s-801
| Ne oldu ki Ömer ağa , dedi . |
s-802
| Oğlum , ben karanlığa kubur sıkmam . |
s-803
| Şu sarı başlıklı kız iyi kulaç atıyor . |
s-804
| Eski bekçiler . mahalleyi kollamalı , kim hastadır , kim yatalaktır , kim yüzünü Hazret'e çevirmiş , kimin gözü toprağa bakıyor , bunları bilmeli , kulağı kirişte olmalı . |
s-805
| Savcı , kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı . |
s-806
| Kulakları patlatan bir ses bütün ormanı , bütün kuşları , bütün dünyayı susturdu . |
s-807
| Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü |
s-808
| Öbür seferler arkasında Servet Bey vardı ; bir kulpunu bulur , uzattırıverirdi mühletleri . |
s-809
| Samimi bir acıma hissiyle mi , yoksa o çok değerli elmas broşun sahibi olmak için mi bu kumpasa dâhil olduğuna karar verememişti . |
s-810
| Muhakkak bir ihanete kurban gitmiştir . |
s-811
| Nişan töreninde kırmızı kurdele kestik . |
s-812
| Suriye'de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu . |
s-813
| Kurşunu yer yemez , kayalardan aşağı yuvarlanmış leşi , ta derenin kucağına ! |
s-814
| Köse Mümeyyiz öyle denemeden kuru gürültüye pabuç bırakır takımından değildi . |
s-815
| Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı . |
s-816
| Sokağa çıkmak , çocukların arasına karışmak için pencerede , kafeste kuş gibi çırpınırım . |
s-817
| Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok , birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor . |
s-818
| Görürseniz , duyarsanız kuşun kanadıyla haber salın demedik mi ? |
s-819
| Küçük ölçüde kuvars kristalinin titreşimleri olmasa , hepimizin kullandığı kuvarslı saatler yapılamazdı . |
s-820
| Acı poyraz kuvvetle esiyordu . |
s-821
| Birçok macuncuyla tartışır , en güzel kuvvet macununun hangisi olduğunu büyük bir sabırla araştırır idi . |
s-822
| Ama hâlâ bilet var diye bekleyen en aşağı beş bin kişi güzel bir kuyruk yapmışlar . |
s-823
| Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar . |
s-824
| Protokol kaidelerini , çok zaman , bir yana atıp küçükle küçük , büyükle büyük olmasını biliyordu . |
s-825
| Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak , göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir . |
s-826
| Sağ olup da bu hâli görseydi , o anda külçe mi kesilirdi acaba , yoksa oynatıverir miydi ? |
s-827
| Bizim kuşağın yaşamış olduğu kültür şokunun en çarpıcı belirtileri dilde değil ; sözcüklerin yansıttığı kavramlarda . |
s-828
| Geçen sene künyesi geldi , dedi . |
s-829
| Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar . |
s-830
| Oluruna bırak gençtir , derim / Hevesini alsın sokaklardan |
s-831
| Müsteşar bile sözüne itiraz edemiyor diye lafa karışıyor . |
s-832
| Yüzüm biraz değişmiş olmalı ki Hayri sözünü çevirdi . |
s-833
| Bu meslekte neler gördük biz diye yuvarlayarak lafı değiştiriyorum . |
s-834
| Lafımı yemem avrat , dedi , kafam kızdı mı tövbe lafımı yemem ! |
s-835
| Arkadaşının taktığı bu lakabı , Ger Ali , soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum . |
s-836
| Köylü ile Gülsüm , çocukları o kadar eğlendirmişti ki sofrada hep onların lakırtısını ediyorlar , durmadan gülüyorlardı . |
s-837
| Birbirine lakırtı yetiştirmeye , cevap bulmaya çalışıyorlar . |
s-838
| Bir sabah lanet olsun , dedim , yaptığım iyilik gözüne dizine dursun ! |
s-839
| Bütün işkencelerime eziyetlerime rağmen yine benimle laubali oluyordu . |
s-840
| Nuruosmaniye Semti'ndeki kârgir evinden , hastalarına lavaj yaparken , siyah çarşafını taktırarak bir kupa arabasına bindirip acele gitmişlerdi . |
s-841
| Elenmiş , tertemiz unu leğençe denilen küçük leğene boşalttı . |
s-842
| Annemi kıskanıyor , bana leke sürmek istiyor . |
s-843
| Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi . |
s-844
| Onların öyle lort gibi kurulup durduklarına bakmayın . |
s-845
| Sekiz maddelik rapor hazırlandı . |
s-846
| On beş yıl hapse mahkûm ettiler . |
s-847
| Fakat mensup olduğu içtimai sınıf , musiki ile hayatını kazanmayı ayıp saydığı için işsizliğe mahkûm olmuştu . |
s-848
| Avluda neden bir köşede muhasara altına alındığımı o vakit anlamıştım . |
s-849
| Şehir son elli yılda zaten mahşerleşmişti . |
s-850
| Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul , biraz daha dürüst , biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır . |
s-851
| Yolun iki tarafına arabalar park ettiği için çöp kamyonu kolay manevra yapamaz ve muhakkak trafik kilitlenirdi . |
s-852
| . bütün köpekler sanki manyetize olmuş gibi iki geçeli dizilmişler . |
s-853
| Bugünlerde başım zaten dertte , bir de sen marazlık etme ! |
s-854
| İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır , arabadaysa camları kapatır . |
s-855
| Şu kendini bütün memlekete maskara eden münevver züppenin eksik tarafı millî şuurdan başka nedir ? |
s-856
| Esrarcılar boğula boğula öksürürler , duman içinde kalırlar , duman olurlar . |
s-857
| Kalbimde bir kusurla doğmuşum ben ; bugün böylelerine mavi çocuk diyorlar , bu deyim o zaman yoktu . |
s-858
| O zaman annem nereden bilsin benim bir gün en güçlü mavi yolcu olacağımı ? |
s-859
| Elbisesine hiç uymayan ayakkabılarına çok güldüm . |
s-860
| Bununla , taş atan çocuğun mazur olması icap etmez . |
s-861
| Aile denilen bu kurum , medarımaişet motorunun yürümesi için gereken para demektir . |
s-862
| Nedim hakikaten kendisinden sonra yetişen pek çok şairleri meftun etmişti . |
s-863
| Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu . |
s-864
| Birader hafif bir yükümüz var , Aksaray'a götürürsen seni memnun ederiz . |
s-865
| Pencereyi açıp gözünün önünde oyalı yeşil mendil mi atacağım Ferit'e ? |
s-866
| Hayatımda hiçbir zaman menfaat gütmedim , paragözlü olmadım . |
s-867
| Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın . |
s-868
| Kızın en çok merakını uyandıran şey , Hasan'ın yeni kıyafetiydi . |
s-869
| Aşklarının düşüncesi artık lerze değil yeis ve meraret veriyordu . |
s-870
| Bir oturun bakalım , bir merhaba edelim ! |
s-871
| Kadınlar ve çocuklar , hep bu sesin arkasından koşuyorlar belki eğleniyorlar belki merhametsiz oluyorlar . |
s-872
| Giderken ona bir mesaj bırakmamış , haber de vermemiş . |
s-873
| Kavuklarını kaldırıp usturayla tıraş edilmiş başlarını mesh ederlerdi . |
s-874
| Suçuna bakmadan bir de bu vaziyetten beni mesul tutmak istiyor , kabahati bana yüklüyor . |
s-875
| Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu . |
s-876
| İster misin ağlayım şimdi senin önünde ? / Bir hakanın en metîn olacağı bir günde |
s-877
| İşte Galip , böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi . |
s-878
| Burada gördüğümüz kuru otlar , bu evin çatısını teşkil ediyor |
s-879
| Sonra sultanın cevabına meydan vermeden döndü . |
s-880
| Her dilbere meyil verme / Ya sevilir ya sevilmez |
s-881
| Bir ümidin çıkmaması , insanın ikinci defa meyus olması demektir . |
s-882
| Bu su içilir mi ? |
s-883
| Zengin mi zengin ! |
s-884
| Sorulsa , nasıl bir hayatı seviyorsun , diye , mırın kırın eder , hiçbir şey anlaşılmaz . |
s-885
| Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün , artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş . |
s-886
| Dibinde , kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı . |
s-887
| Bu soru kafasına takıldıkça gülüşü mide spazmı geçirir gibi oluyordu . |
s-888
| Vicdan'ın babası yeni ölmüştü , millîcilerin Alaşehir'de güçlendiğini görmeden . |
s-889
| Bana karşı gösterilen bu güven ve sevgiden dolayı çok minnet duymama rağmen , siyasi hayata atılmak istemiyordum . |
s-890
| Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor . |
s-891
| Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer . |
s-892
| Bir değil , birkaç misafiri dahi ağırlayabiliriz . |
s-893
| Cemile sekiz , on gün çiftlikte misafir kalacaktı . |
s-894
| Muhabbet kantarla , alışveriş miskalle . |
s-895
| Bir tuğla işçisi kerpiç kalıbını kapmış , karısının sırtında model çıkarmış , kadın ciyak ciyak . |
s-896
| Otobüs , yol üzerinde bir kasabanın çarşısında yarım saat mola vermişti . |
s-897
| İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti . |
s-898
| Ben de hastaları muayene ettiğim küçük odada yatıp kalkacağım . |
s-899
| Millî hareket bu son bir sene zarfında o kadar süratli bir mucize gösterdi ki büyüklüğüyle gözleri kamaştırıyor . |
s-900
| Cennet denilen şeyin bir gün gelip insanlara mukadder olabileceğini düşündüm . |