Sentence view

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttrain
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi


showing 101 - 200 of 15398 • previousnext


[1] tree
Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez !
s-101
0101.train
Bizim de bahçıvan kızı ile ahbaplığımız şurada birkaç gün daha ya sürer ya sürmez !
[2] tree
Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş , bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı .
s-102
0102.train
Daha İstanbul'da iken buna ahdetmiş , bu yolda ölümü göze alarak Anadolu'ya çıkmıştı .
[3] tree
Zaman oldu en renkli , en ahenkli şekillerin peşinde koştum .
s-103
0103.train
Zaman oldu en renkli , en ahenkli şekillerin peşinde koştum .
[4] tree
Öyle ahım şahım bir tarafı yoktu vücudunun .
s-104
0104.train
Öyle ahım şahım bir tarafı yoktu vücudunun .
[5] tree
Bu yakınlarda onu hiç görmedim .
s-105
0105.train
Bu yakınlarda onu hiç görmedim .
[6] tree
Ahdim olsun , bu işi yapacağım .
s-106
0106.train
Ahdim olsun , bu işi yapacağım .
[7] tree
Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar .
s-107
0107.train
Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar .
[8] tree
O vakte kadar Necmiye'ye bir şey söylememek pek ayıp ve ahmakça bir hareket olacaktı .
s-108
0108.train
O vakte kadar Necmiye'ye bir şey söylememek pek ayıp ve ahmakça bir hareket olacaktı .
[9] tree
Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir ?
s-109
0109.train
Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir ?
[10] tree
Genzinde de herhâlde ahtapot olacaktı ki boynunu uzatıp derin derin nefes alırdı .
s-110
0110.train
Genzinde de herhâlde ahtapot olacaktı ki boynunu uzatıp derin derin nefes alırdı .
[11] tree
Borsada bugün muamele olmadı .
s-111
0111.train
Borsada bugün muamele olmadı .
[12] tree
Birbirlerine nasıl tutkun , yangın bir aile olduklarını sayıp döktü .
s-112
0112.train
Birbirlerine nasıl tutkun , yangın bir aile olduklarını sayıp döktü .
[13] tree
Bütün mahalle halkı aile hayatını kontrol ederdi .
s-113
0113.train
Bütün mahalle halkı aile hayatını kontrol ederdi .
[14] tree
Tamam bak , ne diyorlardı kışkırtıcıya , ajitatör ; tamam bir iki ajitatör lazım bize .
s-114
0114.train
Tamam bak , ne diyorlardı kışkırtıcıya , ajitatör ; tamam bir iki ajitatör lazım bize .
[15] tree
Ablak yüzlü , kısa kesilmiş ak sakallı bir adamdı .
s-115
0115.train
Ablak yüzlü , kısa kesilmiş ak sakallı bir adamdı .
[16] tree
Ak günler göresin .
s-116
0116.train
Ak günler göresin .
[17] tree
Güzel Sanatlar Akademisi .
s-117
0117.train
Güzel Sanatlar Akademisi .
[18] tree
Akademik bir çalışmadan yanaydı , bu yüzden üniversiteye girdi .
s-118
0118.train
Akademik bir çalışmadan yanaydı , bu yüzden üniversiteye girdi .
[19] tree
Kenarda akaju bir yazıhane duruyordu .
s-119
0119.train
Kenarda akaju bir yazıhane duruyordu .
[20] tree
Başladı , her ay , akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya .
s-120
0120.train
Başladı , her ay , akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya .
[21] tree
Akça kızlar sökün etti yurdundan / Koç yiğitler deli oldu derdinden
s-121
0121.train
Akça kızlar sökün etti yurdundan / Koç yiğitler deli oldu derdinden
[22] tree
Çatlak ellerde ökçe ve burun yerleri akçıllaşmış delik çoraplar .
s-122
0122.train
Çatlak ellerde ökçe ve burun yerleri akçıllaşmış delik çoraplar .
[23] tree
Diğerlerinin akıbetlerini bilmiyorum .
s-123
0123.train
Diğerlerinin akıbetlerini bilmiyorum .
[24] tree
Bu aklı size kim verdi .
s-124
0124.train
Bu aklı size kim verdi .
[25] tree
Gerçek dost ve akıl hocası odur ki , nefsini alçaltmış ve kendisine tabi kılmıştır .
s-125
0125.train
Gerçek dost ve akıl hocası odur ki , nefsini alçaltmış ve kendisine tabi kılmıştır .
[26] tree
Akılsızlığından düşmüştü bu hâllere .
s-126
0126.train
Akılsızlığından düşmüştü bu hâllere .
[27] tree
Ada'yı bir rençper akını doldurmuştu .
s-127
0127.train
Ada'yı bir rençper akını doldurmuştu .
[28] tree
Pencap vadilerine yerleşen akıncılar ana yurtlarını unutuverdiler .
s-128
0128.train
Pencap vadilerine yerleşen akıncılar ana yurtlarını unutuverdiler .
[29] tree
Günlerin akışı .
s-129
0129.train
Günlerin akışı .
[30] tree
Annem bunu sezdiği gün , babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur .
s-130
0130.train
Annem bunu sezdiği gün , babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur .
[31] tree
Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşlar serpiştirilmiştir .
s-131
0131.train
Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşlar serpiştirilmiştir .
[32] tree
Arabacı , içkinin söndürdüğü fersiz , kabarık , aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı .
s-132
0132.train
Arabacı , içkinin söndürdüğü fersiz , kabarık , aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı .
[33] tree
Bizde de bir aklıevvel çıksa şu son durumda yaraya şifa verecek neler söylerdi ?
s-133
0133.train
Bizde de bir aklıevvel çıksa şu son durumda yaraya şifa verecek neler söylerdi ?
[34] tree
Akliye hekimi .
s-134
0134.train
Akliye hekimi .
[35] tree
Gözlerimden yaşlar süzüldü .
s-135
0135.train
Gözlerimden yaşlar süzüldü .
[36] tree
Öfkeli insanlar , el ele , omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı .
s-136
0136.train
Öfkeli insanlar , el ele , omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı .
[37] tree
Lütfü'ye akordeon çaldırıyorlar , lâmı cimi yok , çalacak .
s-137
0137.train
Lütfü'ye akordeon çaldırıyorlar , lâmı cimi yok , çalacak .
[38] tree
Ak pak gerdanı , bileziklerle dolu kolları ile görürüz Fahriye ablayı .
s-138
0138.train
Ak pak gerdanı , bileziklerle dolu kolları ile görürüz Fahriye ablayı .
[39] tree
İngilizce ile Fransızca akraba dillerdendir .
s-139
0139.train
İngilizce ile Fransızca akraba dillerdendir .
[40] tree
Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı .
s-140
0140.train
Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı .
[41] tree
Hipofizin ön bölümünün fazla çalışmasından akromegali hastalığı meydana gelir .
s-141
0141.train
Hipofizin ön bölümünün fazla çalışmasından akromegali hastalığı meydana gelir .
[42] tree
Sesi tok , aksanı düzgündü .
s-142
0142.train
Sesi tok , aksanı düzgündü .
[43] tree
Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri .
s-143
0143.train
Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri .
[44] tree
Bizim yalnız sanat ve edebiyatta bu aksiyomu fazla ihtiyat kaydıyla ve mahdut manasıyla almamız lazımdır .
s-144
0144.train
Bizim yalnız sanat ve edebiyatta bu aksiyomu fazla ihtiyat kaydıyla ve mahdut manasıyla almamız lazımdır .
[45] tree
Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi .
s-145
0145.train
Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi .
[46] tree
Ben akşamki konuşmalara katılmadım .
s-146
0146.train
Ben akşamki konuşmalara katılmadım .
[47] tree
Akşam yeli nedameti söyler .
s-147
0147.train
Akşam yeli nedameti söyler .
[48] tree
Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız .
s-148
0148.train
Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız .
[49] tree
Beline akva adı verilen som sırmalı ve köstekli bir bıçak takan kızlar ağası .
s-149
0149.train
Beline akva adı verilen som sırmalı ve köstekli bir bıçak takan kızlar ağası .
[50] tree
Ala kilim eskimiş .
s-150
0150.train
Ala kilim eskimiş .
[51] tree
Bir tarafı alabildiğine deniz , bir tarafı alabildiğine boş çöl .
s-151
0151.train
Bir tarafı alabildiğine deniz , bir tarafı alabildiğine boş çöl .
[52] tree
Bu incirin alacasını ben yedim .
s-152
0152.train
Bu incirin alacasını ben yedim .
[53] tree
Tarlalar alacalandı .
s-153
0153.train
Tarlalar alacalandı .
[54] tree
Batı'da her gördüğümüzü iyidir , doğrudur , güzeldir sanarak alınmalıdır , aktarılmalıdır dedikçe de alafrangalaştık .
s-154
0154.train
Batı'da her gördüğümüzü iyidir , doğrudur , güzeldir sanarak alınmalıdır , aktarılmalıdır dedikçe de alafrangalaştık .
[55] tree
Pek tipik ve âdeta alametifarikalı bir kadını bulmak zor değildir .
s-155
0155.train
Pek tipik ve âdeta alametifarikalı bir kadını bulmak zor değildir .
[56] tree
Toplantı yeri .
s-156
0156.train
Toplantı yeri .
[57] tree
Yer çekimi alanı .
s-157
0157.train
Yer çekimi alanı .
[58] tree
Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri
s-158
0158.train
Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri
[59] tree
Karpuzları alavereyle mavnadan sergiye taşıdılar .
s-159
0159.train
Karpuzları alavereyle mavnadan sergiye taşıdılar .
[60] tree
Topçu alayı .
s-160
0160.train
Topçu alayı .
[61] tree
Onun yaptığı hep alayişten ibarettir .
s-161
0161.train
Onun yaptığı hep alayişten ibarettir .
[62] tree
Ferit kederinden bir lohusanın albastı olamayacağını söyleyemedi .
s-162
0162.train
Ferit kederinden bir lohusanın albastı olamayacağını söyleyemedi .
[63] tree
Alçacık eşik taşını atlayarak odanın taşlığına girerdiniz .
s-163
0163.train
Alçacık eşik taşını atlayarak odanın taşlığına girerdiniz .
[64] tree
Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım .
s-164
0164.train
Hemşiremden esirgediğiniz şeyi ben kabul edecek kadar alçalmadım .
[65] tree
Duvarın deliklerini alçıladım .
s-165
0165.train
Duvarın deliklerini alçıladım .
[66] tree
Alçılı bacak .
s-166
0166.train
Alçılı bacak .
[67] tree
Üç defadır bu yezit beni aldatıyor .
s-167
0167.train
Üç defadır bu yezit beni aldatıyor .
[68] tree
Dekor , tarihî esvap gözleri aldatıyor .
s-168
0168.train
Dekor , tarihî esvap gözleri aldatıyor .
[69] tree
Şimdi bunları bırak da bir defa alelusul kardeşine söyle .
s-169
0169.train
Şimdi bunları bırak da bir defa alelusul kardeşine söyle .
[70] tree
O andan itibaren muhayyilesi çalışmaya başlamıştı .
s-170
0170.train
O andan itibaren muhayyilesi çalışmaya başlamıştı .
[71] tree
Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine , edepsizliğine tahammül ettiniz .
s-171
0171.train
Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine , edepsizliğine tahammül ettiniz .
[72] tree
Şafak sökerken denizcilerin hepsi alestaydılar .
s-172
0172.train
Şafak sökerken denizcilerin hepsi alestaydılar .
[73] tree
Eskiden de böyle esrarlıydı deniz / Böyle alevli , harlıydı deniz / Böyle ağlardık , ey kalbim / Sebepsiz
s-173
0173.train
Eskiden de böyle esrarlıydı deniz / Böyle alevli , harlıydı deniz / Böyle ağlardık , ey kalbim / Sebepsiz
[74] tree
Aynı kadınlar ellerinde algı bıçaklarıyla haşhaşların arasına girdiler .
s-174
0174.train
Aynı kadınlar ellerinde algı bıçaklarıyla haşhaşların arasına girdiler .
[75] tree
İnsan memnu olan şeye düşkündür .
s-175
0175.train
İnsan memnu olan şeye düşkündür .
[76] tree
Bu kitabı sizin için alıkoydum .
s-176
0176.train
Bu kitabı sizin için alıkoydum .
[77] tree
O ne eda , o ne alım , o ne çalım .
s-177
0177.train
O ne eda , o ne alım , o ne çalım .
[78] tree
Onun böyle durmasına alışık değilim .
s-178
0178.train
Onun böyle durmasına alışık değilim .
[79] tree
Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu .
s-179
0179.train
Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu .
[80] tree
Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım .
s-180
0180.train
Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım .
[81] tree
Bu bizim en büyük , en şanlı , en ali bir günümüz , en mukaddes millî bayramımız .
s-181
0181.train
Bu bizim en büyük , en şanlı , en ali bir günümüz , en mukaddes millî bayramımız .
[82] tree
Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir .
s-182
0182.train
Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir .
[83] tree
O zaman biz hayranları onu şiddetle alkışlardık .
s-183
0183.train
O zaman biz hayranları onu şiddetle alkışlardık .
[84] tree
Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır .
s-184
0184.train
Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır .
[85] tree
Yanakları allaşmış , yusyuvarlak , tostoparlak bir adam olmuş .
s-185
0185.train
Yanakları allaşmış , yusyuvarlak , tostoparlak bir adam olmuş .
[86] tree
Ben ilk defa oyuna çıkıyorum , beyefendi de gelmiş burada allık , pudra sürüştürüyor .
s-186
0186.train
Ben ilk defa oyuna çıkıyorum , beyefendi de gelmiş burada allık , pudra sürüştürüyor .
[87] tree
Çocuğu okuldan aldı .
s-187
0187.train
Çocuğu okuldan aldı .
[88] tree
Gemi su alıyor .
s-188
0188.train
Gemi su alıyor .
[89] tree
Öküzü sel aldı , harmanı yel aldı .
s-189
0189.train
Öküzü sel aldı , harmanı yel aldı .
[90] tree
Burayı kötü bir koku aldı , durulamaz hâle geldi .
s-190
0190.train
Burayı kötü bir koku aldı , durulamaz hâle geldi .
[91] tree
Sigaradan hiç tat alamaz oldum .
s-191
0191.train
Sigaradan hiç tat alamaz oldum .
[92] tree
Dalağını aldılar .
s-192
0192.train
Dalağını aldılar .
[93] tree
Yeni bir kapıcı aldı .
s-193
0193.train
Yeni bir kapıcı aldı .
[94] tree
Almanağın dörtte üçü istatistik ve grafiklerle doluydu .
s-194
0194.train
Almanağın dörtte üçü istatistik ve grafiklerle doluydu .
[95] tree
Yoo öyle söyleme , bizim ne mallarımız var , gâvurlarınkinden güzel , şu Almancıya gittim de .
s-195
0195.train
Yoo öyle söyleme , bizim ne mallarımız var , gâvurlarınkinden güzel , şu Almancıya gittim de .
[96] tree
Alşimi birtakım metallerin bulunmasına yol açtığı için kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur .
s-196
0196.train
Alşimi birtakım metallerin bulunmasına yol açtığı için kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur .
[97] tree
Altına sandalye çekmek .
s-197
0197.train
Altına sandalye çekmek .
[98] tree
Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş .
s-198
0198.train
Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş .
[99] tree
Kolundaki altın künye , okuduğu kâğıdın üzerine sürtünüyor .
s-199
0199.train
Kolundaki altın künye , okuduğu kâğıdın üzerine sürtünüyor .
[100] tree
Bileğimde keman gibi altın bilezik var .
s-200
0200.train
Bileğimde keman gibi altın bilezik var .

Edit as listText viewDependency trees