Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - IMST

LanguageTurkish
ProjectIMST
Corpus Parttest

Select a sentence

Showing 202 - 301 of 975 • previousnext

s-202 Bu süreç, insanların barınak olarak kullandıkları mağaraların duvarlarına resim yapmalarıyla başlamıştır denebilir.
s-203 İbo Abim, Bu olmayacak, dedi.
s-204 Çok sevdiğim bir mahalle arkadaşım var.
s-205 Ona büyük bir tutku hissettiğim gerçek.
s-206 Bakın, mesela şöyle bir case alalım...
s-207 Bir kahve söylerim.
s-208 Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanı'nı uyararak, ' Hiç kimsenin rejimin jandarmalığına soyunmasına gerek yok ' dedi.
s-209 Kadınların ve erkeklerin alışveriş şekillerinde ne gibi farklılık var?.
s-210 Milletle alay eden reklamlardan iyidir ...
s-211 İşte burda biri kabahatli.
s-212 Ama onsuz olmaz.
s-213 Mali Barış, yalnızca vergi borçlarını ve ihtilafları kapsamalı.
s-214 Ne garip sözcükleri bulamıyorum.
s-215 Baksana çocuk nasıl çırpınıyor.
s-216 -Hayır, bir çizgi-roman kahramanının hayatını yazıyorum.
s-217 Yıllar akıp giderken, çocukları büyüdü.
s-218 Kahvenin numarasını söyledi.
s-219 Bırakın müşteri mağazanızın içindeki bir ' kokunun ' peşine düşsün ve aradığını keşfederek bulsun.
s-220 Duyulmaması için anımsamamanız gerek.
s-221 Bu konuyu ele alan bir yazım, Bodrum Bodrum Dedikleri başlığıyla, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Bülteni'nin Temmuz bindokuzyüzseksendokuz sayısında yayımlanmıştı.
s-222 Gitti, onun yanına gitti.
s-223 Merakla Kerem'in anlattıklarını dinliyorduk.
s-224 Sermaye artırımı sonrasında Reina'de Platform Kozanoğlu Club'a Technologies'in payı yüzde doksanaltı'dan yüzde atmışbeş'e inerken, Çukurova Holding'in payı yüzde 4'ten yüzde dokuz'a yükseldi.
s-225 Toplantıda DYP'li kadınlar, Çiller'in kendileriyle görüşmemesi üzerine, ' En çok biz çalışıyoruz.
s-226 Ayrıca o doğal mağaraların kıvrımları ve hava akımı taklit edilemezmiş.
s-227 Hesap veriyoruz.
s-228 ' Ben Burhan Dede'nin soyundan, torunlarından biriyim .
s-229 Allah layığını versin!
s-230 Beni ciddiye almamıştı.
s-231 Gözünde açık duman rengi gözlükler vardır .
s-232 Hocalar ondan çok memnun.
s-233 Uzak öpücük yeter.
s-234 Onları ayırmak kolay oldu: Sırayla gezdiririz olur biter. dedim.
s-235 Evet, diye mırıldandı.
s-236 Ben Köstence'de doğmuşum.
s-237 Davetiyelerimi tenis raketi şeklinde keseceğim.
s-238 Müşterilerin özel ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir perakende ortamı inşa etmeniz ve işletmeniz halinde, başarılı bir mağaza yaratırsınız.
s-239 Kavrulacak.
s-240 Arka tarafta olacak.
s-241 Güzide'yi para konusunda zor ikna ettiğini belirten İnanoğlu, ' Bu projede yer almak için fazla para istedi ve naz yaptı.
s-242 Mantık, nesnel gerçekliğin insan zihnine sürekli yansıyan en genel ve temel kurallarının sistemleştirilmesinden ibarettir .
s-243 Cevat, Evet, bakalım, diye atıldı.
s-244 Sokakta onun hali ne olur?
s-245 Şimdi bakın.
s-246 Dikkat: değiştirmeli demedi.
s-247 Çevre masalarda daha önce görmediğim bir-iki kadın gözüme ilişti.
s-248 Çaresizlikle bana bakıyordu.
s-249 Ona ulaşamıyorum.
s-250 Evirip, devirip, döveceğiz...
s-251 ...
s-252 Bana telefon ?derkenki aceleciliği, sanırım, birşeylerden korktuğunu gösteriyor.
s-253 Nesrin: Yani bir sorununu başkasıyla konuşmak değil, buna günah çıkarma adı vermek mi rahatlatacak?.
s-254 Niçin? Niçin bir giren bir daha çıkamaz oradan? diye sordum.
s-255 Kendi düğününde çekilmiş bir fotoğraf, uzun yıllar önce...
s-256 Yemeyiz, dedi Ramiz, önce ben girerim sınıfa, öğretmenim, derim, öğlende tarlaya babama yemek götürdüm, ondan geç kaldım.
s-257 Irak meselesi ise gündemdeki yerini korurken Türkiye ile ABD'nin anlayış farklılığı sürüyor.
s-258 Artık o parktan bir çıkış yolu yoktur .
s-259 Askeri kanadın ayrıca Avrupa'nın son söylemlerine karşı ' Başbakan ve hükümet düzeyinde yanıt verilmesi gerekiyor ' mesajını verdiği belirtildi.
s-260 Bu eskiden kalma bir durum, dedim.
s-261 Hem bu dünyaya ait olup hem acıya nasıl katlanırlar.
s-262 Kaldırımda küçük süt ve yoğurt kutularından bir iki tane, üzerinden kavun kabukları dökülmüş bir iki çöp poşeti ve izmaritler vardı.
s-263 Ne kadar çok insan var değil mi?
s-264 Onca sopayı yerdi de yine bildiğinden şaşmazdı.
s-265 Dedi ki bu Mustafa Doğan bana.
s-266 İkincisine başladık, gitti getirdi sallana sallana.
s-267 Ben de anlattım.
s-268 Ilık et suyunun yanında haşlanmış geyik eti, kızarmış ekmek, bir de ılık çay vardı masada.
s-269 Kimseye da haber vermemeliydiniz.
s-270 Kervan evlere yaklaşırken kasabaya doğru yola çıkan iki kar motosikletinin uzaklaşan gürültüsü geyikleri ürkütüyor.
s-271 Yorum: Haberi geçen Doğan Haber Ajansı (DHA) Konya muhabiri Mehmet Büyükarı, haberin doğru olduğunda ısrarlı.
s-272 Meğer ne hızlıymış kızımız.
s-273 Belki de hiç aklından çıkmıyor bu ihtimal, doğru mu.
s-274 ?edir lezzet?
s-275 Siz de sayın.
s-276 Geyik ve yaban koyunu derileri arasında ılık bir yorgunluk sardı tüm bedenimi.
s-277 Geleceği kimse bilemez, bu da olabilir; ama bunu düşünmekten, gece uykularınız kaçıyor.
s-278 Ne de olsa eski kuşaktan.
s-279 Müthiş bir şey bu makine, dedim.
s-280 Düğün gecesinin sabahında adam küçük kıza artık ihtiyaçları olmadığını söylemiş.
s-281 Papaz bayılacak değil ya.
s-282 Esasen, ülkemizde olduğu gibi, emperyalizm ve Ortaçağ'a karşı sınıf mücadelesinin canlı olduğu ülkelerde böyle bir barış ikliminin bulunmaması da, aynı nedenledir .
s-283 Yıkayıp, koyun tabağa.
s-284 Bir şey mi dokundu.
s-285 Gerçi bu karar metni müvekkiline önceden yollanmıştı ama yine de bir usulsüzlük olabilirdi.
s-286 Çince bilen eleman da bulmamız gerekiyor ' dedi.
s-287 Aygün, sundukları dosyayı inceleyip faiz oranlarını görünce hayrete düşen Şener'in, bu konuyu gelecek hafta Bakanlar Kurulu gündemine getireceğini söylediğini kaydetti.
s-288 Ama davranmak da istiyorum, senden vazgeçmeye niyetim yok.
s-289 Hem birileri yapacak, hem zarar edeceksiniz, hem de faiz ödeyeceksiniz ' dedi.
s-290 Öyle günler oluyordu ki, bazen sabah başka; öğlen başka, akşam başka bir kadınla buluşuyor, hepsine ayrı ayrı hikayeler anlatıyordum.
s-291 Nasıl anlatsam sana onu, bilemiyorum ki!
s-292 otuz ay sürecek Hat çalışmaları boyunca ekiplerin bütün ihtiyaçları çevredeki il ve ilçelerden karşılanacak.
s-293 O ana kadar çocuk her şeyi duygularıyla algılar, duygularıyla yorumlar, çocuğun duygu antenleri tam kapasiteyle açıktır .
s-294 Kendi açıklıyor.
s-295 Onu ulaştırmam gerek, dedim.
s-296 Saffet Ağabeyim istedi, verdim.
s-297 Dışarıda ilkbaharın henüz otoritesini kuramadığı hava eksi otuz dereceyi gösteriyordu.
s-298 Üçüncü gonk sesinden sonra perde açıldı ve bale başladı.
s-299 Hazırlanan ilk raporda teknik heyetin uçağın düştüğü alana gittiği söyleniyor ve burada Kazanın oluş sebebini ortaya çıkaracak herhangi bir parçaya rastlanmamıştır deniyordu.
s-300 Herkes, ağız birliği etmişçesine büyük adam olduğunu söylüyordu.
s-301 Hadi bakalım herkes yatağına, ışıklar beş dakika sonra sönmüş olacak.

Text viewDownload CoNNL-U