Universal Dependencies - Turkish - Kenet

s-1

0001.train

Üstünde lacivert abajurlu , parlak bir madenden lamba .

s-2

0002.train

Bursa abanisi .

s-3

0003.train

Efendi , sen de ne üstüme abanıyorsun ?

s-4

0004.train

İki herif zavallıya abanıyorlar .

s-5

0005.train

Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez .

s-6

0006.train

Varıp yaslanayım Hacı Bektaş'a / Abdalın olayım çullar içinde

s-7

0007.train

Atatürk , Türk milletinin gönlünde anıtlaştı .

s-8

0008.train

Abraş at .

s-9

0009.train

İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır .

s-10

0010.train

Olumlu , verimli bir işe adayacağı zamanını , abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider .

s-11

0011.train

Bunlar yarının kadın hakları savunucuları , acar avukatları olacak soydandırlar .

s-12

0012.train

Acele , bir karar vermek ihtiyacındayım .

s-13

0013.train

Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var

s-14

0014.train

Acı poyraz kuvvetle esiyordu .

s-15

0015.train

Acıca bir yemek .

s-16

0016.train

Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum .

s-17

0017.train

Ağzım acılandı .

s-18

0018.train

Acılı tarhana .

s-19

0019.train

Nasıl acıdı elim , sopa elimden düştü .

s-20

0020.train

Yarını ne olacak dünyamızın / Biz yaşımızı başımızı aldık / Allah çocuklarımıza acısın

s-21

0021.train

Ata Efendi , depoya yığılı kerestelerin reçine kokusundan hazzettiğini anladı .

s-22

0022.train

Acı su sabunu köpürtmez .

s-23

0023.train

Borçlarını ödeyemeyen şirketin aciz halinde olduğu ilan edildi

s-24

0024.train

Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum .

s-25

0025.train

Geç vakit dönen zengin ve ecnebi kumarcıların acul arabalarını duymuyor .

s-26

0026.train

Salçanın tenekesini açacakla zor açtım .

s-27

0027.train

Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü , beni açık başıyla selamladı .

s-28

0028.train

Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim .

s-29

0029.train

Limanda bilinen gemiler , oysa açıklardadır .

s-30

0030.train

Tren yolu nehrin açığından geçer .

s-31

0031.train

Susuzluk korkusu , çölde , açık denizde , çorak bir dağ başında kapkara kızgın bir el gibi insanın gırtlağına sarılabilir .

s-32

0032.train

Başka yerlerde süt , ekmekten üstün bir gıdadır .

s-33

0033.train

Hasan Şaş , bir soru üzerine , Güney Kore'de futbol oynamayı düşünmediğini açıkladı .

s-34

0034.train

O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle .

s-35

0035.train

Damalı bir eteklik , açık mavi kapalı bir yün kazak giymişti .

s-36

0036.train

Bu kadar açık sözlü oluşu beni şaşırtmıştı ama belli etmedim .

s-37

0037.train

Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor , kendimi pencerelerin , kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum .

s-38

0038.train

Resmî açılış töreni ne zaman beyefendi ?

s-39

0039.train

Ateşi düşünce hasta açıldı .

s-40

0040.train

Araç uzun yolda açıldı , hızı arttı .

s-41

0041.train

Ben yüzerken biraz fazla açıldım , kendimi Vardar'ın kuvvetli bir akıntısına kaptırdım .

s-42

0042.train

Konileri açındırırız ama küreyi açındıramayız .

s-43

0043.train

Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım .

s-44

0044.train

Karla kapanan yolu açmak .

s-45

0045.train

Su borusunu açmak .

s-46

0046.train

Bu boyayı biraz daha açmalı .

s-47

0047.train

Sınav açmak .

s-48

0048.train

Öğretmen sürekli konuşuyor , öğrenciyi açmak istiyordu .

s-49

0049.train

İki kolunu da yukarı kadar sıvadı , sert adaleli kollarını meydana çıkardı .

s-50

0050.train

Yargıtay , adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisidir .

s-51

0051.train

Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı .

s-52

0052.train

Tamamen ve sadece sana ait olacak ama kendini ona adamanı istemeyecek .

s-53

0053.train

Bu ağır yükü ticarethaneye taşıyan sırık hamallarına adam başı birkaç mangır veriliyordu .

s-54

0054.train

Hem de ne adamcıldır , ne candır , bilseniz .

s-55

0055.train

Yabanlık lacivert entarisi , baş örtüsü , çökük yanaklarıyla annesi kapıda bekliyordu .

s-56

0056.train

Ahmet Vefik Paşa'nın Zor Nikâh'ı Molière'den adaptedir .

s-57

0057.train

Adaşlık maceraları yalnız bu kadarla bitmez .

s-58

0058.train

Yedek subay aday adayları .

s-59

0059.train

Yaşamayı tatsız , dünyayı mahdut gösteren bu adese bana babamdan mı yadigâr kalmıştı ?

s-60

0060.train

Paranın üstüne oturmak da biraz tatsız bir âdet olmuştu .

s-61

0061.train

Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir .

s-62

0062.train

Otele geldiğimiz zaman , kumandanı ölüler gibi sarı ve soluk , bel kayışı takılmış , hançeri belinde , tören esvabı ile salonu adımlarken bulduk .

s-63

0063.train

Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak , yarı kapı kulu , riyakâr , adi bir nesil türedi .

s-64

0064.train

Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar .

s-65

0065.train

Memleketin tanınmış bir hekimi .

s-66

0066.train

Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler .

s-67

0067.train

Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış .

s-68

0068.train

Aferin İsmail , söyle , daha bağırarak söyle !

s-69

0069.train

Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale .

s-70

0070.train

Demek kahraman tabiatlılar aforozluydular .

s-71

0071.train

Delikanlının sarı kıvırcık saçlı aftosu bile bu seslere alışık olduğu hâlde ürktü .

s-72

0072.train

Seniha'ya sarıldı , aguşuna alıp onu tekrar şımarttı .

s-73

0073.train

Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi .

s-74

0074.train

Ağaç tekne .

s-75

0075.train

Yine beni unuttu , ağaçlıklar arasına yürüdü .

s-76

0076.train

Bu esnada şafak sökmeye ve gök ağarmaya başlamıştı .

s-77

0077.train

Rengi birdenbire uçtu .

s-78

0078.train

Bunların ağdalanır maç maç öterken sakızı .

s-79

0079.train

Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak .

s-80

0080.train

Kızmıştım , Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum .

s-81

0081.train

Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor .

s-82

0082.train

Biraz sonra aşağıda bir kapı açıldığı , sonra da ağırca bir şeyin devrildiği duyulur .

s-83

0083.train

Niyazi zayıftı , çocukluğunda ağır hastalıklar geçirmişti .

s-84

0084.train

Beni karşıladılar ve ağırladılar .

s-85

0085.train

Bu et yarına kalırsa ağırlaşır .

s-86

0086.train

Babam senden çok mu istedi kalını ?

s-87

0087.train

Bu cezai salahiyet hangi kanunla tespit edilmiştir , bilmiyorum .

s-88

0088.train

Beynime bir ağırlık peyda olmuştu .

s-89

0089.train

Gaganı kapa !

s-90

0090.train

Çelik ağızlı , küçük gül makasını kâğıdından çıkardı .

s-91

0091.train

Bir boşalmaya , ağız dolusu boşalmaya , soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım .

s-92

0092.train

Koşa badem sığmayan dar ağızlım .

s-93

0093.train

Allah ağzımızın tadını bozmasın .

s-94

0094.train

Çocuk haykırarak ağlamaya başlamıştı .

s-95

0095.train

Şu kara bahtıma ağlıyorum .

s-96

0096.train

İhtiyarlar , analar , çocuklar ağlaşıyor / Gökten geniş bir yürek matemimi taşıyor

s-97

0097.train

Ağrılı diş .

s-98

0098.train

Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak .

s-99

0099.train

Terbiyeli , tedbirli , ağzı sıkı , aklı başında bir hizmetçi arıyorlar .

s-100

0100.train

Ben yeni tanıdım ama , kızın eski ahbapları imişler !