Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttest
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 2 - 101 of 1643 • previousnext

s-2 Kırmızı daha ağır basıyor .
s-3 Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz , ağır dururlar .
s-4 Bu şaka biraz ağır kaçtı .
s-5 Böyle bir suç işlendiğinde , aşkın ağırlaştırıcı nedenleri ne kadar hafifletici neden sayılır , bilmiyorum .
s-6 Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu .
s-7 Siyasi malumatları hep ağızdan kapma , kulak dolgunluğu şeylerdir .
s-8 Kolonya dökmekten , şeker tutmaktan iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu .
s-9 Kaçacağım , tövbeler olsun , bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı .
s-10 O içeride kızı dövüyor , biz burada ağlamalı oluyoruz .
s-11 Birkaç kişiyle , garip bir lisanla ağzı dolu dolu konuşmaya başladı .
s-12 Babam , ağzına hiç içki , sigara koymadı .
s-13 Hürriyet , müsavat diye herkesin ağzına bir parmak bal çaldılar .
s-14 Aleyhinde kim ne söylerse hemen ağızlarına tıkarlardı .
s-15 Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan aklını yüreğinden ayırması istenemez .
s-16 Bir kez ağzımdan çıktı , o fiyata vereceğim .
s-17 Ulan , ağzını topla !
s-18 Bütün bu lafları harfi harfine Fatma Hanım'ın ağzından kapmış , bana kendi sözleri imiş gibi tekrar ediyor .
s-19 Ortağım burada kocama basmış büyüyü , basmış büyüyü .
s-20 O şıllık basmış büyüyü , adamcağızın ağzını dilini bağlamıştı .
s-21 Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm .
s-22 Demek sen artık ağzının tadını bilmiyorsun !
s-23 Yazmaya başladığım günden bu yana ağzı süt kokan bir yazar olmaktan korkmuşumdur .
s-24 Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun !
s-25 Çevresi dövmeli gümüş taslar içinde içilen buzlu bir ahududu şurubunun bir yaz sonu ılıklığıyla dolu kokusuna doyum olmadığını söylerler .
s-26 Bu hikâye akılalmaz bir aptallıktan başka bir şey değildi .
s-27 Hiç unutmam , akıllı başlı sandığım bir tanıdığım , sırf tepkilerimi sınamak amacıyla aynı gecede on dakika içinde beni önce frijit , sonra lezbiyen , en sonunda da feminist olmakla suçlamış , tam isterikliğimde karar kılacakken uygun bir dille kapı dışarı atmıştı
s-28 Akılsızca bir davranış
s-29 Asker kaleye yürüdü .
s-30 Bulunduğum küçük odada sadece bir masa , dört iskemle ve akışsız , durağan bir zaman var .
s-31 Çocuğun bu geç saatte evden izinsiz çıkıp gitmesini aklım almıyor .
s-32 Affet Kâmuran , aklım başka yerdeydi .
s-33 Para harcayacak diye aklı çıkıyor .
s-34 Aklı her şeye eriyor , eli her işe yatıyor .
s-35 Leman'ın aklı gitti bu anda sinemaya .
s-36 Avrupalılar ordumuz aleyhine ne akıllarına gelirse söylerler .
s-37 Tartışma , grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi .
s-38 Aklımda kaldığına göre , Raşit çocukla aramızda ancak iki üç aylık bir fark var .
s-39 Hayatta güçlü olacaksın , parasız kalmayacaksın , aklını kullanacaksın .
s-40 Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez .
s-41 Bu kadar genç bir kızla evlenmek için Şakir amca aklını şaşırdı herhâlde .
s-42 Aklın olmadıktan sonra istediğin denli deneylerden geç .
s-43 Açarım bu işi .
s-44 Biraz şiir karıştırmış olanlardan çoğu içerler , akşamcılık ederlerdi .
s-45 Almadığım uyku hapı , gitmediğim akupunkturcu , medyum kalmadı .
s-46 Kaptan , gemiyi ağzına kadar doldurmuş , gemi yan yatmış , bir deniz çalkantısıyla alabora olmuş .
s-47 Odadaki eşya hep alan talan olmuş .
s-48 Hep şakaya almış , alaya vurmuştu ablasıyla eski kocasının savaşını .
s-49 Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur .
s-50 Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu .
s-51 İzmir'den gelmiş birtakım hanımlar onu kız sanıp alıcı çıktılar .
s-52 Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı .
s-53 Geniş alınlı , kırmızıya çalar , kahverengi saçlı , altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi .
s-54 Bir akşam ciğerci söve saya kondusundan çıktı .
s-55 Onun benimle ne alıp vereceği olabilir ?
s-56 Alışkı edindik , öğleden evvel ve ikindiden sonra . çocuklar gibi tombala oynuyoruz .
s-57 Yaralanmıştı , ümitsizdi .
s-58 Batıla alkış tutanların karşısına geçip hata eylediğimi yeni yeni öğrenmiş bulunuyorum .
s-59 Allah ! ne de yakışmış .
s-60 Burada yol gösterecek bir Allah'ın kulu yok mu ?
s-61 Misilsiz Mehmetçiğin süngüsü ucunda Allah Allah diye bir ses ihtizaz eder .
s-62 Almazlandım gerçi ama üsteleyip elime para bile sıkıştırdı .
s-63 Babasından kalan servetin altından girip üstünden çıkmıştı .
s-64 Altından kalkamayacağı suçlamalar ileri sürdüler .
s-65 O zamanki Boğaziçi'nin turizm idaresi yok fakat turistleri çoktu .
s-66 Yaşayışıyla konağa bağlıyken , gönlüyle alt katmanların trajik yaşamlarına eğilecektir .
s-67 Adam hiç alttan almıyor , o da ona veryansın ediyor .
s-68 Kıydınız yavrucağa .
s-69 Fakat ne amca oğlu ne de hamallar bunu kavrayabildiler .
s-70 Doğduğuma pişman olacak kadar sıkıntı çektim .
s-71 Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar , anasını ağlatırım .
s-72 Onlara göre yaşlı yazarların anısal birikimi daha fazlaydı .
s-73 Yaşamı her yönden yalnızlığa yaslanmış olan bu kadına tek çocuğun bile anlayış gösterdiğini sanmam .
s-74 Anne olmak için çok gencim , çocuk resim yapmama engel olur , demiş .
s-75 Kâzım'ın aptalsı bir gurur oturmuş yüzüne .
s-76 Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahiret kardeş hatun kişiler , şimdi birbirlerini çekemiyor , birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı .
s-77 Polis şüphelinin üzerini aradı
s-78 Normal otomobil değil de yabansı boyutlarda arazi otomobili kullanmak moda oldu .
s-79 Gidiş gelişin ardı hiç kesilmiyor .
s-80 Beş gün belinin , kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti .
s-81 Motor bir arıza yaparsa gemi kayalara çarpar , paramparça oluruz .
s-82 Zaten aylardan beri yüreğine dertler , endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor , yüreğinde bir erime , bir tükenme hâli seziyordu .
s-83 Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış .
s-84 Hatta kimi Alman eleştirmenler , ' Dilimizi tazeledi ' diye Özdamar'ı övdü .
s-85 Bak , o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye .
s-86 Çocuk oyunlarının büyük çoğunluğu gibi heyecanı artırma zamanı geldi .
s-87 Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş .
s-88 Durup soluklanmadan aslanlı kapısıyla övünmeye başladı .
s-89 Ailemizin emektar Arap halayıklarından biri de bize aşçılık etmekteydi .
s-90 Meltemler tanrısı aşka gelip bu yeni varlığı yelpazelemeye koyuldu .
s-91 Olanlardan sonra yine atadan babadan gördüğümüze döndük .
s-92 Bir sözden , bir asker geçişinden , bir düşünceden yüreği parlar , gönlü ateş alır .
s-93 Taş ocağın üstünde , ateşe vurduğu güveçten , kaynayan etin kokusu geliyordu .
s-94 Alnı , yanakları ateş gibi yandığı hâlde vücudu tir tir titriyor , dişleri birbirine çarpıyordu .
s-95 Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu .
s-96 Başka ulusların kabahatleri ne olursa olsun , dost ve düşman bize nasıl dil uzatırlarsa uzatsın .
s-97 Aldığım avansı olduğu gibi sana bırakıyorum .
s-98 Onun avaz avaz çaldığı radyo türkülerine usul klasik müzikle yanıt veriyoruz .
s-99 Kasabadan Bilâl Efendi'yi avukat tuttular .
s-100 Yeniden ayağa kalkıyorum , pencereye kadar gidiyorum .
s-101 Bütün kahve halkı ayağa kalkıyor .

Text viewDownload CoNNL-U