s-404
| Saçımı kestirttim. |
s-405
| Saçımı berbere kestirttim. |
s-406
| Karısına bir ev yaptırtmış bir İngiliz mimarına. |
s-407
| Karısı için bir ev yaptırtmış bir İngiliz mimarına. |
s-408
| Hayvanlar güneş tutulmasından ürküyor. |
s-409
| Güneş tutulması hayvanları ürkütüyor. |
s-410
| Ev bu yıl artık satılacak. |
s-411
| Biz evi bu yıl artık satacağız. |
s-412
| Televizyon şu anda tamir ediliyor. |
s-413
| Tamirci televizyonu tamir ediyor. |
s-414
| En iyi oyun birinci sınıf öğrencileri tarafından hazırlanmış. |
s-415
| Ayışığı keteni parçalarmış. |
s-416
| Keten ayışığında parçalanırmış. |
s-417
| Keten ayışığından parçalanırmış. |
s-418
| Fırtına bütün evleri yıktı. |
s-419
| Fırtınada bütün evler yıkıldı. |
s-420
| Bugün Başbakanlıkça vergiler konusunda önemli bir açıklama yapılacakmış. |
s-421
| Bu toplantı okulumuzca düzenlendi. |
s-422
| Adalara artık deniz otobüsüyle mi gidilecek? |
s-423
| Arnavut kaldırımı üstünde topuklu pabuçla yürünmez. |
s-424
| Parmaklık o kadar alçak ki balkondan aşağı düşülebilir. |
s-425
| Böyle lafa kırılınır. |
s-426
| Bu duruma tabii ki üzülünebilir. |
s-427
| Okul meğer belediye başkanı tarafından kapatılmış. |
s-428
| Köşedeki dükkan yedide kapanıyor. |
s-429
| Bu kız daha sabahleyin yıkanmıştı. |
s-430
| Sarman durmadan yalanıyordu. |
s-431
| O sıralarda bütün kadınlar eve kapanmıştı. |
s-432
| Aferin! Çabucak giyindin. |
s-433
| Hergün kokular sürünüyor. |
s-434
| Çocuklar kendileri yıkanabilirler. |
s-435
| Çocuklar kendi kendilerine yıkanabilirler. |
s-436
| Kemal'le Zeki dövüştüler. |
s-437
| Kemal'le Zeki dövüştü. |
s-438
| Kemal Zeki'yle dövüştü. |
s-439
| Kemal'le Zeki birbirleriyle dövüştüler. |
s-440
| Herkese birer ağaç diktirildi. |
s-441
| Bütün öğrencilere resimler yaptırtıldı. |
s-442
| Fasulye kart olduğundan üç saatte pişti. |
s-443
| Keşke şu fasulyeler doğru dürüst bir ahçı tarafından pişirilseydi! |
s-444
| Babaları kardeşleri öpüştürdü. |
s-445
| Bu arenada her zaman dövüşülmüştür. |
s-446
| Onlar burada dövüştürüldü. |
s-447
| Bu hamamda iyi yıkanılır. |
s-448
| Her gün çikolata yiyebilirim. |
s-449
| O anda odaya bir adam giriverdi. |
s-450
| Şu pencereyi kapayıversene. |
s-451
| Onlar Hristiyan olmamalarına rağmen yıllardır Noel’i kutlayagelmişlerdir. |
s-452
| Sen yürüyedur, ben sana yetişirim. |
s-453
| Söylediklerini duyunca donakaldık. |
s-454
| Şan derslerine gidip duruyor ama şarkı söylediği yok. |
s-455
| Burada böylece oturup kaldık. |
s-456
| Bu arada da dersimizi bitirmiş olacağız. |
s-457
| Semra’yla konuşuyor olduğun sırada bütün sırlarını anlatmıştın. |
s-458
| Kayıtları bugün saat 17 itibariyle kapatmış bulunuyoruz. |
s-459
| Ankara’ya bir kere gelmiş bulunduğumuza göre bari Kale’yi gezelim. |
s-460
| Görülmüş olabilir miyiz? |
s-461
| Annesini görebilmiş oldu. |
s-462
| Beni duymazlıktan geldi. |
s-463
| Beni duymamazlıktan geldi. |
s-464
| Beni duymazdan geldi. |
s-465
| Ahmet arkadaşlarına hep yardım eder. |
s-466
| Beni anlamamakta inat ediyor. |
s-467
| Bunu sen al. |
s-468
| Her gün oraya gidip gelmek zor. |
s-469
| Yeni komşuları tanımıyordum. |
s-470
| O sırada lise öğrencisiydik . |
s-471
| Bunları Amerika’nın dış politikasını daha iyi anlamak isteyenler için yazıyorum. |
s-472
| oda |
s-473
| büyük bir oda |
s-474
| Mustafa’nın çalışma odası olarak kullandığı oda |
s-475
| Bu kattaki en güzel odalarımızı size ayırdık. |
s-476
| kız öğrenci |
s-477
| küçük bir kız |
s-478
| şu raftaki bütün eski kitaplar |
s-479
| Denizin sevdiği bazı Türk yemekleri |
s-480
| Bakkaldan birkaç bira al. |
s-481
| Bu memleketin en az beş altı müziği var. |
s-482
| Masada biraz kalem, kitap falan vardı galiba. |
s-483
| Dün üç şeftali yedim. |
s-484
| Şuradan biraz şeftali alalım. |
s-485
| Bana bir su ver. |
s-486
| İçime bir rahatlık girdi. |
s-487
| Güzel bir pirinç buldum. |
s-488
| Bazı insanlar çocuklarına tuhaf adlar koyarlar. |
s-489
| Bütün sınıf ayağa kalktı. |
s-490
| Bu yıl bütün sınıflar daha kalabalık olacak. |
s-491
| Üç Silahşörler |
s-492
| Yedi Cüceler |
s-493
| her Türk vatandaşı |
s-494
| kaç kişi |
s-495
| birkaç boş oda |
s-496
| çok kitap |
s-497
| birçok kadın |
s-498
| Harun o gün bana bir şeyler söyledi. |
s-499
| Bu yaz bir yerlere gidiyor musunuz? |
s-500
| Bu yaz bir yere gidiyor musunuz? |
s-501
| Bir sesler duydum galiba. |
s-502
| Çayları koyayım mı? |
s-503
| Balıklar yendikten sonra tavuklar geldi. |