Dependency Tree

Universal Dependencies - Turkish - IMST

LanguageTurkish
ProjectIMST
Corpus Parttrain
AnnotationTürk, Utku; Özateş, Şaziye Betül; Marşan, Büşra; Akkurt, Salih Furkan; Çöltekin, Çağrı; Cebiroğlu Eryiğit, Gülşen; Gökırmak, Memduh; Kaşıkara, Hüner; Sulubacak, Umut; Tyers, Francis

Select a sentence

Showing 701 - 800 of 3685 • previousnext

s-701 Versem mi acaba? Yanlış bir şey yapmış olmayalım? diye sordu.
s-702 Ama böyle birdenbire nasıl oldu bu ? Yüreğinden ve beyninden nasıl çıktınız? İçeride mi o? dedim.
s-703 Sezginler ne ile uğraştığını o güne kadar tam olarak bilemese de Senem başlarına gelebilecekleri tahmin edebiliyor ve bu yüzden Sezginler'i uyarma ihtiyacını hissediyordu.
s-704 İkinci dubleden sonra kravat düzeneğine gerek kalmazdı artık.
s-705 Pozitif thermal control system etiketli son teknoloji botların ve montların yerine çift kat battaniyeden pantolonu, porsuktan yelek ve eldivenleri, geyik derisinden paltoyu, hele içi keçe çorapla kalınlaştırılmış çift kat geyik derisinden çizmeleri giydiğime pek memnundum şimdi: Eksi on beş derecede, karlara gömüle gömüle giden geyik kızağında oturuyorum ve üşümüyorum.
s-706 Hazır mıymış Kahve? diye sordu.
s-707 Söyleniyor kendi kendine.
s-708 Materyalizm-idealizm karşıtlığı Bilimsel Devrim'in ilk dönemlerinde çok açıktır ve yaşamın tüm alanlarını kapsamaktadır.
s-709 Oysa Senem'e göre bu yeterli değildi.
s-710 Unutmadım onu.
s-711 O mu seni terk etmiş saydın, sen mi onu.
s-712 Makineler büyülüyor seni.
s-713 Bu da işin acı yanı.
s-714 Namlular alnımıza doğrultulmuş.
s-715 Kazada hayatını kaybeden çiftlerden biri de Servet ve Sevinç Karadağ.
s-716 Hangisini sen kazandın ki? deyip dik dik bakmıştı yüzüme.
s-717 Hazır değilim.
s-718 Biliyor musunuz?
s-719 Sarısı olur, beyazı olur.
s-720 Üstünde bir atlet vardı.
s-721 Okuyucunun, bu antik değeri olan ancak yeniymiş gibi sunulan çürütülmüş felsefi dizgelere karşı savunmasız kalmaması gerekiyor.
s-722 Kapıyı itiyorum, zorluyorum, tam biraz açılır gibi oluyor, gene kapanıyor.
s-723 CHP desteğini sürdürdü, vetolu yasa yine Köşk'e gitti.
s-724 Bağımlıların en önemli özelliği, tıpkı bir çocuk gibi ben merkezci olmaları ve kimsenin kendilerini anlayamadığını sanmaları.
s-725 Lacivert takım elbiseli , kır saçlı olan adam.
s-726 İhtiyaç olabileceği düşüncesiyle evin etrafında gün boyu bekleyecek on kadar geyik seçildikten sonra diğerleri serbest bırakıldı.
s-727 Anlarız.
s-728 Katana içeri girdi.
s-729 Görgü tanıklarının ifadesine göre havada çarpışan uçaklar, İnkaya mevkiindeki ormanlık alanda ateş topu halinde düştü.
s-730 Ölümü ensemde hissediyordum.
s-731 SON ANDA VAZGEÇTİ.
s-732 Hepsi bana bakıyorlardı.
s-733 Beş bin askerinin harekatında pirinç ve ekmek stoku yapmıyor.
s-734 İşte, işte o kadın! Mahmut'un şimdi düşündüğü.
s-735 Tüm gövdesinden elektrik akımı gibi bir titreme geçti.
s-736 Cumhurbaşkanının bu tavrı netti .
s-737 Bazı Cumhuriyet Bebeleri hükümete girdiler.
s-738 Taksitli kartların bu kadar yaygınlaşmasının bu rekabetin bir sonucu olduğunu belirten Demiray, ' Aslında özü itibarıyla bu kredi kartı işiyle biraz çelişiyor ' dedi.
s-739 Len Ti, işçilerin yeni evlerinden memnun olmadıklarını duydu.
s-740 Yine sinirlendim.
s-741 Doktorlar kısa sürede kendisini toparlayacağını, ameliyatların iyi geçtiğini söyledi ' dedi.
s-742 Bir yerlere yetişirler.
s-743 ' O afiş ' kaldırıldı.
s-744 Saffet bunu görünce, yörenin daha yavaş ritimli , eski bir türküsünü çalmaya başlardı.
s-745 Hatta siz bile denmezdi.
s-746 Oraya nasıl ulaşılacağını, nereden gidileceğini hiç bilmiyorum.
s-747 Tabii ki oluyor.
s-748 ' Kimliği, askeri künyesinden saptanan Tuncer, bekardı .
s-749 Aynada kendimi çok beğendim.
s-750 Salata kelimesi Fransızcanın Provence lehçesinden geliyor.
s-751 Gemi uzaklaştıkça el-kol hareketleri, çırpınışları görülmez oluyor.
s-752 Lacivert takım elbiseli adam fotoğrafta gençti .
s-753 Şöyle bir çevreme bakındım.
s-754 Merasimsizlik esastı .
s-755 Bu partiler arasındaki DYP'de ise gözle görülür bir hareketlilik var.
s-756 Hakkı, Subay Evleri'nde oturuyordu.
s-757 Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi Vakfı Başkanı Yakup Tahincioğlu ve İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı Başkanı Kirkor Ağabaloğlu, yönetmelikle kendi cemaatlerine yine mal edinme hakkı verilmediğini ifade etti.
s-758 Katı, otoriter ve ilgisiz bir doktorla evli olan kadın, acısını uyuşturucu haplarla dindiriyor, yaşamındaki sevgi boşluğunu ise hayatını oğluna adayarak gidermeye çalışıyordu.
s-759 Adamın evi pırıl pırıl olmuş, annenin sağlığı pekmezin verdiği güçle yerine gelmiş.
s-760 Senin ne yaptı, ne oldu?
s-761 Komutanlardan başkomutanlara, başkomutanlardan başbakanlara yazılmış mektup teatilerinin tanığı olduk.
s-762 Sebze yeşil demek dedik.
s-763 Barbunya fasulyesi.
s-764 Kardeşinin eşiyle birlikte Bismil Oğuzlar Köyü İlköğretim Okulu'nda görev yaptığını anlatan ağabey Mehmet Karamutlu, ' Gerçeği ona nasıl söyleriz bilmiyorum.
s-765 Oraya saptık.
s-766 Tanrı öldü ve biz sokağa bırakıldık.
s-767 Asıl sen beni ne sandın.
s-768 Bürokrat olan benim .
s-769 Canı sıkılmış gibiydi .
s-770 Kırmızı yandı, arabalar duruyor.
s-771 Gazetecileri, yüksek meslek standartları tutturmaya, metinlerinde insani bir anlayış düzeyi kurmaya çağırıyorum.
s-772 Yetmiyor, yine favori maddesine yöneliyor.
s-773 Yaradılış tamamen bir inanç sorunudur .
s-774 Döndüm.
s-775 Bir bu nokta.
s-776 ya da belki ben böyle bir vaziyeti görürüm diye, bilemiyorum...
s-777 Yağmur çiseliyordu.
s-778 Bir yerlerde buluşamayacakları besbelliydi .
s-779 Ramiz en büyükleriydi .
s-780 Başına çok daha kötü olaylar gelebilirdi.
s-781 ' Bu arada Şelaleevleri'ne kaçırdığını sandığı yedideeki İstanbul-Diyarbakır seferi, iki saat kırkbeş dakika gecikmeyle dokuzkırkbeş'te kalkmıştı.
s-782 Cevap vermedim.
s-783 Hükümetin hedefleri tutturabilmek için önümüzdeki yaklaşık on günlük süreçte yeni gelir artırıcı veya harcama azaltıcı tedbir paketleri hazırlaması gerekiyor.
s-784 Okyanus ötesine...
s-785 Yönetmelikle, sadece Lozan Antlaşması'na göre azınlık statüsü tanınan Rumlar, Ermeniler ve Yahudi cemaatlerine mülk edinme hakkı verilmesi tartışma yarattı.
s-786 Rastgele bir odanın kapısını vurdum.
s-787 O kayıtsızlığıyla beni yerden yere vurdu, ben uğradığım muamele karşısında kapıldığım dehşetle kendimi yerden yere vurdum.
s-788 Yaşamı çekilmez hale getiriyorsunuz.
s-789 Düşünmekten vazgeçti.
s-790 Kesilmiş, organları temizlenmiş ve soğuğun etkisiyle kaskatı olmuş dört geyik, boynuzları, başları, bacakları ile kamyona taşındı.
s-791 Üniversitelerdeki bilimsel çalışmalar maddenin yoktan varolduğunu ispatlarken, yoktan varetme kavramını üniversitelerin dışında tutma arayışı bilimdışı bir tavırdır ...
s-792 İkili, bu birbuçuk saat zarfında dosyaların ellerine ulaşmayan parçalarını çıkarttılar.
s-793 İnsan haklarından, sanayiine, kültürel ve toplumsal yaşamına değin, içine hapsolduğu yalnızlıklarla yaşayan bir ülkeyi...
s-794 Tehlikeyi bilirim.
s-795 Geldiğin günü çok iyi hatırlıyorum.
s-796 Biz kızlar Gülce'nin önerisine oy vereceğiz.
s-797 Bu nedenle Güzide'yi dizide oynattım ' yorumunu yaptı.
s-798 Hep aynı sınıflarda okudular.
s-799 Programda konser veren bin bağlamacının 500'ü Türkiye'den, 500'ü ise Avrupa'dan geldi.
s-800 Neden yeni alternatifler üretilemedi.

Text viewDownload CoNNL-U