s-203
| Her gün tekrarlanan bu rutine belli ki onlar da alışıktı . |
s-204
| Zeynep merak ve endişeyle kardeşine baktı: Orhan sen benden bir şeyler gizliyorsun? |
s-205
| Çünkü aleme bir ağa giriyor: Soğan. |
s-206
| Özellikle biyoloji ve jeolojinin insanın ve dünyanın kökenine ilişkin bulguları, evrenin merkezindeki durağan dünyasının sıradan bir gezegen olmasına yeni yeni kendini alıştırmaya başlamış olan Kilise'nin elinde kalan son önemli alana-Yaratılış Efsanesine-cepheden darbeler indirmiştir. |
s-207
| Gittik. |
s-208
| Yine sekizonikibindokuzyuzdoksansekiz tarihli bildirisinde yazarları şunları yazıyorlar: Kısacası, maddenin yoktan varolduğu gerçeği, bugün bilim dünyasında en yaygın olarak kabul gören teori olan big bang tarafından ortaya konmuştur. |
s-209
| Onun güzelliğine duyduğum hayranlıkla başlayan ilişki daha sonra kesin bir cinsel bağımlılığa dönüşmüş ve hep öyle sürmüştü, hatta bir ara artık onun güzelliğini bile fark edemez hale gelmiştim. |
s-210
| Bul bir fıstık kan, at evine, rahatla, derdin bu senin. |
s-211
| Kutup porsuğunu (Gulo gulo l.) bu adla anıyorlardı. |
s-212
| Ana'nın orada olmadığını söyledikten sonra ben, buna ne inanırmış, ne de inanmazmış gibi bir tavır takındım. |
s-213
| Bir yandan da Kahve'nin günde kaç öğün yemek yiyeceğini, hangi vitaminleri alacağını, muhallebisinin şekersiz olması gerektiğini yoksa gözlerinin bozulacağını, aşılarının tarihini anlatıp duruyordu. |
s-214
| ), tayganın çocukları bozayılar (Ursus arctos l. |
s-215
| Yüzlerini, bakışlarını, sözlerini, hatta seslerini bile değiştirebilirler, ama o seslerin içindeki küçücük vurgulamaları değiştiremezlerdi. |
s-216
| Nusret Senem (Saime Sezginler'in avukatı): Bu olay tabii büyük bir olaydı . |
s-217
| Giremedi içeriye, dedim. |
s-218
| Bilimsel teori, bir yandan içinde oluştuğu toplumun kavramsal yapısıyla, yani ideolojisiyle sınırlıdır ; öte yandan kendi ürettiği kavramlarla o ideolojiyi etkiler. |
s-219
| Hummalı bir tartışma sürüyordu şimdi toplanmış, örtüsü silkelenmiş sofrada. |
s-220
| İşe yarar mı ki... |
s-221
| Hem sonuna kadar senin arkanda olacağımı söyledim ya. |
s-222
| Akıl alır gibi değil. |
s-223
| Kurtulup buraya gelmeyi başardım. |
s-224
| Meyhanelerin, o dönemlerde, erkeklerin sayıca ağır bastığı havası, sıkıyordu beni. |
s-225
| Dönmüyor da zaten... |
s-226
| Yolu yarılamıştık neredeyse. |
s-227
| Erkek bir makine bu. |
s-228
| Evenlerin tarihte dokuz devlet kurduğunu ve bunlardan dokuz. yüzyılda kurulan Bahai ile oniki. yüzyılda kurulan Sin'in (Altın) imparatorluk olduğunu da belirtti. |
s-229
| Her gün yüz bin mi verecekler sana. |
s-230
| Hadi bakalım düşelim yola. dedi babam. |
s-231
| Siz gene de demeyin. |
s-232
| Mahmut Beyi aramıştım. |
s-233
| Biraz da elleri sıkıdır . |
s-234
| J, ziyareti sırasında Türkiye ekonomisinin genel durumu üzerinde de duracaklarını ifade etti. |
s-235
| Beni sınava mı çekiyorsunuz? |
s-236
| ' Bu sözleri ağlayarak dinleyen Özmen, programında çalışması için Ciguli'ye teklifte bulununca o da seve seve kabul etti. |
s-237
| İyi ki o zamanlar Milliyetçi Cephe icat edilmemiş. |
s-238
| Pay çıkaracaksın kendine. |
s-239
| Ne kadar ürkütücü ve bir o kadar da çekici bir yer orası. |
s-240
| Hele bunlar erkek ve kadınsa ... |
s-241
| Önlerinde hazırlanan raporların hepsi vardı artık ve zaman makinesi bir kez daha, bu sefer geriye, kazanın olduğu o ilk anlara doğru çalıştı.. |
s-242
| Stas, evin dışındaki yine kütüklerden inşa edilmiş depoda yeni avlanmış bir yaban koyununun derisini ve boynuzunu gösteriyor misafire. |
s-243
| Ne okulu oğlum, daha erken. |
s-244
| Şimdi varırız oraya, dedi Kerem. |
s-245
| Sonunda da hem etrafındakileri mutlu ediyor hem de kendisi mutlu oluyor. |
s-246
| Bilimde bu tür mucizevi elatmalara yer olmadığı gibi, varlığı, Tanrı'ya inananlar için tehlike yaratır: diferansiyel eşitliklerinizdeki matematiksel tekillikleri daha iyi bir modelle ortadan kaldırdığınızda Tanrınız da tekillikle birlikte ortadan kalkar. |
s-247
| Hadi hadi söyletme beni.. |
s-248
| Şaka bir yana yakıştık birbirimize. |
s-249
| (Bakınız: ' Taşkın Türkler ', ' Biraz Profilo. |
s-250
| Ne materyalizm, ne de teori Bilimsel Devrim'le ortaya çıkmıştır. |
s-251
| -Çiziyor musun yani. |
s-252
| Aile de gitgide büyüdü. |
s-253
| İsim değiştiren bir örgütün faaliyetleri ilerde de haber konusu olabileceğine göre, bu konuda bir tavır belirlemek önemli . |
s-254
| Son sevgilisiyim ben onun. |
s-255
| İnsanları ikiye ayırıyor annem (sayacağı iki kalem de olsa mutlaka parmaklarını avucuna kapatarak sayacak; birincisi yaşayanlar (bunlar başkalarını da yaşatıyor), ikincisi yaşayanları seyredenler (bunlar da başkalarının sırtına yük oluyorlar). |
s-256
| Golf de oynarlar. |
s-257
| Öyle oyuncu öyle oyuncu ki anlatamam. |
s-258
| Ruhun kapandığı, gövdeninse çırılçıplak göründüğü kapalı, rutubetli , bazan da gizli yerler. |
s-259
| Kızardı yanakları. |
s-260
| , birazdan ışık da açılacak, herhangi bir iş yapacak halim yok, yalnız dinler... |
s-261
| Birincisi, eski Mısır, Çin, Hindistan ve Mezopotamya'da başlayarak eski Yunan'da zirvesine ulaşan ve matematik alanında gerçekleşen atılımdır . |
s-262
| Ee kolay değil oğlum kaç aydır bakıyorlar alışır insan ne kadar olsa. |
s-263
| Hem süt emsin hem de biraz daha büyüsün. demişti. |
s-264
| Lezzetini de kaybetmez. |
s-265
| O da, sizin onu sevdiğiniz kadar, sizi seviyorsa, yarısını kesip size verir (Karım böyle yapar). |
s-266
| Hiç anlamasalar da, hiç bilmeseler de, hiç ilgilenmeseler de, neden, kadınlar bütün erkeklerin iş hayatlarını pürdikkat dinlerler. |
s-267
| Bir cevap geliyor: Gururlu ve onurlu . |
s-268
| Ama Farsçasının da kökeni Grekçe. |
s-269
| Aldırma sen bana. |
s-270
| Kim o?. |
s-271
| Tibet'in tek hayranı ben değilim. |
s-272
| Yine de iyi çocuklarmış , seni eve kadar getirmiş. |
s-273
| Koyu badem gözlü , koyu gür sakallı olur Tatarlar. |
s-274
| Onun yerine okula, ' Adını mezar taşına değil, okula yazdır ' pankartı asıldı. |
s-275
| Bir kutudan eski bir müzik seti çıktı. |
s-276
| Bir düş gibiydi her şey.. |
s-277
| Yürüdüğümüz yol bitmiş, daha dar bir sokak açılmıştı önümüzde. |
s-278
| Ev ise, barınağı da içine alan, hayata ilişkin daha yoğun ve daha geniş kapsamlı , mekansal bir ifadedir . |
s-279
| Kimseyle konuşmaz ilk kocası. |
s-280
| Ağlamaya başladı, gözyaşları da gözleri gibi iriydi . |
s-281
| Buzluktaki içkileri de saydılar. |
s-282
| Özer Derbil ve de Ayhan. |
s-283
| Bahçesi de, ağacı, çiçeği, tavuğuyla, ona göre biçim alıyordu. |
s-284
| İstatistiklere baktığımızda bu seviyenin mevcut belirsizlik unsurlarının ortadan kalkması durumunda ikibinüç yılında da büyük bir olasılıkla test edilebileceğini tahmin edebiliriz. |
s-285
| Nasıl da güçlü. |
s-286
| Gecenin hangi saatinde eve dönsem de, yakındaki açık gece mağazasından yiyecek birşeyler alabilirdim. |
s-287
| Acemi vücutlarının, aldıkları alkolün de etkisiyle, ancak çırpınış düzeyine ulaştırabildiği göbek dansını kesen turistlerin yerlerine oturmaları birkaç dakika bile sürmezdi. |
s-288
| Ben de sahneye çıktım ' dedi. |
s-289
| Birden, geldiğini duydum, parktaki kalabalık karıştı. |
s-290
| İyi ki kedi olalı bir fare tuttun, dedi Melek. |
s-291
| El vurdum basa basa. |
s-292
| Doğuştan da biraz iriydi zaten. |
s-293
| Cinsel çekim... diye mırıldandı adam. |
s-294
| Madem Suna istiyorsunuz, sırf Suna olsun diye az diretmemiştim, Söyledik ya, dedim, kulak asmadınız ki. |
s-295
| Bütün bunlara rağmen, Sav familyası imajını zedelemeyerek aynı okulları bitirdim ben de. |
s-296
| ' seçim döneminde kendisini Çankaya Köşkü'ne çıkaracağı yolunda Milli Görüş tabanına propaganda yaptığını öne süren kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a ' milletvekilleri sert tepki gösterdi. |
s-297
| Ağzının kenarında var mıydı bu derin çizgi? |
s-298
| Patlıcan, deyimlerimize de girmiştir. |
s-299
| Bu da bölgedeki ticarete katkıda bulunacak. |
s-300
| Durun, oturun biraz. |
s-301
| Kadın uyuduysa okur, dedi adam. |
s-302
| Bilimsel Devrim boyunca alanını din aleyhine gittikçe genişleterek, dinin eskisine göre çok daha dar bir alana hapsedilmesine yol açan bilimin kendisi de, bugün kendi alanına hapsedilmiştir. |