s-201
| Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya , sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş . |
s-202
| Bir an evvel toplanalım ki işler yürümeye başlasın . |
s-203
| Bir atımlık saçma . |
s-204
| Tavla , domino ve muhtelif kâğıt oyunlarından başka bir şey bilmediği için bir baltaya sap olamamıştı . |
s-205
| Birbirimizi yiyecek zaman değil çocuklar . |
s-206
| Adam hesabına koyup bir hatır sormaz , bir çift lakırtı etmezler . |
s-207
| Bir çuval inciri berbat etmişlerin süklüm püklümlüğüyle müfettişin yanına çıktı . |
s-208
| Yaklaşmış pırıldayan şeye baktı . |
s-209
| Ege köylülerinin güneşe karşı başlarına sardıkları renkli iki poşu , bir dizi de deve çanı almıştı . |
s-210
| Çocuklar , yapmayın , etmeyin demekten bir hâl oluyorum . |
s-211
| Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutar kayıkçılar . |
s-212
| Bir hoşluğu var üstünde bugün / Dursun Ağa'nın / Biraz başı ağrıyor / Biraz dişi ağrıyor |
s-213
| Kaynının geceyi onlarda geçirmesinde vardı bir iş . |
s-214
| Bir keresinde başı polisle belaya girmişti . |
s-215
| Bir köşeye çekilip ölümü beklemek . |
s-216
| En militan muhaliflere kadar hepsi bir köşeye sinmedi mi ? |
s-217
| Bir müddet çocuklarının itişmesine baktılar ve onları alkışladılar . |
s-218
| Burnumuzun dibinde araba soydular , namusumuzu bir paralık ettiler . |
s-219
| Önce ayakta durup bir süre bakıştılar , sonra kız ona gülümsedi . |
s-220
| Tüccar deyince biz de onu bir şey sandık . |
s-221
| O size hiçbir şey yapamaz . |
s-222
| Bu yolculuğa bizi götürecek bir tek gemi bulamadık . |
s-223
| Yüzün de bir tuhaf olmuş senin . |
s-224
| Ah anacığım bir yaşıma daha girdim , dünyada her şey aklıma gelirdi de tefle ayı oynatmak gelmezdi . |
s-225
| Herkes bir yol tutturmuş kendince / Bir düzen kurmuş iyi kötü |
s-226
| Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı . |
s-227
| Cavit , babasının yanında bitiverdi . |
s-228
| Başta insanlar , bütün canlılarda elbette bitkilerde de bir biyolojik saat mekanizması bulunuyor . |
s-229
| Nankörler ! |
s-230
| Çocukluğumdan beri sık sık boğaz olurdum . |
s-231
| Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum . |
s-232
| Günün birinde bohçasını koltuğuna alıp kıyı mahallelerden birinde oturan ablası Fitnat Hanım'ın evine gitti . |
s-233
| Babamın Üsküp'ü terk etmek ve Selanik'e gidip yerleşmek hakkında verdiği karar ailemiz arasında bir bomba gibi patladı . |
s-234
| Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor muydu yoksa çocukcağız borca mı batıyordu ? |
s-235
| Hazır param var biraz , biliyorsun . |
s-236
| Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı . |
s-237
| Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor , onunla alay ediyorlar . |
s-238
| Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu . |
s-239
| Nasıl boş bulunup o gazeteci kızın resmini çekmesine imkân verdi ? |
s-240
| Ankara'ya giden hiçbir heyetin geri boş döndüğünü görmedik . |
s-241
| Amiralin sözlerine inanmak lazım , boş konuşmaz . |
s-242
| Huriye Hanım , kızının bu boşta gezer oğlana vardığı zaman üzüldü . |
s-243
| Hiç boya kullanmaz , az pudra sürerdi . |
s-244
| Eğer efendim , bir kelime yalanım varsa hükûmete karşı boynum kıldan incedir . |
s-245
| Biraz düşündükten sonra ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü . |
s-246
| Ah ayol , kadın bu yaştan sonra boynuz dikiyor diye ondan iğrenirler . |
s-247
| Hürrem Hakkı , Ferhunde'nin önünde boyun kırdı . |
s-248
| Gelsin de görsün bakalım . |
s-249
| Eğer fideleriniz nitelikli değilse boy verip yapraklandıkça , çiçek açtıkça , meyve verdikçe fideliğe kızmaya hakkınız yoktur . |
s-250
| Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi . |
s-251
| Uykusu bölük bölük oldu bu acayip gecede . |
s-252
| Acaba annen bize bir börek açar mı ? |
s-253
| Bugünden yarına yiyecek ekmeği olmayanlar için para ve mal her şeyden üstündür . |
s-254
| O yeşile çalan bulanıksı su içinde vapurun her tarafı büyümüş , kocamanlaşmıştı . |
s-255
| Çayları dağıtan çocuk , saat takındığı kolunu burkuk tutuyor ; herkes görsün , ilk kol saatini . |
s-256
| Bu takdirde hem kendilerini hem de milleti iğfal etmiş olurlar . |
s-257
| İnsan bir garip nesnedir . |
s-258
| İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir . |
s-259
| Bu kız ona bir tür büyü yapmış , çocuğun oturuşu , duruşu , konuşması , gülümseyişi , her şeyi değişmişti . |
s-260
| Feridun'un , kasıklarıma doğru indirdiği son bir tekme üzerine can havliyle onun gırtlağına atıldım . |
s-261
| Amcasının sırtını , canı gibi sevdiği sekiz yaşındaki Serdar'ı nasıl okşarsa öyle sıvazlıyor . |
s-262
| Sabaha kadar canına okur , gün ağardı mı zavallıyı ter içinde perperişan bırakır gider . |
s-263
| Korku , canını acıtacak , elle tutulur gözle görülür bir madde oldu . |
s-264
| Eskiden uzun seneler askerî rüştiyelerde hocalık etmiş olan bu adam , kim bilir ne kadar çocuğun canını yakmıştı . |
s-265
| Bin lira olur mu ? |
s-266
| Canlar ! |
s-267
| Bahar toprağa gene can verdi . |
s-268
| Bütün paran yok olur gider , cascavlak ortada kalırsın . |
s-269
| Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı . |
s-270
| İlaç cevap vermedi . |
s-271
| Martılar cıyak cıyak ederek dört yana savruldular . |
s-272
| Halkımız sanatçıyı baştan beri pek ciddiye almaz , ona bir delişmen gözüyle bakar . |
s-273
| İşgal kuvvetleri şu veya bu şekilde cinayetler işlemişlerdir . |
s-274
| Ayol , duydunuz mu ? |
s-275
| Bu dallardan kendimize atlar yapar , cirit oynar , yarışa çıkardık . |
s-276
| Coşumculara vergi bir nitelikle , kurtuluşu içinde yaşadığı kentin düşsel zamanlarına yönelik bir tutkuda arar . |
s-277
| Canı , cananı bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda |
s-278
| Çalışıp çabaladı , sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı . |
s-279
| Mitralyözler onu çapraza almış , kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı . |
s-280
| Bir kez böyle bir tesadüf gerçekleştikten sonra , çarpuk çurpuk aynalarla dolu bir salonda buluverdim kendimi . |
s-281
| Sağ taraftaki masadan çatık kaşlı külhaniyi gösterir . |
s-282
| Sesi anlamlı , söyledikleri içtendi ; bir iki yıl öncesinin sert , çatışmacı sesi değildi . |
s-283
| Onların nerelerde çekimser olduklarını müdür davranışlarından anlıyordu . |
s-284
| Siz çekirdekten yetişme bir gazetecisiniz . |
s-285
| Demir çekme kapının yedek anahtarını ona armağan edip usulca cebine soktu . |
s-286
| Varlığa yepyeni bir çeşni katan yepyeni bir ulus yaratacağım sizden . |
s-287
| Onlar da kendilerine göre bir çete savaşı yapmak hevesine düşmüş olabilirler . |
s-288
| Çene yarıştırmada ben seninle çıkışamam . |
s-289
| Biz , yolun üstünde , kasabanın çıkış yerinde boş bir handa otururduk . |
s-290
| Bu çelişki , kıyafetinin seçimi konusunda onu çıkmaza sokuyordu . |
s-291
| Rüzgâr vurdukça çın çın öten tabakların sesini dinleye dinleye uykuya geçtiler . |
s-292
| Bu çocuğu sekiz yaşındayken , araba boyacısına çırak vermişler . |
s-293
| Yere kuş gibi basardı . |
s-294
| Nuri'nin ustalıkla sardığı çift kâğıtlıdan içiyor , hayaller dünyasında gezinmeye başlıyordu . |
s-295
| Çisen çisen yağmur yağar çiçekler / Haziranda mavi nergis hâllenir |
s-296
| Ortada çok kitap var da çocuk edebiyatı açısından bakıldığı zaman durum umut kırıcı . |
s-297
| Dairedeki levazım müdürü çöpatlamazın biridir , diyorlar . |
s-298
| Yalın bir söyleyişin altında hemen hep çözümsüz kalan birtakım belirtkeler göze çarpıyor . |
s-299
| Bacağında çülakiden bir külot pantolon , sırtında şayaktan lacivert ceket . |
s-300
| İş bulamayanlar kahveden de dürülüp çıkarılırlarsa bilmem artık nereye giderler ? |