Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Partdev
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi

Select a sentence

Showing 701 - 800 of 1646 • previousnext

s-701 Herifçioğlu tınmadı bile .
s-702 Akşamları yemek yemiyor , kahvaltı ediyoruz .
s-703 Basıyorlar kalayı bize , değil mi ?
s-704 Bir gün kalbini İclal'a açtı .
s-705 Merkez azaları , âyandan birkaç kişi , mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı .
s-706 Kentin kaldırım taşlı sokaklarından kalınlı inceli insan sesleri ile kabaralı adımlar duyuldu .
s-707 Kurtuluş Savaşı boyunca ciltler tutacak ölçüde telgraf yazışmaları hep kendi kaleminden çıkmıştır .
s-708 Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar , fıkra yazarları , sanat eleştiricileri yetişir .
s-709 Dolayısıyla ne zaman çözüleceğini tahmin edemeden , öylece kalıverirsiniz .
s-710 Düşmanın kalpgâhına hücum etti .
s-711 Pantolonunu , ceketini fırlatır , kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur , düşünürdü .
s-712 Öndeki dükkân gerçek faaliyetlerini kamufle etmek için kullandıkları bir vasıtaydı .
s-713 Komşunun kazları birikintilerde kanat çırpıp bağırıyordu .
s-714 Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı .
s-715 Yaptığınız yürüyüş , başka zamanlarda kan tere batmadan yapılacak işlerden değildir .
s-716 Bu kaotik şehrin en fazla , zaman tanımayan solumasını seviyordu .
s-717 Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır .
s-718 Nihayet yorgunluktan sızıp kalıncıya kadar kendimi bu buhrana kapıp koyuverdim .
s-719 Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü .
s-720 Yeni park gazinosunda kasabanın meşhur karadut şerbeti ile beraber bir parça da içki içilir .
s-721 İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin .
s-722 Gericiliği , insanlara kara sürme suçlamalarını kabul etmedi .
s-723 Sizi kaptan bir filika ile karaya çıkarır .
s-724 Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü .
s-725 Nasihat , tehdit hiçbiri kâr etmedi .
s-726 Sen patrona karın tokluğuna kayıkta miçoluk etmek üzere gelip uyuyakaldığını söyle .
s-727 Buraların girdisini çıktısını , deliğini kovuğunu karış karış bilir .
s-728 Adamı boyu ile , jestleri ile zalimce karikatürize ediyor .
s-729 Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş .
s-730 Felaket bununla bitmemiş , üç ay sonra karnı büyümeye başlamış .
s-731 Biz burada sıcaktan , gelsin karsanbaç gitsin gazoz , dondurma ancak dayanıyoruz sıcağa .
s-732 Hasta binlerle , bakan yok ; diriler çırçıplak / Ölüler kaskatı olmuş , hani kim kaldıracak ?
s-733 Karşılarına geçip cır cır etmeseler de şu oğlan , şu yedi kat yabancı oğlan gibi kaşmerlik etseler olmaz mıydı ?
s-734 Atları Rus katanalarını andırır , arabası çangıl çungul etmez .
s-735 Harun sarhoşluğun sinirliliğiyle yine göbek ve gerdan titreterek katmerli katmerli gülmeye başladı .
s-736 Ay'ın kavuşum dönemi 29 gün , 12 saat , 44 dakika ve 3 saniye sürer .
s-737 Ev sahipleri misafirlerini tanıştırmakta pek kayıtsız olduklarından ben kendimi kıza tanıttım .
s-738 Yalnız ortada tef çalan , bunların arasına kaza ile düşmüş gibi .
s-739 Bu yaşa geldim , Allah'a bin şükür , namazımı kazaya bırakmadım .
s-740 Dünyaya kim kazık dikecek ?
s-741 Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar .
s-742 Bahçesi yeniden keleme olmuş , duvarları da yıkılmış yahut komşular yıkmışlar ki hayvanlar otlasın .
s-743 Kelepçi kızlar da bankodakiler gibi , fazla iplik kopmasından şikâyetçiydiler .
s-744 İşi besbelli aceleymiş .
s-745 Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim , siz de bana kemançeyi öğretin .
s-746 Genç , ihtiyar , hepsi tüysüz tüysüz , gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur .
s-747 Hayalperest kendi âlemine dalmışken uyanmasına imkân yoktur .
s-748 Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım yavrum ?
s-749 Onun perişan kalbine ölümden beter bir felç illetini , kendini aşağı görme ukdesini yerleştirmiştir .
s-750 Kendini , çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz , ter boğmasına uğradı .
s-751 Onlar benim dostlarım , kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil .
s-752 Düşünen filozof yeryüzü yaşamasına sımsıkı bağlı bu maddeci görüşten sıyıramıyor kendini .
s-753 Terbiye öğretmenimden öğrendiğim usullerle kendimi uzun uzun yokluyorum .
s-754 Bu mevsimde kızlar ikişer , üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı .
s-755 İstanbul balıklı şehirdir , balıkçı şehirdir ; bu yüzden kerteriz defterleri yazılmıştır .
s-756 Sizi fena alıştırmışlar .
s-757 Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim ?
s-758 Kuyruğum sıkıştı , gelsin Aysel , gelsin Ömer !
s-759 Kapalı panjurların ardında , ayıp şeyler anlatıp kıkır kıkır gülüyorlar .
s-760 Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez .
s-761 Yüzlerini görür görmez , aşağıdaki misafirlerinin kıratlarını ölçmüştüm .
s-762 Alnı da bir enlemesine , bir dikine kırış kırış oluyordu .
s-763 Kırk kere gitti geldi .
s-764 Kısadan giderivermiş vaatle düze indirdiği adamın merakını .
s-765 Şimdi genç değil , şöyle kırkını , kırk beşini aşmış , efendiden , ağırbaşlı bir kısmet bekliyor .
s-766 Yumurtayla zeytinyağı kıvamını bulunca bir kaşıkla onu soğumuş levreğin üstüne gezdireceksin .
s-767 Sular , sandalı kıyıya atıyordu .
s-768 Kız başına İstanbullarda yaşayıp okumana evet diyemezmiş .
s-769 Tatmin olmamış bir sanatçı öfkesiyle eski arkadaşlarına kızıp duruyordu .
s-770 Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş .
s-771 evime kilit kürek ol diye onun sırtını okşar .
s-772 Bambu ağacından takım kim , ben kim ?
s-773 Sıla kimya olmuş burnuma tüter / Yol ver dağlar ben sılaya gideyim
s-774 Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz .
s-775 Erkekler bütün gün bahçelerinde bağ budar , gül aşılar , kirizma yaparlar .
s-776 Şeref , Ankara'da açacağı ikinci kişisel sergisiyle meşgul .
s-777 İsterseniz bu sakınganlığımı klostrofobik olmama bağlayabilirsiniz .
s-778 Kofti ne kanundan kaçar ne nizamdan ; kanunu da nizamı da kendisine uydurur .
s-779 Polis düdükleriyle yeniden fırladım .
s-780 Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar , hafif hafif kolan vuruyorlardı .
s-781 Ellerin elçekli gelin / Kolların kolçaklı gelin
s-782 Aldatılmak bir kadın için ne müthiş şey , takdir edersiniz .
s-783 Ben de duracak değilim ya !
s-784 Kızların ikisi japone kollu , üçüncüsü resmen kombinezonluydu .
s-785 Bir kondum vardı , onu sattım ve yarışmaya katılmak için buraya geldim .
s-786 Türk Ocağında bir de konferans vermiş olduğunu hatırlatırım .
s-787 Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim .
s-788 Salih yazıyor , ben boyuna kopya ediyordum .
s-789 Korktuğu başına gelmiş ve o koskoca Nahit Bey ipin ucunu kaçırarak dillere destan olmuştu .
s-790 İnce belini önden bağcıklarla bağlanmış bir korsaj sıkmıştı .
s-791 Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor .
s-792 Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk'ı okuyor , hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı .
s-793 Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz , çevirmediği dolap kalmıyordu .
s-794 Bizimkilerin de amacı aynı / Doğan güneşle birlikte kökünüzü kazıyıp / Yeryüzünde bırakmamak izinizi
s-795 Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz .
s-796 Politikacılar onun olumlu isteklerini kös dinler mi , dinlemezler mi o zaman görürüz .
s-797 Köşe bucağa dağılmış ürkek hizmetçilerini çağırır .
s-798 Koca Sinan'ın en önemli yapısı bu durumda olursa köşede bucakta kalmış olanlara selam olsun !
s-799 Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz .
s-800 Ben başladım kötü kötü düşünmeye .

Text viewDownload CoNNL-U