayacağı gerçeği yaratılışı desteklemektedir.
s-772 Lokantalarda millet dalgasını geçiyordu: Beyin salatası isteyen, Getir evladım bir hükümet salatası diyordu.
s-773 -Evet, ben de üstün zekalıyım .
s-774 Böylece hem yalan söylememiş olduk, hem de Harbiyelinin işini kolaylaştırdık.
s-775 Belki o da sizi arıyor kentte.
s-776 Onların dışında, geçmişe ait ne varsa bıraktık geride...
s-777 Ben Türk'üm, Yahudi ya da Ermeni değilim ve Türk Hıristiyan Kilisesi kurmak istiyorum.
s-778 Sanki bir uyuşturucu bağımlısı gibi, diye mırıldandı Nejat.
s-779 Kargadan korkan, darı ekmez.
s-780 ANAP'ta genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Işın Çelebi'yi, diğer genel başkan adayları Lütfullah Kayalar ve Ali Talip Özdemir yalnız bırakmadı.
s-781 Şükran Hanım'ın gündüz-defterinden.
s-782 Dün geceden beri onları düşünüyorum.
s-783 Yüz bini gördüler ya!..
s-784 Benim güzel memleketimin, benim işçimin, benim köylümün, benim memurumun, benim cümle ahalimin kaderini on yıllardır aynı insanlar çiziyordu...
s-785 Çünkü, iki hafta önce terfi etmişti ve artık Boeing uçaklarında kabin amiri görevi yapacaktı..
s-786 Buzağılar kızı neşelendirmek için oyunlar yapmış.
s-787 Hazine bütçesine, KİT ödemeleri için dörtyüzyetmişsekiz trilyon, SSK için dörtyüzüç trilyon, Bağ-Kur için sekiz trilyon liraya kadar ödenek eklenebilecek.
s-788 Dokuz ay sonra istifa edip ayrıldılar.
s-789 Henüz dokuz aylık evli olan Yunak'ın babası İshak Yunak, ' Oğlum bu hatayı nasıl yapar ' diyerek gözyaşı döküyor.
s-790 Aşağıdaki satırlarda () ile karşılaşan okuyucudan bu paragrafın başına dönüp, bilimsel ölçütü bir kez daha okumasını rica ediyorum.
s-791 Zerzevat yapmışız.
s-792 Amacım senin içini rahatlatmak.
s-793 Yeni İhale kanunundaaki ' yerlilik ' tanımı, Türkiye'de yıllardır faaliyet gösteren, yerleşik yabancı sermayeli şirketlerin faaliyetini sınırlandırdı.
s-794 Hat boyundaki köylerde halk, terkedilmiş, para etmeyen arazilerini boru hattı için yapılacak kamulaştırmada devlete satacak.
s-795 Cumartesi canlı müzik ve büyük bir orkestra onlara eşlik ediyor, vals yapıyorlar.
s-796 Islık kime çalınmışsa o koşardı.
s-797 MHP'den, DSP'den ve ANAP'tan oy aldık.
s-798 Fasulye, her sofranın başoyuncusu.
s-799 Ayaklarının, birkaç santim kadar kuma gömülüşünü izledi.
s-800 -Daha yeni yazıyorum.

Text viewDownload CoNNL-U