s-701
| Şimdi, öbür sebzelere geçiyoruz. |
s-702
| Oh, ne güzel! |
s-703
| Kitabı sen yazıyorsun. |
s-704
| Parktaki erkekler yerlerinde oturuyor, kimisi çimenlerin yanında dolaşıyordu. |
s-705
| Sınıfta bir uğultudur gidiyor. |
s-706
| Özer oğlum, galiba ihtilal harekatı oluyor, deyince radyoyu açtık. |
s-707
| Tuzla suda bekletilmiş, sonra kavrulmuştur. |
s-708
| Bastırılmış memnuniyetler duyduk. |
s-709
| Babaları onları terk edeli uzun yıllar olmuş. |
s-710
| Bu işin sonu nereye varır bilinmiyor, ancak tutkunları, SUV'ları kullanmakta fena halde ısrarlı!. |
s-711
| Bilerek. |
s-712
| Ağbisi Firuz, savcı olmuş. |
s-713
| Hafif çakırkeyif. |
s-714
| Gözü ondan başkasını görmedi. |
s-715
| Oradakilerin hepsi senin gibi. |
s-716
| Ve güneşli limanlara... |
s-717
| Hakkı: Seni en güvenli yere getirdim dedi. |
s-718
| Orhan gizemli bir havayla: Onun gibi bir şeyler dedi. |
s-719
| Siz, en büyük korkunuzun gerçekleşmesinden korktuğunuz için buradasınız . |
s-720
| Ankara'da o yıllarda ev servisi yapan müessese yok denecek kadar azdı. |
s-721
| Dokuzuncu sınıfta ayrılınır. |
s-722
| Ramiz bir sıçramada aynı yere tutundu . |
s-723
| Keyif benim , size ne? |
s-724
| Hattın yapımını gerçekleştirecek yabancı inşaat şirketlerinin Hintli, Alman ve Hollandalı ekipleri, Türk mühendisler ve işçiler ile birlikte çalışacaklar. |
s-725
| Beyaz peynir en kral meze. |
s-726
| Kumsala darbukasını pek getirmezdi ama, nedense bugün canı kıyıda, denize karşı, patlata patlata darbuka çalmak istemişti. |
s-727
| Lübnan usulü tabbule, maydanoz ağırlıklı . |
s-728
| Buluştuğumuzda, artık sevgilim olup olmadığını bilmediğim eski sevgilim mutsuzdu . |
s-729
| Müzisyenlerle birlikte sahneye çıkıp gitar ' çalar gibi yapan ' Hüseyin Çağlan, Milliyet'e ' İlkel insana dönüp o zamanlardaki halimizi canlandırmaya çalıştım. |
s-730
| Ona, kullandığı görev sözcüğüne dikkat etmesini söylüyorum. |
s-731
| Parka yaklaştıklarında Memo abisi Ali'yi gördü. |
s-732
| Pamuk Prenses masalı seni çok etkilemiş. |
s-733
| O anlamış. |
s-734
| Tanrı sürekli yeni algılar yaratır. |
s-735
| Bu sav biraz düzeltmeyle doğru bir biçem kazanabilir. |
s-736
| Yüzlerine maske takmış orospuların çıplak ve işlek kadınlık organlarının çekiciliğini gördüm. |
s-737
| Şahin, ' Fakat devletin devamlılığı esasını da gözardı edemeyiz. |
s-738
| İyi etmiş, diyor büyük ablam, onun yerinde ben de olsam aynı şeyi yapardım. |
s-739
| Sultan Abdülhamid'in o kadar da kötü bir insan olmadığını, Vahdettin'in sabah akşam imparatorluğu İngilizlere satmayı düşünmediğini okuyorsunuz. |
s-740
| Harbiyeli soruyor: Ne iş yaparsınız siz? |
s-741
| Yanılmıyorsam, ismi Özer önermişti. |
s-742
| Çünkü Ramazanmış ve tabi imam efendi oruçluymuş . |
s-743
| Ama şu an düşündüğü o değil; bak giremiyor kapıdan içeri Mebrure... |
s-744
| Bu tarihe kadar satılan besyuzelli bin araç ise, Japonya'da ithal edilmişti. |
s-745
| Sonra da bir küçük bar gördüm, bakalım sen beğenecek misin? |
s-746
| Bu ilkeden yola çıkanlar , düşüncenin daha asil, düşüncedeki nesnelerin duyu organlarınca algılanan nesnelerden daha gerçek olduğunu savunmaktadırlar. |
s-747
| Erkekler Parkı'nı biliyorum, dedim. |
s-748
| İkisi de değil. |
s-749
| Biliyor musun, çıplak, doğrudan doğruya tadını duyuran içkiler var. |
s-750
| Siz yatmadınız mı? diye sordum Özer'e Yattık ama sonra sizin konuştuğunuzu duyup kalktık. |
s-751
| Müşteri tanınmak ister. |
s-752
| Sıcak, hazır, güzel yiyecekler; gereksinme duyarsam soğuk beyaz şarap da. |
s-753
| Benim bacaklarımı nasıl tutacağıma büyükler neden karışsın ki? |
s-754
| Kırk çeşit yemeği yapılır. |
s-755
| Uykuya da az gereksinim duyduğumu hissediyordum. |
s-756
| Niye böyle oldu anlayamadım diyor bir anne. |
s-757
| O an yıkıldım, perişan oldum orada. |
s-758
| İki olgunun da özü insan. |
s-759
| Tek Tibet gelsin de. |
s-760
| Sanki kimi yerler kara kimi yerler denizdi . |
s-761
| Beş dakika içinde de mecalsizlikten hayata veda edecektim muhtemelen. |
s-762
| Tabii çelişkiler de oluyordu. |
s-763
| Ama hiçbir şey söylemedim ki ben sizlere. |
s-764
| İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, okulun dortyuz milyarını Can'ın besyuz milyarını da Milli Eğitim'in karşıladığını belirterek, ' Can ile eşi bilgisayar ve birçok masrafı da üstlendi. |
s-765
| Öyle bir şey ki... |
s-766
| Tamam Recep Ağabey, kalktık işte, dedi. |
s-767
| Çünkü o artık beni düşünmüyor. |
s-768
| Celal elimi tuttu beni divana çekiyordu yeniden. |
s-769
| Naci Bey dik dik baktı Katana'ya, sonra da gözleriyle sıraları gösterdi. |
s-770
| Yok canım, aşk her iklimde bir yer bulur kendine. |
s-771
| onbirbindokuzyüzdoksansekiz tarihli , Cumhuriyet gazetesini gerçek samimiyete davet ediyoruz başlıklı bildirisinden: Evrendeki yüksek enerji düzeyine sahip tüm düzenli yapıların zaman içinde düzensizliğe doğru gittiklerini belirleyen Termodinamiğin İkinci kanunu, evrendeki ve canlılardaki kompleks düzenli yapıların kendiliğinden oluşamayacağı gerçeği yaratılışı desteklemektedir. |
s-772
| Lokantalarda millet dalgasını geçiyordu: Beyin salatası isteyen, Getir evladım bir hükümet salatası diyordu. |
s-773
| -Evet, ben de üstün zekalıyım . |
s-774
| Böylece hem yalan söylememiş olduk, hem de Harbiyelinin işini kolaylaştırdık. |
s-775
| Belki o da sizi arıyor kentte. |
s-776
| Onların dışında, geçmişe ait ne varsa bıraktık geride... |
s-777
| Ben Türk'üm, Yahudi ya da Ermeni değilim ve Türk Hıristiyan Kilisesi kurmak istiyorum. |
s-778
| Sanki bir uyuşturucu bağımlısı gibi, diye mırıldandı Nejat. |
s-779
| Kargadan korkan, darı ekmez. |
s-780
| ANAP'ta genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Işın Çelebi'yi, diğer genel başkan adayları Lütfullah Kayalar ve Ali Talip Özdemir yalnız bırakmadı. |
s-781
| Şükran Hanım'ın gündüz-defterinden. |
s-782
| Dün geceden beri onları düşünüyorum. |
s-783
| Yüz bini gördüler ya!.. |
s-784
| Benim güzel memleketimin, benim işçimin, benim köylümün, benim memurumun, benim cümle ahalimin kaderini on yıllardır aynı insanlar çiziyordu... |
s-785
| Çünkü, iki hafta önce terfi etmişti ve artık Boeing uçaklarında kabin amiri görevi yapacaktı.. |
s-786
| Buzağılar kızı neşelendirmek için oyunlar yapmış. |
s-787
| Hazine bütçesine, KİT ödemeleri için dörtyüzyetmişsekiz trilyon, SSK için dörtyüzüç trilyon, Bağ-Kur için sekiz trilyon liraya kadar ödenek eklenebilecek. |
s-788
| Dokuz ay sonra istifa edip ayrıldılar. |
s-789
| Henüz dokuz aylık evli olan Yunak'ın babası İshak Yunak, ' Oğlum bu hatayı nasıl yapar ' diyerek gözyaşı döküyor. |
s-790
| Aşağıdaki satırlarda () ile karşılaşan okuyucudan bu paragrafın başına dönüp, bilimsel ölçütü bir kez daha okumasını rica ediyorum. |
s-791
| Zerzevat yapmışız. |
s-792
| Amacım senin içini rahatlatmak. |
s-793
| Yeni İhale kanunundaaki ' yerlilik ' tanımı, Türkiye'de yıllardır faaliyet gösteren, yerleşik yabancı sermayeli şirketlerin faaliyetini sınırlandırdı. |
s-794
| Hat boyundaki köylerde halk, terkedilmiş, para etmeyen arazilerini boru hattı için yapılacak kamulaştırmada devlete satacak. |
s-795
| Cumartesi canlı müzik ve büyük bir orkestra onlara eşlik ediyor, vals yapıyorlar. |
s-796
| Islık kime çalınmışsa o koşardı. |
s-797
| MHP'den, DSP'den ve ANAP'tan oy aldık. |
s-798
| Fasulye, her sofranın başoyuncusu. |
s-799
| Ayaklarının, birkaç santim kadar kuma gömülüşünü izledi. |
s-800
| -Daha yeni yazıyorum. |