Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Partdev
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 801 - 900 of 1646 • previousnext

s-801 Ne oldu ki Ömer ağa , dedi .
s-802 Oğlum , ben karanlığa kubur sıkmam .
s-803 Şu sarı başlıklı kız iyi kulaç atıyor .
s-804 Eski bekçiler . mahalleyi kollamalı , kim hastadır , kim yatalaktır , kim yüzünü Hazret'e çevirmiş , kimin gözü toprağa bakıyor , bunları bilmeli , kulağı kirişte olmalı .
s-805 Savcı , kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı .
s-806 Kulakları patlatan bir ses bütün ormanı , bütün kuşları , bütün dünyayı susturdu .
s-807 Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü
s-808 Öbür seferler arkasında Servet Bey vardı ; bir kulpunu bulur , uzattırıverirdi mühletleri .
s-809 Samimi bir acıma hissiyle mi , yoksa o çok değerli elmas broşun sahibi olmak için mi bu kumpasa dâhil olduğuna karar verememişti .
s-810 Muhakkak bir ihanete kurban gitmiştir .
s-811 Nişan töreninde kırmızı kurdele kestik .
s-812 Suriye'de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu .
s-813 Kurşunu yer yemez , kayalardan aşağı yuvarlanmış leşi , ta derenin kucağına !
s-814 Köse Mümeyyiz öyle denemeden kuru gürültüye pabuç bırakır takımından değildi .
s-815 Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı .
s-816 Sokağa çıkmak , çocukların arasına karışmak için pencerede , kafeste kuş gibi çırpınırım .
s-817 Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok , birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor .
s-818 Görürseniz , duyarsanız kuşun kanadıyla haber salın demedik mi ?
s-819 Küçük ölçüde kuvars kristalinin titreşimleri olmasa , hepimizin kullandığı kuvarslı saatler yapılamazdı .
s-820 Acı poyraz kuvvetle esiyordu .
s-821 Birçok macuncuyla tartışır , en güzel kuvvet macununun hangisi olduğunu büyük bir sabırla araştırır idi .
s-822 Ama hâlâ bilet var diye bekleyen en aşağı beş bin kişi güzel bir kuyruk yapmışlar .
s-823 Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar .
s-824 Protokol kaidelerini , çok zaman , bir yana atıp küçükle küçük , büyükle büyük olmasını biliyordu .
s-825 Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak , göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir .
s-826 Sağ olup da bu hâli görseydi , o anda külçe mi kesilirdi acaba , yoksa oynatıverir miydi ?
s-827 Bizim kuşağın yaşamış olduğu kültür şokunun en çarpıcı belirtileri dilde değil ; sözcüklerin yansıttığı kavramlarda .
s-828 Geçen sene künyesi geldi , dedi .
s-829 Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar .
s-830 Oluruna bırak gençtir , derim / Hevesini alsın sokaklardan
s-831 Müsteşar bile sözüne itiraz edemiyor diye lafa karışıyor .
s-832 Yüzüm biraz değişmiş olmalı ki Hayri sözünü çevirdi .
s-833 Bu meslekte neler gördük biz diye yuvarlayarak lafı değiştiriyorum .
s-834 Lafımı yemem avrat , dedi , kafam kızdı tövbe lafımı yemem !
s-835 Arkadaşının taktığı bu lakabı , Ger Ali , soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum .
s-836 Köylü ile Gülsüm , çocukları o kadar eğlendirmişti ki sofrada hep onların lakırtısını ediyorlar , durmadan gülüyorlardı .
s-837 Birbirine lakırtı yetiştirmeye , cevap bulmaya çalışıyorlar .
s-838 Bir sabah lanet olsun , dedim , yaptığım iyilik gözüne dizine dursun !
s-839 Bütün işkencelerime eziyetlerime rağmen yine benimle laubali oluyordu .
s-840 Nuruosmaniye Semti'ndeki kârgir evinden , hastalarına lavaj yaparken , siyah çarşafını taktırarak bir kupa arabasına bindirip acele gitmişlerdi .
s-841 Elenmiş , tertemiz unu leğençe denilen küçük leğene boşalttı .
s-842 Annemi kıskanıyor , bana leke sürmek istiyor .
s-843 Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi .
s-844 Onların öyle lort gibi kurulup durduklarına bakmayın .
s-845 Sekiz maddelik rapor hazırlandı .
s-846 On beş yıl hapse mahkûm ettiler .
s-847 Fakat mensup olduğu içtimai sınıf , musiki ile hayatını kazanmayı ayıp saydığı için işsizliğe mahkûm olmuştu .
s-848 Avluda neden bir köşede muhasara altına alındığımı o vakit anlamıştım .
s-849 Şehir son elli yılda zaten mahşerleşmişti .
s-850 Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul , biraz daha dürüst , biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır .
s-851 Yolun iki tarafına arabalar park ettiği için çöp kamyonu kolay manevra yapamaz ve muhakkak trafik kilitlenirdi .
s-852 . bütün köpekler sanki manyetize olmuş gibi iki geçeli dizilmişler .
s-853 Bugünlerde başım zaten dertte , bir de sen marazlık etme !
s-854 İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır , arabadaysa camları kapatır .
s-855 Şu kendini bütün memlekete maskara eden münevver züppenin eksik tarafı millî şuurdan başka nedir ?
s-856 Esrarcılar boğula boğula öksürürler , duman içinde kalırlar , duman olurlar .
s-857 Kalbimde bir kusurla doğmuşum ben ; bugün böylelerine mavi çocuk diyorlar , bu deyim o zaman yoktu .
s-858 O zaman annem nereden bilsin benim bir gün en güçlü mavi yolcu olacağımı ?
s-859 Elbisesine hiç uymayan ayakkabılarına çok güldüm .
s-860 Bununla , taş atan çocuğun mazur olması icap etmez .
s-861 Aile denilen bu kurum , medarımaişet motorunun yürümesi için gereken para demektir .
s-862 Nedim hakikaten kendisinden sonra yetişen pek çok şairleri meftun etmişti .
s-863 Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu .
s-864 Birader hafif bir yükümüz var , Aksaray'a götürürsen seni memnun ederiz .
s-865 Pencereyi açıp gözünün önünde oyalı yeşil mendil mi atacağım Ferit'e ?
s-866 Hayatımda hiçbir zaman menfaat gütmedim , paragözlü olmadım .
s-867 Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın .
s-868 Kızın en çok merakını uyandıran şey , Hasan'ın yeni kıyafetiydi .
s-869 Aşklarının düşüncesi artık lerze değil yeis ve meraret veriyordu .
s-870 Bir oturun bakalım , bir merhaba edelim !
s-871 Kadınlar ve çocuklar , hep bu sesin arkasından koşuyorlar belki eğleniyorlar belki merhametsiz oluyorlar .
s-872 Giderken ona bir mesaj bırakmamış , haber de vermemiş .
s-873 Kavuklarını kaldırıp usturayla tıraş edilmiş başlarını mesh ederlerdi .
s-874 Suçuna bakmadan bir de bu vaziyetten beni mesul tutmak istiyor , kabahati bana yüklüyor .
s-875 Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu .
s-876 İster misin ağlayım şimdi senin önünde ? / Bir hakanın en metîn olacağı bir günde
s-877 İşte Galip , böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi .
s-878 Burada gördüğümüz kuru otlar , bu evin çatısını teşkil ediyor
s-879 Sonra sultanın cevabına meydan vermeden döndü .
s-880 Her dilbere meyil verme / Ya sevilir ya sevilmez
s-881 Bir ümidin çıkmaması , insanın ikinci defa meyus olması demektir .
s-882 Bu su içilir mi ?
s-883 Zengin mi zengin !
s-884 Sorulsa , nasıl bir hayatı seviyorsun , diye , mırın kırın eder , hiçbir şey anlaşılmaz .
s-885 Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün , artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş .
s-886 Dibinde , kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı .
s-887 Bu soru kafasına takıldıkça gülüşü mide spazmı geçirir gibi oluyordu .
s-888 Vicdan'ın babası yeni ölmüştü , millîcilerin Alaşehir'de güçlendiğini görmeden .
s-889 Bana karşı gösterilen bu güven ve sevgiden dolayı çok minnet duymama rağmen , siyasi hayata atılmak istemiyordum .
s-890 Kendine minnettar kalan ahalinin elleri üzerinde geziyor .
s-891 Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer .
s-892 Bir değil , birkaç misafiri dahi ağırlayabiliriz .
s-893 Cemile sekiz , on gün çiftlikte misafir kalacaktı .
s-894 Muhabbet kantarla , alışveriş miskalle .
s-895 Bir tuğla işçisi kerpiç kalıbını kapmış , karısının sırtında model çıkarmış , kadın ciyak ciyak .
s-896 Otobüs , yol üzerinde bir kasabanın çarşısında yarım saat mola vermişti .
s-897 İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti .
s-898 Ben de hastaları muayene ettiğim küçük odada yatıp kalkacağım .
s-899 Millî hareket bu son bir sene zarfında o kadar süratli bir mucize gösterdi ki büyüklüğüyle gözleri kamaştırıyor .
s-900 Cennet denilen şeyin bir gün gelip insanlara mukadder olabileceğini düşündüm .

Text viewDownload CoNNL-U