Sentence view
Universal Dependencies - Turkish - Kenet
Language | Turkish |
---|
Project | Kenet |
---|
Corpus Part | dev |
---|
Annotation | Kuzgun, Aslı; Cesur, Neslihan; Yıldız, Olcay Taner; Kuyrukçu, Oğuzhan; Yenice, Arife Betül; Arıcan, Bilge Nas; Sanıyar, Ezgi |
---|
showing 301 - 400 of 1646 • previous • next
Bütün yıl gezmiş de şimdi iş bulmaya kalkışmış .
s-301
8000.train
Bütün yıl gezmiş de şimdi iş bulmaya kalkışmış .
Şimdi , yalnız yorgun değil , biraz da dalgın görünüyordu .
s-302
8001.train
Şimdi , yalnız yorgun değil , biraz da dalgın görünüyordu .
Kadın da kadınmış ha !
s-303
8002.train
Kadın da kadınmış ha !
Bir kere ağzını açtı mı söyler de söyler .
s-304
8003.train
Bir kere ağzını açtı mı söyler de söyler .
Çocuk , satıcıyı görünce şeker de şeker diye tutturdu .
s-305
8004.train
Çocuk , satıcıyı görünce şeker de şeker diye tutturdu .
Daha da önemlisi sıkılganlığını unutturacaktı ona .
s-306
8005.train
Daha da önemlisi sıkılganlığını unutturacaktı ona .
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere , memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar , gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler .
s-307
8006.train
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere , memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar , gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler .
Yok , paşa kardeş , bu zaferde benim dahlim yok .
s-308
8007.train
Yok , paşa kardeş , bu zaferde benim dahlim yok .
Tilki gibi kurnaz yerine göre , icabında da kurt gibi dalaşkan .
s-309
8008.train
Tilki gibi kurnaz yerine göre , icabında da kurt gibi dalaşkan .
O korkuyu çoktan tüketmiştim ama babama inme inebilirdi .
s-310
8009.train
O korkuyu çoktan tüketmiştim ama babama inme inebilirdi .
Lala da pek darda kaldığı zaman kabahati Gülsüm'ün üstüne yıkıyor .
s-311
8010.train
Lala da pek darda kaldığı zaman kabahati Gülsüm'ün üstüne yıkıyor .
Arkadaşını böyle dar vakit eşeğin üstünde görünce koştu .
s-312
8011.train
Arkadaşını böyle dar vakit eşeğin üstünde görünce koştu .
Bütün edebiyatım , Tanin gazetesinin cumartesi sayılarında garpçılık davasını gütmekle geçiyor .
s-313
8012.train
Bütün edebiyatım , Tanin gazetesinin cumartesi sayılarında garpçılık davasını gütmekle geçiyor .
Rakı içmesi doğru bir hareket değildi amma sırf defigam etmek için olduktan sonra ehemmiyeti kalmazdı .
s-314
8013.train
Rakı içmesi doğru bir hareket değildi amma sırf defigam etmek için olduktan sonra ehemmiyeti kalmazdı .
Bir defterler tutardı , bayılırdık .
s-315
8014.train
Bir defterler tutardı , bayılırdık .
Oyun , okuyanı hiçbir tarih kitabının etkilemeyeceği kadar kuvvetle Fransız İhtilali'nin amansız , dehşet saçan günleriyle karşı karşıya bırakır .
s-316
8015.train
Oyun , okuyanı hiçbir tarih kitabının etkilemeyeceği kadar kuvvetle Fransız İhtilali'nin amansız , dehşet saçan günleriyle karşı karşıya bırakır .
Muhtarın maksadı bizi meraktan deli etmek .
s-317
8016.train
Muhtarın maksadı bizi meraktan deli etmek .
Üst üste attığı kurşunlarla hedefin içini delik deşik etmeye başlamıştı .
s-318
8017.train
Üst üste attığı kurşunlarla hedefin içini delik deşik etmeye başlamıştı .
Adamın kuruyup kalan kanının üstüne delik deşik olan yatakların pamukları saçıldı .
s-319
8018.train
Adamın kuruyup kalan kanının üstüne delik deşik olan yatakların pamukları saçıldı .
Tamahkâr ve yiyici bir adam olduğunu söylemek isteyenler delilsiz kalırdı .
s-320
8019.train
Tamahkâr ve yiyici bir adam olduğunu söylemek isteyenler delilsiz kalırdı .
Her senede üç dört ay , bahusus kışın boş kalırız .
s-321
8020.train
Her senede üç dört ay , bahusus kışın boş kalırız .
Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor .
s-322
8021.train
Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor .
Sene yıl demektir , senevi de yıllık demek olacak .
s-323
8022.train
Sene yıl demektir , senevi de yıllık demek olacak .
Hadi , sedirin önünde tepsiyi elimden sen al , demeye getiriyormuş .
s-324
8023.train
Hadi , sedirin önünde tepsiyi elimden sen al , demeye getiriyormuş .
Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
s-325
8024.train
Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Bu olay , on beş gündür sıcak yemek yemeyen askerlerin morallerini bozup sinirlerini iyice gerdi .
s-326
8025.train
Bu olay , on beş gündür sıcak yemek yemeyen askerlerin morallerini bozup sinirlerini iyice gerdi .
Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden , hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur ?
s-327
8026.train
Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden , hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur ?
Sular dizimize çıktı , göğsümüze , derken ayaklarımız kaydı , dengemizi kaybettik .
s-328
8027.train
Sular dizimize çıktı , göğsümüze , derken ayaklarımız kaydı , dengemizi kaybettik .
Kerem'i bebek arabasına koyup birlikte deniz boyu dolaştırmalara bile çıktık .
s-329
8028.train
Kerem'i bebek arabasına koyup birlikte deniz boyu dolaştırmalara bile çıktık .
Denize açıldıktan beş on gün sonra iki ciddi fırtına ile karşılaştım .
s-330
8029.train
Denize açıldıktan beş on gün sonra iki ciddi fırtına ile karşılaştım .
Bugün oraya gittiğinde çok fena olmuş , yatışmaya yüz tutan kederi yeniden depreşivermişti .
s-331
8030.train
Bugün oraya gittiğinde çok fena olmuş , yatışmaya yüz tutan kederi yeniden depreşivermişti .
Ağlamak , dertleşmek , dertlerine deva bulmak ihtiyacı her zamankinden fazla idi .
s-332
8031.train
Ağlamak , dertleşmek , dertlerine deva bulmak ihtiyacı her zamankinden fazla idi .
Gece boyunca kırlarda yürüdü , dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi .
s-333
8032.train
Gece boyunca kırlarda yürüdü , dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi .
Yazar , asıl romana girinceye kadar yığınla derinliksiz bilgi aktarıyor .
s-334
8033.train
Yazar , asıl romana girinceye kadar yığınla derinliksiz bilgi aktarıyor .
Çok uzak yerlerden geldim , ayaklarımın dermanı kesildi .
s-335
8034.train
Çok uzak yerlerden geldim , ayaklarımın dermanı kesildi .
İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta .
s-336
8035.train
İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta .
Evvela kendi kendisini cezalandırdı , sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi .
s-337
8036.train
Evvela kendi kendisini cezalandırdı , sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi .
Arada bir dünya görüşümü tam manasıyla destekleyici okuyucu mektupları almakla bahtiyarım .
s-338
8037.train
Arada bir dünya görüşümü tam manasıyla destekleyici okuyucu mektupları almakla bahtiyarım .
Bu harekete sadece şımarık gözü ile bakmak deve kuşuluk etmek olur .
s-339
8038.train
Bu harekete sadece şımarık gözü ile bakmak deve kuşuluk etmek olur .
O kadar kaba saba , öyle dev gibi bir adamdı ki .
s-340
8039.train
O kadar kaba saba , öyle dev gibi bir adamdı ki .
Zehra dımdızlak ortada kalacak .
s-341
8040.train
Zehra dımdızlak ortada kalacak .
Size hiç bu mektupların dışında ' Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi ' diyen oluyor mu ?
s-342
8041.train
Size hiç bu mektupların dışında ' Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi ' diyen oluyor mu ?
Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı .
s-343
8042.train
Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı .
Bu emel bana bu üç yıllık ömrümü didik didik edip kâğıt üzerine koymamı zorluyor .
s-344
8043.train
Bu emel bana bu üç yıllık ömrümü didik didik edip kâğıt üzerine koymamı zorluyor .
Böylece , Serdar'la didişip durmak derdinden de kurtulmuştu .
s-345
8044.train
Böylece , Serdar'la didişip durmak derdinden de kurtulmuştu .
Sağlam yapılı , dik duruşlu bir gençti o yıllarda .
s-346
8045.train
Sağlam yapılı , dik duruşlu bir gençti o yıllarda .
Şarkıcı olmak için yana tutuşa geçtiğim tutkunun dikenli yollarından söz edemeyeceğim .
s-347
8046.train
Şarkıcı olmak için yana tutuşa geçtiğim tutkunun dikenli yollarından söz edemeyeceğim .
Kafasına iki dikiş attılar .
s-348
8047.train
Kafasına iki dikiş attılar .
Şöyle kenara göze batmayacak bir masaya iliştik .
s-349
8048.train
Şöyle kenara göze batmayacak bir masaya iliştik .
Dikkatini topladı , yürüyen insanlara daha bir titizlikle bakmaya başladı .
s-350
8049.train
Dikkatini topladı , yürüyen insanlara daha bir titizlikle bakmaya başladı .
İyi oldu ağzının payını verdiğim , artık bana karşı daha dikkatli olur .
s-351
8050.train
İyi oldu ağzının payını verdiğim , artık bana karşı daha dikkatli olur .
Goethe'yi her açtığımda , bana dilce aydınlık gelen birkaç parçaya olsun rastlayabiliyordum .
s-352
8051.train
Goethe'yi her açtığımda , bana dilce aydınlık gelen birkaç parçaya olsun rastlayabiliyordum .
El âleme karşı rezil olmayalım .
s-353
8052.train
El âleme karşı rezil olmayalım .
Yıllar yılı , bu amaçları devlet adamlarımız , basınımız , sanat âlemimiz dile getirip durmuştur .
s-354
8053.train
Yıllar yılı , bu amaçları devlet adamlarımız , basınımız , sanat âlemimiz dile getirip durmuştur .
Çarşının alaycıları , gevezeleri .
s-355
8054.train
Çarşının alaycıları , gevezeleri .
Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış .
s-356
8055.train
Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış .
Götüreceği cadı karının dili dursa neyse .
s-357
8056.train
Götüreceği cadı karının dili dursa neyse .
Hep de aynı tipler .
s-358
8057.train
Hep de aynı tipler .
Çıkar şu dilinin altındaki baklayı da ne demek istiyorsan söyle , ben de anlayayım .
s-359
8058.train
Çıkar şu dilinin altındaki baklayı da ne demek istiyorsan söyle , ben de anlayayım .
Şarkta , insanın selameti dilini tutmasındadır diye bir söz vardır .
s-360
8059.train
Şarkta , insanın selameti dilini tutmasındadır diye bir söz vardır .
Bir dil sürçmesi sonucu , bu tartışmayı yarım saat kadar yürütmüşüm .
s-361
8060.train
Bir dil sürçmesi sonucu , bu tartışmayı yarım saat kadar yürütmüşüm .
Süleyman Kâhyaya söylemeye kimsenin dili varmıyor , gücü yetmiyordu .
s-362
8061.train
Süleyman Kâhyaya söylemeye kimsenin dili varmıyor , gücü yetmiyordu .
Şair neslinin şarkıdan o kadar dili yandı ki şarkı kelimesini nerede görse silip üstüne türkü diyecek .
s-363
8062.train
Şair neslinin şarkıdan o kadar dili yandı ki şarkı kelimesini nerede görse silip üstüne türkü diyecek .
Pencerenin önünde , sırtı odaya dönük olarak dimdik durdu .
s-364
8063.train
Pencerenin önünde , sırtı odaya dönük olarak dimdik durdu .
Odunlara karşı bir portakal sandığının üstünde dip dibe oturuyorlardı .
s-365
8064.train
Odunlara karşı bir portakal sandığının üstünde dip dibe oturuyorlardı .
Herkes benden emir , direktif almaya mecbur değil !
s-366
8065.train
Herkes benden emir , direktif almaya mecbur değil !
İlk dirlikçi , aza kanaat eden , gözü toprakta olmayan , millet fedaisi bir halk memuru alptır .
s-367
8066.train
İlk dirlikçi , aza kanaat eden , gözü toprakta olmayan , millet fedaisi bir halk memuru alptır .
Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları , can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti .
s-368
8067.train
Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları , can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti .
İnsan hoşlandığı işte hamaratlaşıyor , gerekli disipline farkına bile varmadan giriyor .
s-369
8068.train
İnsan hoşlandığı işte hamaratlaşıyor , gerekli disipline farkına bile varmadan giriyor .
Susuz Yaz adlı öykü kitabımı , oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım .
s-370
8069.train
Susuz Yaz adlı öykü kitabımı , oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım .
Kelimeyi dişimize vurmuşuz , beğenmişiz , saklamışız .
s-371
8070.train
Kelimeyi dişimize vurmuşuz , beğenmişiz , saklamışız .
Türk milleti İstiklal Savaşı'nda varlığını dişini tırnağına takarak göstermişti .
s-372
8071.train
Türk milleti İstiklal Savaşı'nda varlığını dişini tırnağına takarak göstermişti .
Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor .
s-373
8072.train
Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor .
Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü .
s-374
8073.train
Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü .
Kötülerin pek azı terbiyeye ve dizgine gelebilir .
s-375
8074.train
Kötülerin pek azı terbiyeye ve dizgine gelebilir .
Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu .
s-376
8075.train
Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu .
En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü .
s-377
8076.train
En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü .
Köyün dolamaçlarına vurmuş , yokuşu ağır ağır çıkıyorlardı .
s-378
8077.train
Köyün dolamaçlarına vurmuş , yokuşu ağır ağır çıkıyorlardı .
Karabiberli , domates suyuyla karışık votka içiyorduk .
s-379
8078.train
Karabiberli , domates suyuyla karışık votka içiyorduk .
Yepyeni güzel bir çeşmeden doya doya su içtik .
s-380
8079.train
Yepyeni güzel bir çeşmeden doya doya su içtik .
Bu dönemeçli , rampalı saadet beni biraz ürkütmeye başladı .
s-381
8080.train
Bu dönemeçli , rampalı saadet beni biraz ürkütmeye başladı .
Ülkemizde , elbette yüz binlerce mutlu , sıhhatli , şen , dört başı mamur çocuk var .
s-382
8081.train
Ülkemizde , elbette yüz binlerce mutlu , sıhhatli , şen , dört başı mamur çocuk var .
Çevresi dövmeli gümüş taslar içinde içilen buzlu bir ahududu şurupunun bir yaz sonu ılıklığıyla dolu kokusuna doyum olmadığını söylerler .
s-383
8082.train
Çevresi dövmeli gümüş taslar içinde içilen buzlu bir ahududu şurupunun bir yaz sonu ılıklığıyla dolu kokusuna doyum olmadığını söylerler .
Uyumak üzere olduğunu anladığında düş görmemek için dua etti .
s-384
8083.train
Uyumak üzere olduğunu anladığında düş görmemek için dua etti .
Bayram , dudağının ucuna gelen soruyu soramadı .
s-385
8084.train
Bayram , dudağının ucuna gelen soruyu soramadı .
Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım
s-386
8085.train
Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım
Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı , karıştırmalı ve dumana boğmalısınız .
s-387
8086.train
Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı , karıştırmalı ve dumana boğmalısınız .
Anadolu notları arasına bugün dumanı üstünde bir Rumeli notu sıkıştırıyorum .
s-388
8087.train
Anadolu notları arasına bugün dumanı üstünde bir Rumeli notu sıkıştırıyorum .
Aşk , bende öyle dumura uğramış bir duygu ki sevmek hasretini bile duyamıyorum .
s-389
8088.train
Aşk , bende öyle dumura uğramış bir duygu ki sevmek hasretini bile duyamıyorum .
Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı .
s-390
8089.train
Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı .
Bu kahvelerin çoğu beyaz badana duvarlıdır .
s-391
8090.train
Bu kahvelerin çoğu beyaz badana duvarlıdır .
Mektuplar , yitirme acısıyla duyarlılaşmış sezgime bir kapı açıyordu .
s-392
8091.train
Mektuplar , yitirme acısıyla duyarlılaşmış sezgime bir kapı açıyordu .
Bomboş , tamtakır konuşmalara ve duygusuz duyumsayışlara romanında handiyse özellikle yer veriyordu .
s-393
8092.train
Bomboş , tamtakır konuşmalara ve duygusuz duyumsayışlara romanında handiyse özellikle yer veriyordu .
Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz .
s-394
8093.train
Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz .
Defteri abimin elinde görünce , dünya başıma yıkıldı , basbayağı gözlerim karardı .
s-395
8094.train
Defteri abimin elinde görünce , dünya başıma yıkıldı , basbayağı gözlerim karardı .
Dünyanın tadını çıkarmaya devam ettik .
s-396
8095.train
Dünyanın tadını çıkarmaya devam ettik .
Kadıncağıza , o iki zavallı öksüz kızcağıza , dünyayı haram ediyor .
s-397
8096.train
Kadıncağıza , o iki zavallı öksüz kızcağıza , dünyayı haram ediyor .
Şöhreti dünyayı tutan Paris kadını nadiren güzeldir .
s-398
8097.train
Şöhreti dünyayı tutan Paris kadını nadiren güzeldir .
Karşısındaki kadında düş kırıklığı yarattığının farkında .
s-399
8098.train
Karşısındaki kadında düş kırıklığı yarattığının farkında .
Öykümde , düşlemi uç noktasına vardırıp , bir öykü kişisinden söz etmiştim .
s-400
8099.train
Öykümde , düşlemi uç noktasına vardırıp , bir öykü kişisinden söz etmiştim .
Edit as list • Text view • Dependency trees