Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - IMST

LanguageTurkish
ProjectIMST
Corpus Partdev
AnnotationTürk, Utku; Özateş, Şaziye Betül; Marşan, Büşra; Akkurt, Salih Furkan; Çöltekin, Çağrı; Cebiroğlu Eryiğit, Gülşen; Gökırmak, Memduh; Kaşıkara, Hüner; Sulubacak, Umut; Tyers, Francis

Select a sentence

Showing 201 - 300 of 975 • previousnext

s-201 Kendi şirketinde askeriye mühimmat satışı yapardı.
s-202 Bilirsiniz...
s-203 Piyaz ise kendi başına yarışamayacağını bilir.
s-204 Kapıdan satışlar ile bazı kampanyalı satışlar Bakanlığın iznine bağlanıyor.
s-205 Büyük ablam annemle sık sık kavga ediyor.
s-206 Bu soruyu, imam niye bayılmış? diye sorun.
s-207 Irak savaşı sonucu bölgedeki sermaye maliyetleri yükseleceği, İsrail ve birçok Arap ülkesinden sermaye çıkışının yaşanacağı ifade ediliyor.
s-208 Ne rahat, ne güzel bir ev bulmuşsun.
s-209 Dilin üstünden kayıp gidecek.
s-210 Kendisini çevreleyen ışık yumağıyla beraber.
s-211 Savundukları görüş platocu düalist görüştür : bu evreni, ancak salt usa vurma yeteneği gösterebilenler anlayabilir.
s-212 Özer'lerin ?ithatpaşa'daki bahçe içindeki evindeydik .
s-213 Ama çalışkan.
s-214 Bu ikili, rakı satrancında yerini zeytinyağlıya bırakır.
s-215 Unvan? MCB diye bir remiz.
s-216 Neden geldiniz.
s-217 Antropolojinin temelinde ise insan, insan davranışları, çevreyle etkileşimi yatar.
s-218 Herkes ömründe bir kez buraya uğrar.
s-219 Kurtulamazsın.
s-220 Diyarbakır'a gideceğini ancak sabah uyuyakaldığını ve sabah uçağına yetişemediğini söyledi.
s-221 Resim, daha bir haftada küçülüyor...
s-222 Babamla ortanca amcam dedemin ekmek fırınında eşşek gibi çalışırken o hayta hayta sokaklarda, kırlarda dolaşmış, itle kopukla düşüp kalkmış, içki içmiş.
s-223 Tadı tuzu yok.
s-224 Alınmaya ne kadar hazırsın !..
s-225 Memur maaşı yüzde on oranında artırılırsa, bu otuzaltı milyon dörtyüzseksensekiz bin liralık zam anlamına gelecek.
s-226 Ben içmem.
s-227 Hoşça kalın, dedi.
s-228 ev yapmak, hayatı biçimlendirmek demektir .
s-229 Bekleyelim.
s-230 Onunla daha fazla birlikte olabilmek.
s-231 Tasarıda Milli Savunma, Jandarma ve Sahil Gabay harcama yetkisi diğer kuruluşlardan daha yüksek belirlendi.
s-232 Milliyet haberin spotunda ve haberde ' en uzun tie break-seti ' ve ' en uzun tie break-' ifadesini kullanmıştı.
s-233 Yapı Kredi Sanat Festivali yetkilileri de durumu bir ilanla duyurarak konsere bilet alanların ücretlerini Yapı Kredi Yayınları Galatasaray Kitabevi'nden hemen geri alabileceklerini açıkladı.
s-234 Ağırlık Japonlar ve Ruslar'da.
s-235 Bir sabah uyanıyorsunuz ve o güne kadar ülkemizin ve yeryüzünün geçmişiyle ilgili pek çok olayın doğru olmadığını öğreniyorsunuz.
s-236 Esin geceliğinin eteklerini savura savura odanın ortasında dönüyor Ben bir pensesim, ben bizim evin prensesiyim . diye kendince bir melodi mırıldanıyordu ki birden sustu: Ama abi bu evde iki prens var.
s-237 kırk çeşit yemeği yapılır patlıcanın.
s-238 ' Ben siyasette belli yerleri amaçlayarak çalışmış bir insan değilim.
s-239 Ben de kelleyim tabii, bir de herif ölcem mölcem diyor ya, ister istemez moralin bozuluyor.
s-240 Tedavisi olmayan bir tür hastalık gibiydi bu korku.
s-241 Düşünmezsin tabii.
s-242 Peebles: Big bang yaradılışın çağımızdaki versiyonudur .
s-243 Siz iyi ettiniz de erken geldiniz.
s-244 -İyi geceler Şükran Hanım, dedi.
s-245 Tabi ki, ev yapmak olanaklı ise.
s-246 Yapayalnız kaldım hayatta.
s-247 Yoksa biliyor musunuz orayı? diye hayretle sordu.
s-248 Bir şey anlatmak için gelmiştin buraya.
s-249 Pamuğun var .
s-250 Ağız tadı için gerekli bu memişler.
s-251 Tıpkı bir akşam üstü, adamın birisinin sana bu soruyu sorduğunda şaşırıp utandığın gibi karşındaki kasiyer kız da utancından kafasını neredeyse kasanın içine sokacaktı.
s-252 Konutlar ve elektronik ortamdaki maddi olmayan mallar da yasa kapsamına alınıyor.
s-253 Her biri binüçyüz dolar harcıyor.
s-254 Bir ütü bile tamir edemiyor...
s-255 Beline uzamış abanoz saçları.
s-256 Hoca bir eve gitmiş.
s-257 Ederim ben böyle yaşamanın içine!
s-258 Bazı çocukların da bizim gibi yaşadığını unutma demişti.
s-259 Sen ?usevisin , değil mi Maryline.
s-260 Şimdi aklıma saplandı kaldı bu üvey anne veya üvey baba korkusu.
s-261 Şımarma hemen.
s-262 Tonik yok mu.
s-263 Çok sık aşık olur Mahmut? diye sordum.
s-264 bir şey yok ki! dedi adam.
s-265 Bir çıkmaz sokağa girdik galiba.
s-266 Sana boşal, at kurtul der o sessiz duruşuyla...
s-267 Plağımızı koyalım .
s-268 Güneş tepeye vardığında evin etrafındaki hareket de artıyor.
s-269 Bunu başından beri biliyordum zaten.
s-270 Yalan ?
s-271 Ama sen doğduğunda sol gözün görüyordu, sol kaşının üstünden başlayan, yanağına kadar inen bu derin iz de yoktu .
s-272 Evet, tutkuyu anlattın sen bize.
s-273 Yönlerini bulamıyorlardı.
s-274 Anlatması güç duygular bunlar.
s-275 O günlerde Anayasa düşkünlüğü vardı ülkede.
s-276 Ben de ona sarılıyor ve Babam bizi bıraktı gitti, bari siz bırakmayın, diyorum.
s-277 İçmez misin?
s-278 Ona göre, filozof da, bu arayışa benzer bir şeyi anlatıyordu.
s-279 Bu delikanlı eğer yaşamayı becerebilirse yarın evlenecek de, muhtemelen kız da benzer bir aile yapısından gelmiş olacak.
s-280 Parti dışı.
s-281 Yine seni anlamadığımı düşünme, dedi.
s-282 Parktan çıkıp buraya doğru koşarken hepsi aklımdaydı .
s-283 En sevdiğiniz kadına sunun.
s-284 İnceleme, uzlaşma veya tarh safhasındaki alacaklar kapsanmalı.
s-285 İncil'de veya diğer kutsal kitaplarda sözü edilen yaradılış söylenceleri bilimsellikten uzaktır ; yaradılış öyküsünün doğruluğu, günümüzde yapılacak olan gözlem ve deneylerle sınanamaz.
s-286 Annesinin etrafında bir pervane gibi dolaşmasına katlanamıyor, yaşam ona ağır geliyordu.
s-287 Peyniri yapmayı biliyoruz.
s-288 Jul, sütlü kahvesinde son kalan yudumları içiyordu.
s-289 Beni çok sever ve mutlu olmam için elinden gelen her şeyi yapar.
s-290 Kızın annesini kurtarmış.
s-291 Galiba çalmayacaktım.
s-292 ŞAHMERAN Efsanesi'nin anlatıldığı ' Melek ' adlı dizinin başrolünde oynayan Begüm Kütük, rolünü rüyasında gördüğünü açıkladı.
s-293 Seni yargılamaz.
s-294 Ben Bitlis Valisiyim .
s-295 Birden boynuna sarıldım.
s-296 Çalmaya başlamadan yarım saat kadar önce, Recep, darbukasını masalardan birinde, kalabalık bir yerli turist grubuyla oturan sekiz, dokuz yaşlarında, sarışın, mavi gözlü , aydınlık yüzlü bir çocuğun kucağında görür gibi oldu.
s-297 Bilimsel gerçek, nesnel gerçekliğe ilişkin, doğruluğu pratikte deney ya da gözlemle sınanmış ve soyutlama yoluyla sistemleştirilmiş bilgilerimizden oluşur.
s-298 Parkın kapısından içeri girdik.
s-299 Bir türlü buluşamıyorsunuz.
s-300 Günümüzde, etkin olarak çalışan bilim insanı sayısının genel nüfusa oranı, her yıl yayımlanan bilimsel makale sayısı ve benzeri göstergeler, insanlık tarihinin hiçbir döneminde görülmediği kadar yüksek düzeydedir .

Text viewDownload CoNNL-U