Sentence view

Universal Dependencies - Turkish - Kenet

LanguageTurkish
ProjectKenet
Corpus Parttest
AnnotationKuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi


showing 301 - 400 of 1643 • previousnext


[1] tree
Allah'ımı sever gibi seviyorum da . da'sı önemli , çünkü daha askerlik yapacağım .
s-301
8000.test
Allah'ımı sever gibi seviyorum da . da'sı önemli , çünkü daha askerlik yapacağım .
[2] tree
Çalıştı da başardı .
s-302
8001.test
Çalıştı da başardı .
[3] tree
Sınıfını geçsin de istediğini yapmaya hazırım .
s-303
8002.test
Sınıfını geçsin de istediğini yapmaya hazırım .
[4] tree
Onu almadım da bunu aldım .
s-304
8003.test
Onu almadım da bunu aldım .
[5] tree
Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi .
s-305
8004.test
Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi .
[6] tree
Hayvanına dah edip yola koyuldu .
s-306
8005.test
Hayvanına dah edip yola koyuldu .
[7] tree
Bütün bu insanlar , amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir .
s-307
8006.test
Bütün bu insanlar , amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir .
[8] tree
Apartmanın gazetesini , ekmeğini yirmi beş dakikalık bir gecikmeyle dağıtacaktı bundan böyle .
s-308
8007.test
Apartmanın gazetesini , ekmeğini yirmi beş dakikalık bir gecikmeyle dağıtacaktı bundan böyle .
[9] tree
Dalgınlıkla bir gazeteyi okurken yanına oturdum .
s-309
8008.test
Dalgınlıkla bir gazeteyi okurken yanına oturdum .
[10] tree
En darda bulunduğu zamanlarda bile ihtiyacı olanlar ondan bir şey isteyebilirlerdi .
s-310
8009.test
En darda bulunduğu zamanlarda bile ihtiyacı olanlar ondan bir şey isteyebilirlerdi .
[11] tree
Eskiler , genç hürriyet jandarmalarının aman vermez takipleri altında darmaduman olmuşlardı .
s-311
8010.test
Eskiler , genç hürriyet jandarmalarının aman vermez takipleri altında darmaduman olmuşlardı .
[12] tree
Benim dar zamanlarımda , biricik yardımcım olmuş , beni rahat ettirerek annemin yanına dönmüştü .
s-312
8011.test
Benim dar zamanlarımda , biricik yardımcım olmuş , beni rahat ettirerek annemin yanına dönmüştü .
[13] tree
Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş .
s-313
8012.test
Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş .
[14] tree
Sevmek , inanmak , bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu .
s-314
8013.test
Sevmek , inanmak , bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu .
[15] tree
Artık tanıyamadığımız bu ışıksız kentte üç ay içinde korkunç bir değer düşümüne uğrayan hayatlarımızı düşünmüştük .
s-315
8014.test
Artık tanıyamadığımız bu ışıksız kentte üç ay içinde korkunç bir değer düşümüne uğrayan hayatlarımızı düşünmüştük .
[16] tree
İçtimai dejenerelik , hayati dejenerelikten büsbütün başkadır .
s-316
8015.test
İçtimai dejenerelik , hayati dejenerelikten büsbütün başkadır .
[17] tree
O nasıl yarmıştı benim kafacığımı , şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe .
s-317
8016.test
O nasıl yarmıştı benim kafacığımı , şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe .
[18] tree
Düşman süngüleriyle delik deşik olmaktansa tabancasını şakağına dayayıp tetiği çekmeyi düşünüyordu .
s-318
8017.test
Düşman süngüleriyle delik deşik olmaktansa tabancasını şakağına dayayıp tetiği çekmeyi düşünüyordu .
[19] tree
Yiğitlik , delikli demirin çıkışından sonra hapı yuttu ?
s-319
8018.test
Yiğitlik , delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu ?
[20] tree
Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler
s-320
8019.test
Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler
[21] tree
Sonunda demci sızarak iyice kendinden geçer , silkeleyerek zor kendine gelir .
s-321
8020.test
Sonunda demci sızarak iyice kendinden geçer , silkeleyerek zor kendine gelir .
[22] tree
Gazete yazarlığını , edebiyatın , sanatın dışında sayanların ne demek istediklerini hiçbir zaman anlamadım .
s-322
8021.test
Gazete yazarlığını , edebiyatın , sanatın dışında sayanların ne demek istediklerini hiçbir zaman anlamadım .
[23] tree
Yağmur kar demedi , yola çıktı .
s-323
8022.test
Yağmur kar demedi , yola çıktı .
[24] tree
İşimiz bitiyor demeye kalmadı , herkes ayağa kalktı .
s-324
8023.test
İşimiz bitiyor demeye kalmadı , herkes ayağa kalktı .
[25] tree
Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu .
s-325
8024.test
Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu .
[26] tree
Dinî seslere şarkı , çalgı sesleri cevap verir , onlara âdeta dem tutardı .
s-326
8025.test
Dinî seslere şarkı , çalgı sesleri cevap verir , onlara âdeta dem tutardı .
[27] tree
Devlet Denetleme Kurulu , her türlü inceleme , araştırma ve denetleme yapar .
s-327
8026.test
Devlet Denetleme Kurulu , her türlü inceleme , araştırma ve denetleme yapar .
[28] tree
İnsan başka türlü düşünmez : aklına danışır , duygularını dinler , ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır .
s-328
8027.test
İnsan başka türlü düşünmez : aklına danışır , duygularını dinler , ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır .
[29] tree
Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapıyorlardı .
s-329
8028.test
Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapıyorlardı .
[30] tree
Onu kaptırınca kıyıdaki öbür kayalara konmak için depara geçerler .
s-330
8029.test
Onu kaptırınca kıyıdaki öbür kayalara konmak için depara geçerler .
[31] tree
Derbentçiler göz açtırmazlar adama , çocuk demez muma çevirirler iki günde .
s-331
8030.test
Derbentçiler göz açtırmazlar adama , çocuk demez muma çevirirler iki günde .
[32] tree
Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk .
s-332
8031.test
Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk .
[33] tree
İrdelediği sorunlar , bize henüz fazla derinlikli geliyor .
s-333
8032.test
İrdelediği sorunlar , bize henüz fazla derinlikli geliyor .
[34] tree
Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler .
s-334
8033.test
Tefecilerin eline düşerse derisini yüzerler .
[35] tree
Kayıp aileleri bir araya gelip dernek kurmuşlar .
s-335
8034.test
Kayıp aileleri bir araya gelip dernek kurmuşlar .
[36] tree
Yeni yapılan okul on derslikli imiş .
s-336
8035.test
Yeni yapılan okul on derslikli imiş .
[37] tree
Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar .
s-337
8036.test
Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar .
[38] tree
Bugünkü kargaşalığın baş sebebi , memlekette hakiki fikir adamlarının devede kulak kabîlinden olmasıydı .
s-338
8037.test
Bugünkü kargaşalığın baş sebebi , memlekette hakiki fikir adamlarının devede kulak kabîlinden olmasıydı .
[39] tree
Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür .
s-339
8038.test
Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür .
[40] tree
Görevlilerin edalı ve dıbır dıbır yürüyüşleri bir geçit töreni izlenimini verir .
s-340
8039.test
Görevlilerin edalı ve dıbır dıbır yürüyüşleri bir geçit töreni izlenimini verir .
[41] tree
Sanıyorum ki bazıları dünyayı altımızdan çekip bizi dımdızlak ortalıkta bırakmaya çalışıyorlar .
s-341
8040.test
Sanıyorum ki bazıları dünyayı altımızdan çekip bizi dımdızlak ortalıkta bırakmaya çalışıyorlar .
[42] tree
Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bırakmak istiyoruz .
s-342
8041.test
Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bırakmak istiyoruz .
[43] tree
Dolabını , sandığını , kitaplarını , defterlerini didik didik aradık , bulamadık .
s-343
8042.test
Dolabını , sandığını , kitaplarını , defterlerini didik didik aradık , bulamadık .
[44] tree
Telefon defteri aranıyor , didikleniyor .
s-344
8043.test
Telefon defteri aranıyor , didikleniyor .
[45] tree
Karşı sıradaki bıyıklı adam gelmiş yanında duruyor , dik dik bakıyordu .
s-345
8044.test
Karşı sıradaki bıyıklı adam gelmiş yanında duruyor , dik dik bakıyordu .
[46] tree
Kâhyamın , pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu .
s-346
8045.test
Kâhyamın , pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu .
[47] tree
Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta .
s-347
8046.test
Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta .
[48] tree
Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor .
s-348
8047.test
Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor .
[49] tree
Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti .
s-349
8048.test
Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti .
[50] tree
Sarışın bir kız , pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu .
s-350
8049.test
Sarışın bir kız , pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu .
[51] tree
Şimdi sana bir mektup dikte edeceğim .
s-351
8050.test
Şimdi sana bir mektup dikte edeceğim .
[52] tree
Kapsamı iyice belirtilmeyen , gerektiği gibi tanımlanmayan sanat sözü , dillerden düşmez oldu .
s-352
8051.test
Kapsamı iyice belirtilmeyen , gerektiği gibi tanımlanmayan sanat sözü , dillerden düşmez oldu .
[53] tree
Günlerce elin , dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı .
s-353
8052.test
Günlerce elin , dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı .
[54] tree
Hacı Kasap , âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti .
s-354
8053.test
Hacı Kasap , âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti .
[55] tree
Hastaya bazı şeyler soruyor .
s-355
8054.test
Hastaya bazı şeyler soruyor .
[56] tree
Aslında ben çok az konuşan biriyim .
s-356
8055.test
Aslında ben çok az konuşan biriyim .
[57] tree
Bunda yenilmiş , içilmiş bir şey yok ya !
s-357
8056.test
Bunda yenilmiş , içilmiş bir şey yok ya !
[58] tree
Günlerdir doktorun dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı .
s-358
8057.test
Günlerdir doktorun dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı .
[59] tree
İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın kopup damarlarıma aktığını duyuyorum .
s-359
8058.test
İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın kopup damarlarıma aktığını duyuyorum .
[60] tree
Satılmışın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzüne mutfağına döndü .
s-360
8059.test
Satılmışın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzüne mutfağına döndü .
[61] tree
Elmas'ın dili tutulmuştu .
s-361
8060.test
Elmas'ın dili tutulmuştu .
[62] tree
Otobüs yolculuğundan bir hayli dilim yandı .
s-362
8061.test
Otobüs yolculuğundan bir hayli dilim yandı .
[63] tree
Dillere destan İstanbul nezaketini o evde gördüm , ağzım açık kaldı .
s-363
8062.test
Dillere destan İstanbul nezaketini o evde gördüm , ağzım açık kaldı .
[64] tree
Onun nasıl hiç sarsılmadan dimdik durduğunu gördüm .
s-364
8063.test
Onun nasıl hiç sarsılmadan dimdik durduğunu gördüm .
[65] tree
Bu vaziyette , elbette işgal meselesinin diplomatik yollardan çözülmesinden yanayım .
s-365
8064.test
Bu vaziyette , elbette işgal meselesinin diplomatik yollardan çözülmesinden yanayım .
[66] tree
Pirinçler biraz diri kalmış .
s-366
8065.test
Pirinçler biraz diri kalmış .
[67] tree
Bugünlerde size dirsek çevirmişler , sebebini biliyor musunuz ?
s-367
8066.test
Bugünlerde size dirsek çevirmişler , sebebini biliyor musunuz ?
[68] tree
Bu meslekte senelerce dirsek çürüttüğüne göre kendisini gayet iyi anlayabilirdi .
s-368
8067.test
Bu meslekte senelerce dirsek çürüttüğüne göre kendisini gayet iyi anlayabilirdi .
[69] tree
Karşısındakine diş geçirmek inadı gene kabarmıştı .
s-369
8068.test
Karşısındakine diş geçirmek inadı gene kabarmıştı .
[70] tree
Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar .
s-370
8069.test
Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar .
[71] tree
Hele biraz dişini sık , hepsi yoluna girer .
s-371
8070.test
Hele biraz dişini sık , hepsi yoluna girer .
[72] tree
Ama daha üstününe , daha başarılıya ulaşabilmek için dişiyle tırnağıyla son enerji damlası bitene kadar boğuşacak .
s-372
8071.test
Ama daha üstününe , daha başarılıya ulaşabilmek için dişiyle tırnağıyla son enerji damlası bitene kadar boğuşacak .
[73] tree
Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan , bazen en yakın çevremizden olabilir .
s-373
8072.test
Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan , bazen en yakın çevremizden olabilir .
[74] tree
Beş yüz sene evvel bahadır babalarımızın sizi dize getirerek zapt ettiği yerleri alamayacaksınız .
s-374
8073.test
Beş yüz sene evvel bahadır babalarımızın sizi dize getirerek zapt ettiği yerleri alamayacaksınız .
[75] tree
O koşturmalar yakayı kaptırışın , dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona .
s-375
8074.test
O koşturmalar yakayı kaptırışın , dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona .
[76] tree
Mengene gibi bir el , cerrahın yakasına yapışınca zavallının dizlerinin bağı çözülecek gibi oldu .
s-376
8075.test
Mengene gibi bir el , cerrahın yakasına yapışınca zavallının dizlerinin bağı çözülecek gibi oldu .
[77] tree
Avrupa'da doktora yapmış bu doçent beye ne buyrulur ?
s-377
8076.test
Avrupa'da doktora yapmış bu doçent beye ne buyrulur ?
[78] tree
Kızının bu hâlini gören başı çatkılı bir dolmacı bacı hemen oraya koştu .
s-378
8077.test
Kızının bu hâlini gören başı çatkılı bir dolmacı bacı hemen oraya koştu .
[79] tree
Dore buklelerini sallaya sallaya ve beni ilk kez görüyormuşçasına elini uzattı .
s-379
8078.test
Dore buklelerini sallaya sallaya ve beni ilk kez görüyormuşçasına elini uzattı .
[80] tree
İnsanına , nimetine , hayaline , hürriyetine , şairine , şarabına doyum olmuyor .
s-380
8079.test
İnsanına , nimetine , hayaline , hürriyetine , şairine , şarabına doyum olmuyor .
[81] tree
Tarlada bu dönümlerce pamuğun içinde çalışan amele paryası vardı .
s-381
8080.test
Tarlada bu dönümlerce pamuğun içinde çalışan amele paryası vardı .
[82] tree
Atlar bazen dörtnala kalkıyor , bazen tırısa geçiyordu .
s-382
8081.test
Atlar bazen dörtnala kalkıyor , bazen tırısa geçiyordu .
[83] tree
Dev boylu fetih askerleri , kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır , barutla ovdurur , dövme yaparlardı .
s-383
8082.test
Dev boylu fetih askerleri , kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır , barutla ovdurur , dövme yaparlardı .
[84] tree
Duasının tutup tutmayacağını söyleyemezdi .
s-384
8083.test
Duasının tutup tutmayacağını söyleyemezdi .
[85] tree
Size hayır kalmadığını dudak ucuyla söyleyiverirler ve gerçekten dedikleri de çıkar .
s-385
8084.test
Size hayır kalmadığını dudak ucuyla söyleyiverirler ve gerçekten dedikleri de çıkar .
[86] tree
Hatice Hanım pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı .
s-386
8085.test
Hatice Hanım pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı .
[87] tree
Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır .
s-387
8086.test
Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır .
[88] tree
Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı .
s-388
8087.test
Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı .
[89] tree
Ne yapacağını bilmez serseri bir revişle , uzaklarda yeşil zirveleri dalgalanan duradur dağlara doğru uzaklaştı .
s-389
8088.test
Ne yapacağını bilmez serseri bir revişle , uzaklarda yeşil zirveleri dalgalanan duradur dağlara doğru uzaklaştı .
[90] tree
Mektup desen değil , mektup deftere yazılmaz .
s-390
8089.test
Mektup desen değil , mektup deftere yazılmaz .
[91] tree
Bu tip duvar yüzlü politikacılar , üstelik pişkin pişkin sırıtmaktalar .
s-391
8090.test
Bu tip duvar yüzlü politikacılar , üstelik pişkin pişkin sırıtmaktalar .
[92] tree
Evine gönderilen haberleri hep duymazlıktan gelmişti .
s-392
8091.test
Evine gönderilen haberleri hep duymazlıktan gelmişti .
[93] tree
Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında
s-393
8092.test
Kimimiz dümen tutar mavnalarda / Kimimiz çımacıdır halat başında
[94] tree
Dayısı , amcası dâhil , obadan , oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir .
s-394
8093.test
Dayısı , amcası dâhil , obadan , oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir .
[95] tree
Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun .
s-395
8094.test
Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun .
[96] tree
Günlerce , haftalarca kitapların içine gömülür , dünyayı görmezdim .
s-396
8095.test
Günlerce , haftalarca kitapların içine gömülür , dünyayı görmezdim .
[97] tree
Gümüş şamdanların , pembe karanfillerin , kristallerin renk renk , ışık ışık parladığı sofralarda melek yüzlü , tatlı dilli insanlarla konuşur , dünyayı tozpembe görürdük .
s-397
8096.test
Gümüş şamdanların , pembe karanfillerin , kristallerin renk renk , ışık ışık parladığı sofralarda melek yüzlü , tatlı dilli insanlarla konuşur , dünyayı tozpembe görürdük .
[98] tree
Terlikçi İhsan , üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi .
s-398
8097.test
Terlikçi İhsan , üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi .
[99] tree
Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor .
s-399
8098.test
Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor .
[100] tree
Yazınsal gerçeklik , önünde sonunda bir düşlemselliğin ürünüdür .
s-400
8099.test
Yazınsal gerçeklik , önünde sonunda bir düşlemselliğin ürünüdür .

Edit as listText viewDependency trees