s-3
| Usta ağır çekim geldi . |
s-4
| Kimse , dört çocuklu bir aileye ev vermek istememiş . |
s-5
| Hakem tarafından verilen kırmızı kart ağır kaçtı . |
s-6
| Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz . |
s-7
| Çocuklar sanki söz birliği etmişçesine ortadan yok olmuşlar . |
s-8
| Gelgelelim Akif , Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır . |
s-9
| Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş . |
s-10
| Bana ne , onun sarı , parlak bir kumaşa sarınmış , ağlak suratlı bodur karısından ? |
s-11
| Kızları gördün , ağzın dilin tutuldu gayri . |
s-12
| Fakat yalnız kaldıkları vakit ağzı kilitlendi ve tek gözü de Gülizar'ı görmez oldu . |
s-13
| Ali Usta bu nefis kuzudan değil , öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koymadı . |
s-14
| Bir biçimine getirip benimle Samim'e de veriştiriyormuş . |
s-15
| Yapılacak şey ehemmiyetsizce bir pansuman ama ağızlarına yüzlerine bulaştırmalarından korkuyorum . |
s-16
| Siz buraya bizi eğlendirmeye mi geldiniz yoksa ağzımızdan burnumuzdan getirmeye mi ? |
s-17
| O , köylülerin ağzından girip burnundan çıkmayı mükemmel becerir . |
s-18
| Sen onun için en fena tabirleri kullanıyorsun , asabisin , ağzından çirkin şeyler kaçırıyorsun . |
s-19
| Fakat bu inat , Emine'nin çenesini açmış ; kızın ne kadar kusuru varsa babasından geldiğini söylerken , Tevfik'e ağzını açmış , gözünü yummuştu . |
s-20
| Bütün yapma inceliğine karşın kabaydı karısına karşı . |
s-21
| Yine o değişmeyen ızdırap ile ağzını mühürler . |
s-22
| Onca yıl gurbetin kahrını , gâvurun ağzının kokusunu çekmiştik . |
s-23
| Evvela ağzını topla ! |
s-24
| Sözümüzde durmuştuk , benzeme bahsine girmedik . |
s-25
| Ahir ömründe ilk defa siyasi bir mesele çözüyordu . |
s-26
| Şöyle bir iki parça , sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel , sefana bak . |
s-27
| Okulları akıllara şifa ele geçirmişler , televizyona el atmışlar . |
s-28
| Yiğitlik , delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu ? |
s-29
| Bu toprakların üzerinde benim ecdadım akıncılık ederken ne kadar mesut ve mağrur idiler . |
s-30
| Sessiz , hayatın durgun akıştığı bir arka sokak . |
s-31
| En akla hayale gelmeyen şeylere dikkat eder , bunları derler toplar ve umumi büyük neticeler çıkarır . |
s-32
| El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu . |
s-33
| Aklı hep evde , Gülsüm'deydi . |
s-34
| Bir sihirbaz inceliği ile başlayan iş , bir hamal kabalığı ile bitirilmeli ki neticeye aklı ersin . |
s-35
| Aklı fikri bostanda olduğu için bunlardan nasıl ayrılacağını tekrarlıyordu . |
s-36
| Ağzımı aradı , rahat mıydım , burada okuyacağımı aklım kesmiş miydi ? |
s-37
| Ve birdenbire o kendini , şimdiye kadar gelmediği , böyle olacağını aklına bile getirmediği bir yerde buldu . |
s-38
| Söyledikleri aklıma yattı , eli ayağı düzgün , iyi bir Türk kızı bulup evlenebilir , geç de olsa çoluk çocuğa karışabilirdim . |
s-39
| Ben senin yengenim , amcanın karısıyım , bunu sakın aklından çıkarma ! |
s-40
| Âşık olunca aklının ayarını bozanları çok gördüm ama Ethel benliğini yitirmişti düpedüz . |
s-41
| Allah Allah , bu adam gittikçe aklını oynatıyor . |
s-42
| Aklını yorma , bulamazsın . |
s-43
| Söylediklerimin doğru olabileceğine aklı yatmaya başladı . |
s-44
| Çok büyük ve beklenmedik bir aksilik çıkmazsa köprü ayağına oturacaktır . |
s-45
| Stadyum kapısında akşamlayan , Keloğlan'la sabahlayan adamdan muhtar olur mu ? |
s-46
| Ok gibi taa Viyanalara kadar gelmişsiniz ama şimdi akünüz bitmiş , yürümeye korkuyorsunuz . |
s-47
| Alacağım olsun , bir daha geldiğimde kahvenizi içerim . |
s-48
| Her on yılda bir , geçmişten bu yana süregelen edebiyatı alaşağı ediyoruz . |
s-49
| Son yirmi yılın matematikçileri bilimlerine albeni verebilmek için yeni bir matematik buldular . |
s-50
| Artık koridorda ufak bir gürültü olsa Leman Hoca'nın ikazı ile evvelden işaretlediğimiz La pipe Turque sayfasını açıp alesta bekliyorduk . |
s-51
| Çıplak , kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al , moru mor bir telaşla geliyordu . |
s-52
| Şimdiye kadar pek alıcı gözüyle bakmamıştı . |
s-53
| Halk sanatçısı olduğuna inandığım bu aktörden alımladığımı özetlemeye çalışacağım . |
s-54
| Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi |
s-55
| Lisan kursunu filan alıp sattığı yokmuş . |
s-56
| Bu kasıt tertibi , aramızı bozabilecek bir cinayet davasının alıp yürümesine , dallanıp budaklanmasına yol açtı . |
s-57
| Hayatın alışkın olduğumuz birçok gündelik hâlleri beklenmedik nice zevklere bürünürdü . |
s-58
| Daha ilk nağmelerde meyhaneyi sarsan bir alkış tufanı koptu . |
s-59
| Bacağını pamukla alkolledikten sonra dayandı iğneyi . |
s-60
| Tanrı'nın günü bu pasaj sabahın yedisinden , gecenin yarısına kadar her çeşit insanla dolar taşardı . |
s-61
| Allah Allah ! |
s-62
| Allanıp pullanıp ne gezersin ! |
s-63
| İlgili sözleşmelerin altına imzamızı koyarken bu imzaya sadık kalma konusunda ne ölçüde niyetliydik ? |
s-64
| Bu işin altından kolay kolay kalkamaz . |
s-65
| İnsanın gözü bir şey görmedi mi dünyanın altını üstüne getirmeli . |
s-66
| O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı . |
s-67
| Gözlerini süze süze alt perdeden , tane tane konuşur . |
s-68
| ' İki Dulun Kocası ' adlı bir taklitli güldürü oynanmış ve Nerval'in gözünde büyümüş büyümüş , alyon kesilmiştir . |
s-69
| Hayat her zaman gülistan değil , amcacığım . |
s-70
| Şiddet hareketine başvurulurken kanunların amir hükümleri de zedelenmemeliydi . |
s-71
| Hiç belli olmaz insanoğlu ! |
s-72
| Geçmeyen zamanın anasını uyku beller . |
s-73
| Miras dağılımında üvey annesiyle aralarında anlaşmazlık çıkmış . |
s-74
| Zavallı anneciğin çok şen , güler yüzlü , gamsız bir kadındı . |
s-75
| Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder . |
s-76
| Kerim ve karısı Necla aralarındaki buzları eritmek amacıyla otele gelmişlerdir . |
s-77
| Aralıkla sekiz dokuz çocuk çıkıp çil yavrusu gibi dağılıp gittiler . |
s-78
| Bu arada üç beş yazarın üretimi de araya kaynayıp gidiyor . |
s-79
| Olayların ardı arası kesilmez . |
s-80
| Sevmeye başladım ; artık saf , arı duru bir sevgi |
s-81
| Hele meydanı hasımlarına bırakmak arıma dokunuyor . |
s-82
| Sana son zamanlarda bir dalgınlık arız oldu , farkında mısın , bilmem . |
s-83
| Sen ona arka vermesen o bize böyle sırtarmazdı . |
s-84
| Kaçakçılığın arkası alındı . |
s-85
| Romanımızı Türk havacılarına armağan edeceğiz . |
s-86
| Bilmezsin belki arpa ekmeği de İran'da fakirliğin sembolüdür . |
s-87
| Arzum kaldı toprağında taşında |
s-88
| Nihayet seni asker ocağına verdim . |
s-89
| Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek . |
s-90
| Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet , pek ince manalar taşırdı . |
s-91
| Hangi erkek aşk yapmadan evlendiği kızdan tam bir bekâret beklemez ? |
s-92
| Fabrikalarda çalışan işçiler at arabalarıyla gelen eşyaları , oradan oraya koşturan insanları pencerelere birikip gülerek seyrettiler . |
s-93
| Bir parça büküyor , onu tekrar ateşe verinceye kadar evvelki hazır oluyordu . |
s-94
| Yüzüm nasıl bir hâl aldı bilmiyorum fakat ateş gibi kesildiğini iyi biliyorum . |
s-95
| Alnına sirkeli bez koyun , ateşini alır . |
s-96
| İnsan ilişkilerinde aynı atılganca davranış seziliyordu . |
s-97
| Bizde ilk kurulan parlamento da Avrupa'daki benzerleri gibi , özel menfaatlerin gizlice at oynattığı bir alan olmakta gecikmemiş . |
s-98
| Aşkıyla avare olduğum komşu güzeli . |
s-99
| Sizin analarınızın , babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim . |
s-100
| Derken balıkçı öfkeyle ayağa fırladı , kafese kapatılmış bir kaplan gibi dolandı güvertede . |
s-101
| O gün yer yerinden oynadı , bütün İstanbul'a ayağa kalkmıştı . |
s-102
| Ara sıra ötekinin berikinin ayağına ip takmaktan başka konuşacak lakırtıları olmazdı . |